shed - Türkisch Englisch Wörterbuch

shed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "shed" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
shed n. baraka
They're either in the shed or in the den.
Onlar ya barakada ya da mağarada.

More Sentences
General
shed n. kulübe (odun/kömür vb konan)
We keep the lawnmower in that shed.
Çim biçme makinesini o kulübede tutuyoruz.

More Sentences
shed n. hangar
They converted an industrial shed into an office space.
Endüstriyel bir hangarı çalışma mekanına dönüştürdüler.

More Sentences
shed v. dökmek (yaprak/gözyaşı/tüy)
The snake shed its skin.
Yılan derisini döktü.

More Sentences
shed v. tüy dökmek
My cat is shedding hair.
Kedim tüy döküyor.

More Sentences
shed v. değiştirmek (yılan derisini)
The snake shed its skin.
Yılan derisini değiştirdi.

More Sentences
shed v. ışık tutmak
The message delivered on that occasion might shed some light in our current darkness.
Bu vesileyle verilecek mesaj şu anki karanlığımıza biraz ışık tutabilir.

More Sentences
shed v. kurtulmak
The newspaper wants to shed its negative public image.
Gazete toplum gözündeki olumsuz imajından kurtulmak istiyor.

More Sentences
shed v. (tüy) dökmek
Cats shed their fur all year-round.
Kediler tüm yıl boyunca tüy dökerler.

More Sentences
shed v. sağa sola saçmak
The flower girl walked down the aisle, shedding petals.
Çiçekçi kız yaprakları sağa sola saçarak geçitte yürüyordu.

More Sentences
shed v. (sıvı vb.) geçirmemek
My new outdoor boots shed all kinds of liquids.
Yeni dış mekan botlarım hiçbir sıvıyı geçirmiyor.

More Sentences
Aeronautic
shed n. hangar
They converted an industrial shed into an office space.
Endüstriyel bir hangarı çalışma mekanına dönüştürdüler.

More Sentences
Common Usage
shed n. kulübe
shed v. dökmek (gözyaşı vb)
shed v. dökmek
General
shed n. sundurma
shed n. döküntü
shed n. saç ayrımı
shed v. saçmak
shed v. dağıtmak
shed v. çıkarıp atmak
shed v. yaymak
shed v. göbeği düşmek
shed v. sızdırmamak
shed v. geçirmemek (su)
shed v. sıyrılmak
shed v. değiştirmek (deri)
shed v. akıtmak
shed v. (kanı) keserek akıtmak
shed v. (yapraklar) dökülmek
shed v. saçılmak
shed v. dağıtılmak
shed v. yayılmak
shed v. kulübeye yerleştirmek
shed v. barakaya koymak
shed v. (kamyon) yükünü yolda kazara boşaltmak
shed v. (işi) feshetmek
shed v. (çalışanı) kovmak
Irregular Verb
shed v. shed - shed
Trade/Economic
shed n. depo stili büyük perakende satış noktası
Textile
shed n. koyun yününde mekik dokumaya uygun aralık oluşacak şekilde yapılan ayırma
shed n. çözgünün iplikleri arasında yer alıp mekik dokunan aralık
shed v. (çözgüyü) mekik dokunan aralıkları oluşturacak şekilde ayırmak
Architecture
shed n. odunluk
Marine
shed n. liman ambarı
Physics
shed n. on üzeri eksi elli iki metre kareye eşdeğer olan eski bir çekirdek kesit alanı birimi
Zoology
shed n. dökülerek atılan dış kısım
Agriculture
shed n. ahır
Breeding
shed n. (köpek) çiftlik hayvanlarını ayırma
Geography
shed n. havza
Archaic
shed n. hayvanın gizlenme yeri
shed n. mağara
shed n. in
shed n. yuva
shed v. bölümlere ayırmak
shed v. kısımlara ayırmak
British Slang
shed n. döküntü
shed n. külüstür
shed adj. harap

Bedeutungen, die der Begriff "shed" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 166 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
shed light on v. konuyu aydınlatmak
Can you shed light on that?
O konuyu aydınlatabilir misin?

More Sentences
shed light on v. ışık tutmak
We finally have the committee and I hope it can shed light on all of this.
Nihayet komitemiz var ve umarım tüm bunlara ışık tutabilir.

