Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | tame v. | evcilleştirmek | ||
I had to learn to read the heavens, tame animals, and know signs. Gökleri okumayı, hayvanları evcilleştirmeyi ve işaretleri anlamayı öğrenmeliyim. More Sentences |
||||
Common Usage | tame adj. | evcil | ||
The bear is quite tame and doesn't bite. Ayı oldukça evcil ve ısırmıyor. More Sentences |
||||
Common Usage | tame adj. | uysal | ||
It has to be said, though, that this is a fairly tame set of proposals. Yine de bunun oldukça uysal bir öneriler dizisi olduğu söylenmelidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | tame v. | evcilleştirmek | ||
You can't tame a wolf. Bir kurdu evcilleştiremezsin. More Sentences |
||||
General | tame v. | uysallaştırmak | ||
Gods created women to tame men. Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı. More Sentences |
||||
General | tame v. | yumuşatmak | ||
Time tames the strongest grief. Zaman en güçlü kederi yumuşatır. More Sentences |
||||
General | tame v. | (öfkesini) dizginlemek | ||
Sami realized it wasn't easy to tame his hidden desires. Sami gizli arzularını dizginlemenin kolay olmadığını fark etti. More Sentences |
||||
General | tame v. | hafifletmek | ||
Time tames the strongest grief. Zaman en güçlü kederi bile hafifletir. More Sentences |
||||
General | tame v. | alıştırmak | ||
General | tame v. | ehlileştirmek | ||
General | tame v. | işlemek (toprak) | ||
General | tame v. | işlemek | ||
General | tame v. | uslandırmak | ||
General | tame v. | terbiye etmek | ||
General | tame v. | ekmek | ||
General | tame v. | uysallaştırmak | ||
General | tame v. | uslandırmak | ||
General | tame v. | (sinirini/öfkesini) bastırmak | ||
General | tame v. | cesaretini kırmak | ||
General | tame v. | sıkıcılaştırmak | ||
General | tame v. | ilgi veya heyecandan mahrum etmek | ||
General | tame v. | donuklaştırmak | ||
General | tame v. | heyecansızlaştırmak | ||
General | tame v. | toprak veya bitki olarak yetiştirmek | ||
General | tame v. | (toprağı) ıslah etmek | ||
General | tame v. | ekilir hale getirmek | ||
General | tame v. | tarıma elverişli kılmak | ||
General | tame v. | (bir merkezden) kontrol veya kumanda etmek | ||
General | tame v. | ehlileşmek | ||
General | tame v. | evcilleşmek | ||
General | tame adj. | zararsız | ||
General | tame adj. | yavan | ||
General | tame adj. | heyecan vermeyen | ||
General | tame adj. | sıkıcı | ||
General | tame adj. | manasız | ||
General | tame adj. | evcilleştirilmiş | ||
General | tame adj. | adamcıl | ||
General | tame adj. | munis | ||
General | tame adj. | uslu | ||
General | tame adj. | ehli | ||
General | tame adj. | heyecansız | ||
General | tame adj. | tatsız | ||
General | tame adj. | yumuşak başlı | ||
General | tame adj. | ehlileştirilmiş | ||
General | tame adj. | alıştırılmış | ||
General | tame adj. | itaatkar | ||
General | tame adj. | heyecandan yoksun | ||
General | tame adj. | heyecansız | ||
General | tame adj. | donuk | ||
General | tame adj. | yumuşak huylu | ||
General | tame adj. | zararsız | ||
General | tame adj. | yavaş | ||
General | tame adj. | ağır hareket eden | ||
General | tame adj. | yavaş hareket eden | ||
General | tame adj. | ağır ilerleyen | ||
General | tame adj. | cansız | ||
General | tame adj. | ruhsuz | ||
General | tame adj. | ürkek | ||
General | tame adj. | korkak | ||
General | tame adj. | islah edilmiş (toprak) | ||
General | tame adj. | kullanışlı ve yönetilebilir hale getirilmiş |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | as tame as adj. | kadar evcil | ||
I have never seen an animal as tame as a turtle. Bir kaplumbağa kadar evcil bir hayvan görmedim. More Sentences |
||||
General | become tame v. | evcilleşmek | ||
Proverb | ||||
Proverb | a wild goose never laid a tame egg | kırk yıllık kani olur mu yani | ||
Proverb | a wild goose never laid a tame egg | hiçbir şey durduk yere değişmez | ||
Proverb | a wild goose never laid a tame egg | böyle gelmiş böyle gider | ||
Idioms | ||||
Idioms | pudding and tame (childish rhyme) [obsolete] expr. | ismin ne? sorusuna karşılık kafiye oluşturan anlamsız çocukça bir cevap | ||
Botanic | ||||
Botanic | tame pasture n. | ıslah edilmiş mera | ||
Botanic | tame grass n. | ıslah edilmiş çim | ||
Botanic | tame grass n. | belirli özellikleri öne çıkarmak için ıslah edilip yetiştirilen çim, ot | ||
Botanic | tame hay n. | ıslah edilmiş ottan yapılan saman |