Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | untreatable adj. | tedavi edilemez | ||
Prevention of stillbirth is very difficult, as many causes of stillbirth remain either unknown or untreatable. Ölü doğumun önlenmesi çok zordur, çünkü birçok ölü doğum vakasının nedeni ya bilinmemekte ya da tedavi edilememektedir. More Sentences |
||||
General | untreatable adj. | tedavisiz | ||
General | untreatable adj. | tedavisi imkansız |