Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | socialize v. | kaynaşmak | ||
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur. More Sentences |
||||
General | socialize v. | sosyalleşmek | ||
Tom has trouble socializing with people. Tom insanlarla sosyalleşmekte sorun yaşıyor. More Sentences |
||||
General | socialize v. | devletleştirmek | ||
General | socialize v. | sohbet etmek | ||
General | socialize v. | kamulaştırmak | ||
General | socialize v. | sosyalleştirmek | ||
General | socialize v. | sosyal hale getirmek | ||
General | socialize v. | topluma veya sosyal çevreye uymasını sağlamak | ||
General | socialize v. | topluma veya sosyal çevreye uyması için eğitmek | ||
General | socialize v. | sosyalist bir temel üzerine kurmak | ||
General | socialize v. | ortak mülkiyet veya kamu mülkiyeti ve denetimine tabi tutmak | ||
General | socialize v. | sosyal amaçlar için kullanmak | ||
General | socialize v. | sosyal ihtiyaç veya kullanımlara uyarlamak | ||
General | socialize v. | grup katılımını organize etmek | ||
Psychology | ||||
Psychology | socialize v. | toplumsallaştırmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Politics | ||
Politics | right to socialize n. | toplumsallaşma hakkı |