Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | share n. | hisse | ||
Many believe that this has rescued the Nordic system of shares with different voting values. Pek çok kişi bunun, farklı oy değerlerine sahip hisselerden oluşan İskandinav sistemini kurtardığına inanmaktadır. More Sentences |
||||
Common Usage | share n. | pay | ||
We have a share in the responsibility for all this. Bütün bunların sorumluluğunda bizim de payımız var. More Sentences |
||||
Common Usage | share v. | paylaşmak | ||
I hope the Commission shares this position. Umarım Komisyon da bu yaklaşımı paylaşır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | share n. | nasip | ||
I've had my share of problems. Ben sorunlardan nasibimi aldım. More Sentences |
||||
General | share n. | pay | ||
As far as I know, nevertheless, there is only one country which loses out and gets less than its natural share. Bildiğim kadarıyla, yine de kaybeden ve doğal payından daha azını alan tek bir ülke var. More Sentences |
||||
General | share v. | katılmak | ||
In this respect, I fully share the views of our committee chairman. Bu bakımdan, komite başkanımızın görüşlerine tamamen katılıyorum. More Sentences |
||||
General | share v. | ortak olmak | ||
We are engaged in the work of legislation, which in many fields is regulated by officials who share in the decisions. Birçok alanda kararlara ortak olan yetkililer tarafından düzenlenen yasama çalışmalarıyla meşgulüz. More Sentences |
||||
General | share v. | paylaşmak | ||
I would like to share with you my astonishment. Şaşkınlığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | share n. | hisse | ||
This company has seen a 40% jump in share prices as a result of the events of 11 September and thereafter. Bu şirket, 11 Eylül ve sonrasında yaşanan olayların bir sonucu olarak hisse fiyatlarında %40'lık bir artış görmüştür. More Sentences |
||||
Trade/Economic | share n. | pay | ||
We are in the process of assuming our own share of responsibility. Kendi payımıza düşen sorumluluğu üstlenme sürecindeyiz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | share v. | paylaşmak | ||
I regret that I am unable to share the rapporteur's viewpoint. Raportörün görüşlerini paylaşamadığım için üzgünüm. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | share n. | paylaşım | ||
This city has a public bike share program. Bu şehirde halka açık bir bisiklet paylaşım programı var. More Sentences |
||||
Technical | share v. | ortaklaşa kullanmak | ||
He shared a well with his neighbor. Komşusuyla bir kuyuyu ortaklaşa kullanıyordu. More Sentences |
||||
Technical | share v. | paylaşmak | ||
This is what France and Spain, which share borders with Portugal and Italy, decided to do. Portekiz ve İtalya ile sınır paylaşan Fransa ve İspanya'nın yapmaya karar verdiği şey budur. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | share n. | hisse | ||
Tom became a billionaire when his company sold shares in an initial public offering. Onun şirketi halka arz hisse sattığında Tom milyarder oldu. More Sentences |
||||
Construction | share n. | pay | ||
The aim is to keep Parliament's share of administrative expenditure below 20%. Parlamentonun idari harcamalardaki payının %20'nin altında tutulması hedeflenmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | share n. | üleş | ||
General | share n. | istihkak | ||
General | share n. | parça | ||
General | share n. | katılım | ||
General | share n. | sermaye payı | ||
General | share n. | pastadaki pay | ||
General | share n. | sehim | ||
General | share n. | behre | ||
General | share n. | hak | ||
General | share n. | saban demiri | ||
General | share n. | kar payı | ||
General | share n. | paylaşma | ||
General | share n. | iştirak payı | ||
General | share v. | iştirak etmek | ||
General | share v. | taksim etmek | ||
General | share v. | bölüşmek | ||
General | share v. | üleşmek | ||
General | share v. | hisse almak | ||
General | share v. | söylemek | ||
General | share v. | paylaştırmak | ||
General | share v. | bölüştürmek | ||
General | share v. | katılmak (bir fikre) | ||
General | share v. | anlatmak | ||
General | share v. | paylaşımda bulunmak | ||
General | share v. | pay almak | ||
General | share v. | beraber kullanmak | ||
General | share v. | birlikte deneyimlemek | ||
General | share v. | haberleşmek | ||
General | share v. | temasa geçmek | ||
General | share v. | pay etmek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | share n. | aksiyon | ||
Trade/Economic | share n. | hisse senedi | ||
Trade/Economic | share n. | iştirak hissesi | ||
Trade/Economic | share n. | iştirak payı | ||
Trade/Economic | share n. | katılım payı | ||
Trade/Economic | share n. | katılma payı | ||
Trade/Economic | share v. | bölmek | ||
Trade/Economic | share v. | taksim etmek | ||
Law | ||||
Law | share n. | ortaklık | ||
Computer | ||||
Computer | share n. | paylaş | ||
Computer | share n. | bilgisayar ağındaki belirli kullanıcıların erişebildiği dijital içerik | ||
Computer | share n. | çevrimiçi bir içeriği ağdaki belirli kullanıcılarla paylaşma | ||
Computer | share v. | (içeriği) paylaşarak belirli kullanıcılara erişim hakkı vermek | ||
Computer | share v. | bir içeriği yalnız belirli kullanıcılara açmak | ||
Computer | share adj. | belirli kullanıcılara açılmış (içerik) | ||
Computer | share expr. | paylaştır | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | share n. | pulluk demiri | ||
Agriculture | share n. | saban kulağı | ||
Agriculture | share n. | saban uç demiri |