Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sham n. | sahtelik | ||
With all its sham, drudgery and broken dreams; it is still a beautiful world. Tüm sahteliği, angaryası ve kırık dökük hayalleriyle; dünya hala güzel bir yer. More Sentences |
||||
General | sham v. | numara yapmak | ||
He's only shamming. Sadece hasta numarası yapıyor. More Sentences |
||||
General | sham v. | rol yapmak | ||
He's only shamming. O sadece rol yapıyor. More Sentences |
||||
General | sham adj. | düzme | ||
The European arrest warrant that is before us is an unqualified political, legal and procedural sham. Önümüzde duran Avrupa tutuklama emri siyasi, hukuki ve usule ilişkin niteliksiz bir düzmecedir. More Sentences |
||||
General | sham adj. | sahtekar | ||
In the opinion of the independent NGO observers, the would-be democratic election held on 5 October was a sham. Bağımsız STK gözlemcilerinin görüşüne göre 5 Ekim'de yapılan sözde demokratik seçim bir sahtekarlıktı. More Sentences |
||||
General | sham adj. | düzmece | ||
The trial of 2 February, as other Members have said, was a sham. 2 Şubat'taki duruşma, diğer Üyelerin de söylediği gibi, bir düzmeceydi. More Sentences |
||||
General | sham adj. | sahte | ||
Sadly, it is now very obvious that the commitments given at Abuja were a sham. Ne yazık ki Abuja'da verilen taahhütlerin sahte olduğu artık çok açık. More Sentences |
||||
General | sham adj. | yalan | ||
The Bermuda Triangle is a sham. Bermuda Şeytan Üçgeni bir yalandır. More Sentences |
||||
Archaic | ||||
Archaic | sham v. | aldatmak | ||
Their marriage is a sham. Onların evliliği bir aldatmaca. More Sentences |
||||
General | ||||
General | sham n. | gözboyası | ||
General | sham n. | oyun | ||
General | sham n. | hile | ||
General | sham n. | danışıklı dövüş | ||
General | sham n. | dolandırıcı | ||
General | sham n. | kırlent | ||
General | sham n. | keten taklidi dekoratif kumaş parçası | ||
General | sham n. | (süslü) yastık kılıfı | ||
General | sham v. | ayak yapmak | ||
General | sham v. | yalandan yapmak | ||
General | sham v. | taklidi yapmak | ||
General | sham v. | yapar gibi yapmak | ||
General | sham v. | hileyle getirmek | ||
General | sham adj. | yalancı | ||
General | sham adj. | taklit | ||
General | sham adj. | danışıklı | ||
General | sham adj. | yalandan | ||
General | sham adj. | yapma | ||
General | sham adj. | kalaylı | ||
General | sham adj. | iğreti | ||
General | sham adj. | suni | ||
General | sham adj. | fos | ||
General | sham adj. | yapmacık | ||
General | sham adj. | yanlış | ||
General | sham adj. | gerçeğe aykırı | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | sham n. | şampanya | ||
Colloquial | sham n. | şampanya için kullanılan bir kısaltma | ||
Archaic | ||||
Archaic | sham v. | kandırmak | ||
Archaic | sham v. | hile yapmak | ||
Slang | ||||
Slang | sham n. | çakma |