Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | thinker n. | düşünür | ||
Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death. Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür öldükten sonra ünlü olmuştur. More Sentences |
||||
General | thinker n. | filozof | ||
General | thinker n. | mütefekkir | ||
General | thinker n. | düşünüp taşınan kimse | ||
General | thinker n. | kafa yoran kimse | ||
General | thinker n. | zihin | ||
General | thinker n. | beyin | ||
General | thinker n. | (belirli bir şekilde) düşünen kimse |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Common Usage | the thinker n. | düşünen adam heykeli |
General | ||
General | being a thinker n. | düşünürlük |
General | clear thinker n. | mantıklı düşünen kimse |
General | critical thinker n. | eleştirel düşünür |
General | wishful thinker n. | gerçeklerden kaçan/hayal dünyasında yaşayan kimse |
General | divergent thinker n. | ayrık düşünceler zinciri şeklinde ilerleyen yaratıcı düşünme prosedürü |
Idioms | ||
Idioms | deep thinker n. | bir konuyu derinlemesine irdeleyen kişi |
Idioms | deep thinker n. | çok zeki ve derin düşünceleri olan kimse |
Education | ||
Education | convergent thinker n. | yakınsak düşünme yöntemini benimseyen kimse |