More Sentences
shed tears v. gözyaşı dökmek
Tom shed tears.
Tom gözyaşı döktü.

More Sentences
shed light on v. aydınlatmak
Can you shed light on that?
Bunu aydınlatabilir misiniz?

More Sentences
Idioms
shed light on v. aydınlatmak
Can you shed light on that?
Bunu aydınlatabilir misiniz?

More Sentences
shed light on v. ışık tutmak
We finally have the committee and I hope it can shed light on all of this.
Nihayet komitemiz var ve umarım tüm bunlara ışık tutabilir.

More Sentences
shed crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
She shed crocodile tears over his death.
Onun ölümü üzerine timsah gözyaşları döktü.

More Sentences
General
cone storage shed n. kozalak istif yeri
bicycle shed n. kapalı bisiklet park yeri
animal shed n. damız
milking shed n. süt sağım kulübesi
boat shed n. kayıkhane
goods shed n. ardiye
goods shed n. eşya sundurması
goods shed n. depo
lean-to shed n. sundurma
garden shed n. bahçe kulübesi
cattle-shed n. sığır ahırı
cattle-shed n. ahır
garden shed n. yazlık yerlerde veya şehir dışlarında bahçeli, müstakil ev
coal shed n. kömürlük
bike shed n. ufak depo şeklindeki bisiklet saklama yeri
bike shed n. bisiklet kulübesi
bicycle shed n. ufak depo şeklindeki bisiklet saklama yeri
bicycle shed n. bisiklet kulübesi
garden shed n. bahçe kulübesi
cycle shed n. kapalı bisiklet park yeri
potting shed n. bahçe kulübesi
potting shed n. bitkilerin saksılara dikilip ilgili ürünlerin saklandığı yapı
shed [obsolete] n. bir diğerinden ayrılma
shed [obsolete] n. ayrım
shed [obsolete] n. fark
dog shed n. köpek kulübesi
be shed v. dökülmek
shed blood v. kan akıtmak
be shed v. göbeği düşmek
shed light v. ışık tutmak
shed tears v. yaş dökmek
shed blood v. kan dökmek
shed light on (a matter) v. açıklığa kavuşturmak
shed tears v. ağlamak
be shed v. kan akmak
shed leaves v. yaprak dökmek
shed tears a lot v. çok ağlamak
shed load v. yük boşaltmak
shed one's load v. yük boşaltmak
shed the load v. yükü indirmek
shed load v. yük dökmek
shed tears v. göz yaşı dökmek
shed weight v. kilo vermek
shed tear v. gözyaşı akıtmak
shed light on v. -i açıklamak
shed skin v. (yılan) kabuk değiştirmek
shed light v. su yüzüne çıkarmak
shed false tears v. sahte gözyaşı dökmek
shed crocodile tears v. yalandan ağlamak
shed [dialect] v. düşmek
shed [dialect] v. alçalmak
shed [dialect] v. inmek
shed [dialect] v. (saçı) ayırmak
open shed adj. sundurma
Phrasals
shed out v. tüy dökmek
shed out v. yeni doğum yapmış bir koyunu daha iyi bir meraya götürmek
Phrases
blood is shed expr. kan dökülmesi
blood is shed expr. adam/insan öldürme
blood is shed expr. sorun veya sıkıntıların baş göstermesi
Colloquial
shed pounds v. kilo vermek
Idioms
shed more heat than light n. bir konu hakkında yararlı açıklamalar yerine kısır tartışmaların yürütülmesi
shed light on v. açıklığa kavuşturmak
shed light on v. aydınlığa kavuşturmak
shed some light on something v. aydınlığa kavuşturmak
not shed a tear v. bir damla gözyaşı dökmemek
shed light on something v. bir konuyu açığa kavuşturmak
shed light on something v. bir konuya ışık tutmak
get shed of someone v. birini başından atmak
get shed of someone v. birinden kurtulmak
get shed of someone v. birini başından savmak
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşı dökmek
shed tears of happiness v. mutluluk gözyaşı dökmek
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşları dökmek
shed tears of happiness v. mutluluk gözyaşları dökmek
shed some light on something v. konuya açıklık getirmek
shed some light on something v. konuyu aydınlatmak
shed tears of happiness v. sevinç gözyaşları dökmek
shed tears of joy v. sevinç gözyaşları dökmek
shed tears of joy v. sevinç gözyaşı dökmek
shed tears of happiness v. sevinç gözyaşı dökmek
