seem

Bedeutungen von dem Begriff "seem" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	seem v.	gözükmek
Sami didn't seem very busy today. Sami bugün çok meşgul gözükmüyordu. More Sentences
2	Common Usage	seem v.	görünmek
That seems sensible and would make our acts much more comprehensible to the public. Bu mantıklı görünüyor ve eylemlerimizi kamuoyu için çok daha anlaşılır kılacaktır. More Sentences
General
3	General	seem v.	görünmek
This Code is not published and, in any case, seems less than adequate. Bu Kod yayınlanmamıştır ve her halükarda yeterli olmaktan uzak görünmektedir. More Sentences
4	General	seem v.	benzemek
He seems disappointed in his son. Oğlu onu hayal kırıklığına uğratmışa benziyor. More Sentences
5	General	seem v.	gibi görünmek
It seems to hit on all the right points without just being like some of the old reports, a series of details. Bazı eski raporlar gibi sadece bir dizi ayrıntıdan ibaret olmadan tüm doğru noktalara değiniyor gibi görünüyor. More Sentences
6	General	seem v.	gibi gelmek
There seem to me to be two requirements in this. Bu konuda bana iki gereklilik varmış gibi geliyor. More Sentences
Technical
7	Technical	seem v.	görünmek
This is our position and it seems very clear to me. Bu bizim tutumumuz ve bana çok açık görünüyor. More Sentences
Aeronautic
8	Aeronautic	seem v.	gibi görünmek
Why am I saying this, and why, strange as it may seem, are they seen as one and the same thing? Bunu neden söylüyorum ve tuhaf görünse de neden ikisi aynı şeymiş gibi görülüyor? More Sentences
General
9	General	seem v.	göze ... gelmek
10	General	seem v.	bilinenler ışığında … gibi durmak
11	General	seem v.	tüm gerçekliğiyle ortada olmak
12	General	seem v.	doğruluğu açık olmak
13	General	seem v.	bariz olmak
14	General	seem v.	mevcudiyetini kanıtla göstermek
Technical
15	Technical	seem v.	... gibi görünmek

Bedeutungen, die der Begriff "seem" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 142 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	seem to be v.	görünmek
In addition, the changes seem to be taking a long time. Ayrıca, değişiklikler uzun zaman alıyor gibi görünüyor. More Sentences
2	General	seem like v.	gibi gelmek
That seems like a stupid idea to me. Bu bana aptalca bir fikir gibi geliyor. More Sentences
3	General	seem as if v.	gibi gelmek
Looking back on our college days, it seems as if they were a century ago. Üniversite günlerimize dönüp baktığımda, sanki bir asır önceymiş gibi geliyor. More Sentences
4	General	seem sick v.	hasta görünmek
Tom seemed sick. Tom hasta görünüyordu. More Sentences
5	General	seem ready v.	hazır görünmek
Tom seemed ready. Tom hazır görünüyordu. More Sentences
6	General	seem exaggerated v.	abartılı görünmek
His affection for us seems exaggerated. Bize olan sevgisi abartılı görünüyor. More Sentences
7	General	seem incapable v.	aciz görünmek
It still seems incapable of properly accounting for the massive public funds put at its disposal by our taxpayers. Vergi mükelleflerimiz tarafından emrine verilen devasa kamu fonlarının hesabını vermekten hala aciz görünüyor. More Sentences
8	General	not seem v.	göstermemek
Mordred, the cold wisp of a man, did not seem to have any age. Soğukkanlı bir adam olan Mordred, yaşını hiç göstermiyordu. More Sentences
9	General	seem determined v.	kararlı görünmek
Tom seems determined. Tom kararlı görünüyor. More Sentences
10	General	seem like v.	gibi gözükmek
It seems like it's been raining for weeks. Haftalardır yağmur yağıyor gibi gözüküyor. More Sentences
11	General	seem like v.	gibi görünmek
This seems like a good idea to us and we should probably do the same thing. Bu bize iyi bir fikir gibi görünüyor ve muhtemelen biz de aynı şeyi yapmalıyız. More Sentences
12	General	seem strange v.	tuhaf gelmek
It seemed strange to me, to tell the truth. Bana tuhaf geldi açıkçası. More Sentences
13	General	seem strange v.	tuhaf görünmek
Doesn't it seem strange to you? Senin için tuhaf görünmüyor mu? More Sentences
14	General	seem calm v.	sakin görünmek
He tried to seem calm but his trembling hands betrayed him. Sakin görünmeye çalıştı ama titreyen elleri onu ele verdi. More Sentences
15	General	seem possible v.	mümkün görünmek
It just doesn't seem possible. Bu sadece mümkün görünmüyor. More Sentences
16	General	seem difficult v.	zor görünmek
This problem seems difficult. Bu sorun zor görünüyor. More Sentences
17	General	seem hard v.	zor görünmek
