risky - Türkisch Englisch Wörterbuch

risky

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "risky" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
risky adj. riskli
Nonetheless, I believe that we should be aware of the fact that we are embarking upon an incredibly risky game.
Bununla birlikte son derece riskli bir oyuna giriştiğimizin farkında olmamız gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
General
risky adj. tehlikeli
Would you like to take part in this risky experiment?
Bu tehlikeli deneye katılmak ister misiniz?

More Sentences
Technical
risky adj. riskli
The report emphasises that direct budgetary support is risky, irrespective of what is done.
Rapor, ne yapılırsa yapılsın doğrudan bütçe desteğinin riskli olduğunu vurgulamaktadır.

More Sentences
General
risky adj. sakat
risky adj. terbiyesiz
risky adj. çekinceli
risky adj. dokuncalı
risky adj. müstehcen
risky adj. açık saçık
risky adj. rizikolu
Trade/Economic
risky adj. rizikolu
risky adj. tehlikeli
Technical
risky adj. rizikolu
risky adj. tehlikeli

Bedeutungen, die der Begriff "risky" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
very risky adj. çok riskli
This is very risky.
Bu çok riskli.

More Sentences
too risky adj. çok riskli
It would be just too risky.
Bu çok riskli olur.

More Sentences
Speaking
it's too risky expr. çok riskli
I think it's too risky.
Bence çok riskli.

More Sentences
General
person who avoids risky ventures n. sağlamcı
risky behaviour n. riskli davranış
risky job n. riskli iş
risky venture n. çılgın ve heyecanlı girişim
knowingly undertake a risky business v. bile bile çok tehlikeli bir işe girişmek
become risky v. riskli hale gelmek
be risky v. risk oluşturmak
knowingly undertake a risky business v. kendini ateşe atmak
be risky v. risk taşımak
find risky v. sakınca görmek
find risky v. beis görmek
consider risky v. sakınca görmek
consider risky v. beis görmek
Trade/Economic
risky investments n. riskli yatırımlar
risky asset n. riskli varlık
risky loan n. riskli kredi
risky speculation n. riskli spekülasyon
risky investments n. riskli yatırım
Social Sciences
risky shift n. grup halinde alınan kararların bireysel olarak alınan kararlara oranla daha fazla risk taşıması
Environment
biologically risky contact n. biyolojik riskli temas