shed crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
shed more heat than light v. yangına su götüreceğine körükle gitmek
shed something v. artık istenmeyen bir şeyden kurtulmak
cast/shed/throw light on v. aydınlatmak
cast/shed/throw light on v. açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi aydınlatmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw (new) light on something v. bir şeyi anlaşılır hale getirmek
cast/shed/throw light on something v. bir konuya ışık tutmak
cast/shed/throw light on something v. bir konuyu açıklığa kavuşturmak
cast/shed/throw light on something v. konuyu aydınlatmak
cast/shed/throw light on something v. konuya açıklık getirmek
get shed of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) başından atmak
get shed of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kurtulmak
get shed of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) başından savmak
shed (some) light upon (something) v. (bir şeyi) aydınlığa kavuşturmak
shed (some) light upon (something) v. (bir konuyu) aydınlatmak
shed (some) light upon (something) v. (bir konuya) açıklık getirmek
shed (some) light upon (something) v. (bir konuya) ışık tutmak
shed a tear v. göz yaşı dökmek
shed a tear v. ağlamak
Speaking
a lot of blood was shed expr. çok kan döküldü
Trade/Economic
customs shed n. gümrük hangarı
dock shed n. rıhtım hangarı
open-shed n. sundurma
Technical
tool shed n. alet edevat odası
car shed n. araba sundurması
balloon shed n. balon hangarı
storage shed n. depolama sundurması
core shed n. korşit
cone storage shed n. kozalak istif yeri
shed roof n. tekeğimli çatı
water shed n. yağış alanı
core shed n. sondaj numunelerinin incelendiği yer
Architecture
shed dormer n. çatı ile aynı eğim yönündeki çatı penceresi
Automotive
evaporative emission shed system n. buharlaşıcı emisyon dağıtma düzeni
Traffic
snow shed adj. çığ tüneli
Railway
train shed n. tren hangarı
avalanche shed n. çığ siperi
avalanche shed n. çığ koruması
snow shed n. kar siperi
snow shed n. kar duvarı
train shed n. tren garı
snow shed adj. kar tüneli
Aeronautic
balloon shed n. balon hangarı
aircraft shed n. uçak hangarı
air shed n. uçak hangarı
repair shed n. havaalanında uçakların depolanıp bakımının yapıldığı büyük yapı
Marine
quay shed n. rıhtım barakası
transit shed n. transit dağıtım
Agriculture
milking shed n. süt sağım kulübesi
shearing shed [new zealand] n. koyun kırpılan yer
shearing shed [new zealand] n. yün kırkım evi
shearing shed [new zealand] n. yün kırkma ve balyalama ekipmanı içeren çiftlik binası
shed hand n. (avustralya ve yeni zelanda'da) koyun kırkma barakasında çalışan işçi
shed up [new zealand] v. (samanı) ahırda depolamak
Breeding
milking shed n. sağımhane
wool shed n. kırkma tesisi
wool shed n. koyunların kırkılıp yünlerinin piyasaya sürülmek üzere hazırlandığı bir bina veya binalar kompleksi
Tobacco
tobacco shed n. tütünün kurutulduğu bina
Environment
snow shed n. kar siperi
Geography
air shed n. belirli bir bölgedeki hava kaynağı
avalanche shed n. çığ sundurması
Meteorology
snow shed n. kar duvarı
Military
transit shed space n. transit depolama sahası
transit shed space n. transit ambarı
gun shed n. top sundurması
transit shed n. transit ambarı
Slang
not the sharpest tool in the shed n. aptal
not the sharpest tool in the shed n. salak
not the sharpest tool in the shed expr. akılsız
not the sharpest tool in the shed expr. beyinsiz
my head's a shed [uk] expr. kafam allak bullak
my head's a shed [uk] expr. kafam karma karışık
my head's a shed [uk] expr. kafa kalmadı
my head's a shed [uk] expr. beynim yanmış durumda
British Slang
shed on wheels n. külüstür araba
shed load of expr. sürüsüne bereket
Star Wars
gallorr's light repair shed n. gallorr'un hafif tamir barakası