It seems hard for you to see him today. Onu bugün görmen zor görünüyor. More Sentences
18	General	seem funny v.	komik görünmek
It seemed funny to me. Bana komik görünüyordu. More Sentences
19	General	seem ambitious v.	hırslı görünmek
Tom seems ambitious. Tom hırslı görünüyor. More Sentences
20	General	seem innocent v.	masum görünmek
The lyrics seem innocent enough, but if you listen to them closely, you'll realize how subversive they really are. Şarkı sözleri yeterince masum görünüyor ancak onları yakından dinlerseniz, gerçekte ne kadar yıkıcı olduklarını fark edeceksiniz. More Sentences
21	General	seem weird v.	garip görünmek
That seems weird. O garip görünüyor. More Sentences
22	General	seem quiet v.	sessiz görünmek
It seems quiet enough. Yeterince sessiz görünüyor. More Sentences
23	General	seem reasonable v.	mantıklı gelmek
That plan seems reasonable to me. Bu plan bana mantıklı geliyor. More Sentences
24	General	seem well v.	iyi görünmek
Tom didn't seem well today. Tom bugün iyi görünmüyordu. More Sentences
25	General	seem happy v.	mutlu görünmek
The dog seems happy. Köpek mutlu görünüyor. More Sentences
26	General	seem unconcerned v.	umursamaz görünmek
I thought Tom seemed unconcerned. Tom'un umursamaz göründüğünü düşünmüştüm. More Sentences
Phrasals
27	Phrasals	seem as v.	gibi görünmek
It really does seem as if the country has plague on all sides at once. Gerçekten de sanki ülkenin her tarafı aynı anda veba salgınına yakalanmış gibi görünüyor. More Sentences
Colloquial
28	Colloquial	seem distant v.	uzak görünmek
You seem distant. Sen uzak görünüyorsun. More Sentences
29	Colloquial	seem like (something) v.	(bir şeye) benzemek
It seemed like an army at the time. O zamanlar bir orduya benziyordu. More Sentences
Speaking
30	Speaking	it would seem expr.	gibi görünüyor
It would seem that the only way we can do so is by using the flexibility instrument. Bunu yapabilmemizin tek yolu esneklik aracını kullanmak gibi görünüyor. More Sentences
31	Speaking	you seem different expr.	farklı görünüyorsun
You seem different. Sen farklı görünüyorsun. More Sentences
32	Speaking	you seem familiar expr.	tanıdık geliyorsun
You seem familiar. Tanıdık geliyorsun. More Sentences
Common Usage
33	Common Usage	seem brave v.	cesur görünmek
General
34	General	seem strange v.	tuhaf kaçmak
35	General	seem younger v.	küçük göstermek
36	General	seem to know somebody v.	gözü ısırmak
37	General	seem strange v.	tuhafına gitmek
38	General	seem odd v.	acayip kaçmak
39	General	seem older v.	büyük göstermek
40	General	seem strange v.	garip kaçmak
41	General	seem strange v.	acayip kaçmak
42	General	begin to seem older v.	yaşlı gözükmeye başlamak
43	General	seem obvious v.	belli olmak
44	General	seem too much v.	çok gelmek
45	General	seem to disappear v.	görünmez olmak
46	General	seem sick v.	hasta gibi görünmek
47	General	seem meaningless v.	anlamsız gelmek
48	General	seem faulty v.	hatalı gelmek
49	General	seem erroneous v.	hatalı gelmek
50	General	seem beautiful v.	güzel görünmek
51	General	seem profitable v.	karlı görünmek
52	General	seem bizarre v.	tuhaf gelmek
53	General	seem bizarre v.	tuhaf görünmek
54	General	seem possible v.	olası gözükmek
55	General	seem probable v.	olası gözükmek
56	General	seem active v.	faal görünmek
57	General	seem active v.	aktif görünmek
58	General	seem incredible v.	alay gibi gelmek
59	General	seem incredible to v.	alay gibi gelmek
60	General	seem to be in good health v.	sağlıklı görünmek
61	General	seem to be in good health v.	iyi görünmek
62	General	seem to take a long time v.	uzun süreceğe benzemek
63	General	not seem to notice v.	farketmemiş gibi görünmek
64	General	seem innocent v.	suçsuz görünmek
65	General	seem weird v.	garip gözükmek
66	General	seem weird v.	tuhaf gözükmek
67	General	seem weird v.	tuhaf görünmek
68	General	seem clean v.	temiz görünmek
69	General	seem/look mature v.	olgun görünmek
70	General	seem strange v.	acayibine gitmek
71	General	seem strange to v.	garibine gitmek
72	General	seem strange to v.	acayibine gitmek
73	General	seem familiar v.	göz aşinalığı olmak
74	General	seem excessive v.	aşırı gelmek
75	General	seem like such a tragedy v.	tam bir trajedi gibi görünmek
76	General	seem to make sense to people v.	insanlara mantıklı gelmek
77	General	make it seem like an accident v.	kaza süsü vermek
78	General	make it seem like a suicide v.	intihar süsü vermek
79	General	not seem interested in v.	ilgi duymamak
80	General	seem unconcerned v.	aldırmıyor gibi görünmek
81	General	seem logical v.	Mantıklı görünmek
82	General	seem [obsolete] v.	uygun olmak
83	General	seem [obsolete] v.	elverişli olmak
84	General	seem [obsolete] v.	yakışmak
85	General	seem [obsolete] v.	yaraşmak
86	General	seem [obsolete] v.	uygun düşmek
87	General	seem risible v.	komik görünmek
Phrasals
88	Phrasals	seem as v.	gibi gelmek
Phrases
89	Phrases	success makes a fool seem wise expr.	başarı aptal insanları bilge gibi gösterir
90	Phrases	it would seem that expr.	görünen o ki
91	Phrases	it would seem that expr.	öyle görünüyor ki
92	Phrases	you seem out of sorts expr.	neşesiz görünüyorsun
93	Phrases	you seem out of sorts expr.	keyifsiz görünüyorsun
Proverb
94	Proverb	either seem as you are or be as you seem expr.	ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol
95	Proverb	either seem as you are or be as you seem expr.	ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol
96	Proverb	things are seldom as they seem	görünüş çoğu zaman aldatıcıdır
Colloquial
97	Colloquial	seem so helpless v.	çok çaresiz görünmek
98	Colloquial	seem cold v.	soğuk görünmek
99	Colloquial	seem like (something) v.	(bir şey) gibi görünmek
100	Colloquial	seem like (something) v.	(bir şey) izlenimi vermek
101	Colloquial	istr (I seem to remember/recall) expr.	hatırladığıma göre
Idioms
102	Idioms	can't seem to v.	yapamayacağı anlaşılmak
103	Idioms	can't seem to v.	yapamadığı belli olmak
104	Idioms	cannot seem to do something v.	birşeyi yapmaya muktedir olamamak
105	Idioms	seem a long shot v.	ihtimal dışı görünmek
106	Idioms	seem over-the-hill at thirty v.	otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek
107	Idioms	cannot seem to do something v.	yapamayacak gibi görünmek
108	Idioms	cannot seem to do something v.	yapacak gibi görünmemek
109	Idioms	seem million miles away v.	(çok) dalgın olmak/görünmek/durmak
110	Idioms	make something seem like a picnic v.	(bir şey başka bir şeyin) yanında çocuk oyuncağı gibi kalmak
111	Idioms	things are seldom what they seem expr.	görünüş çoğu zaman aldatıcıdır
Speaking
112	Speaking	it doesn't seem fair expr.	adil görünmüyor
113	Speaking	you seem a little off expr.	aklın başka yerde gibi
114	Speaking	I can't seem to solve this problem expr.	bu sorunu çözebileceğimi sanmıyorum
115	Speaking	you seem so young to be a psychiatrist expr.	bir psikiyatrist olmak için çok genç görünüyorsunuz
116	Speaking	I can't seem to escape you today expr.	bugün senden kurtuluş yok
117	Speaking	you seem suited for it expr.	bunun için çok uygun görünüyorsun
118	Speaking	I can't seem to solve this problem expr.	bu problemi bir türlü çözemiyorum
119	Speaking	you seem so young to be a psychiatrist expr.	bir psikiyatrist olmak için çok genç görünüyorsun
120	Speaking	you seem very nice expr.	çok hoş görünüyorsun
121	Speaking	you guys seem pretty cool expr.	çok kafa heriflere benziyorsunuz
122	Speaking	I seem to hear expr.	duyar gibiyim
123	Speaking	I seem to spend my life missing you expr.	hayatımı seni özlemekle geçiriyor gibiyim
124	Speaking	you don't seem afraid at all expr.	hiç korkmuş görünmüyorsun
125	Speaking	you seem educated expr.	eğitimli birine benziyorsun
126	Speaking	they seem fine expr.	iyi görünüyorlar
127	Speaking	you seem like good kids expr.	iyi çocuklara benziyorsunuz
128	Speaking	it doesn't seem like a good idea! expr.	iyi bir fikre benzemiyor
129	Speaking	you seem like a nice person expr.	iyi birisine benziyorsun
130	Speaking	I seem to hear expr.	işitir gibi oluyorum
131	Speaking	things seem dire expr.	işler/durum/gidişat kötü/vahim görünüyor/iyi görünmüyor
132	Speaking	you seem like a nice guy expr.	iyi birine benziyorsun
133	Speaking	I seem to have heard his name expr.	ismini duydum gibime geliyor
134	Speaking	you don't seem to know much about her expr.	onun hakkında pek fazla şey bildiğiniz söylenemez
135	Speaking	you don't seem to know much about him expr.	onun hakkında pek fazla şey bildiğiniz söylenemez
136	Speaking	it didn't seem so at the time expr.	o zaman öyle görünmüyordu
137	Speaking	you don't seem very enthusiastic expr.	pek hevesli görünmüyorsun
138	Speaking	it just doesn't seem like a fair trade expr.	pek de adil bir alışveriş değil bu
139	Speaking	you seem familiar expr.	tanıdık geliyorsunuz
140	Speaking	I seem to hear expr.	... işitir gibi oluyorum
141	Speaking	it would seem that ... expr.	... gibi görünüyor
142	Speaking	you are not what you seem expr.	göründüğün gibi değilsin