weakness - Türkisch Englisch Wörterbuch

weakness

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "weakness" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
weakness n. zayıflık
Furthermore, the lack of opportunity for local product processing is one great weakness of these economies.
Ayrıca, yerel ürün işleme fırsatının olmaması, bu ekonomilerin büyük bir zayıflığıdır.

More Sentences
weakness n. zaaf
Weaknesses in the sector include enforcement of health standards and inefficient processing methods.
Sektördeki zaaflar arasında, sağlık standartlarının yetersiz uygulanması ve verimsiz işleme yöntemleri vardır.

More Sentences
weakness n. güçsüzlük
You're taking advantage of her weakness.
Onun güçsüzlüğünden yararlanıyorsunuz.

More Sentences
General
weakness n. zaaf
Once under pressure from more competition, these weaknesses might pose a real problem.
Daha büyük bir rekabetin baskısı altına girdiklerinde, bu zaaflar gerçek bir sorun yaratabilir.

More Sentences
weakness n. güçsüzlük
We were in a state of incredible weakness.
Biz inanılmaz bir güçsüzlük durumundaydık.

More Sentences
weakness n. zayıflık
The study points to both progress and continuing weaknesses.
Çalışma hem ilerlemeye hem de devam eden zayıflıklara işaret ediyor.

More Sentences
weakness n. zayıf nokta
This is all well and good, but the regulation did have two weaknesses.
Tüm bunlar iyi ve güzel, ancak düzenlemenin iki zayıf noktası var.

More Sentences
Sport
weakness n. zayıflık
The Eurostat affair exposed the existing weaknesses in the channels of communication.
Eurostat olayı, iletişim kanallarındaki mevcut zayıflıkları ortaya çıkarmıştır.

More Sentences
Common Usage
weakness n. kuvvetsizlik
weakness n. halsizlik
weakness n. cansızlık
weakness n. dayanıksızlık
General
weakness n. inginlik
weakness n. hasta oluş
weakness n. cansızlık
weakness n. sönüklük
weakness n. dayanıksızlık
weakness n. kuvvetsizlik
weakness n. halsizlik
weakness n. iktidarsızlık
weakness n. cılızlık
weakness n. dermansızlık
weakness n. aciz
weakness n. kırıklık
weakness n. kofluk
weakness n. zafiyet
weakness n. acziyet
weakness n. takatsizlik
weakness n. iradesizlik
weakness n. irade zayıflığı
weakness n. düşkünlük
weakness n. aşırı ilgi
weakness n. zaaf duyulan şey
weakness n. yumuşak karın
weakness n. çok istenen şey
Technical
weakness n. yeğnilik
Sport
weakness n. kuvvetsizlik

Bedeutungen, die der Begriff "weakness" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 66 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
show weakness v. zayıflık göstermek
The ability to show weakness is a strength.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.

More Sentences
weakness of will n. iradesizlik
minimize a weakness n. zayıflığı gidermek
ruling weakness n. yönetim zafiyeti
management weakness n. yönetim zafiyeti
weakness and strength n. zayıf ve güçlü yan
security weakness n. güvenlik zaafı
security weakness n. güvenlik zaafiyeti
weakness of faith n. inanç zayıflığı
the biggest weakness n. en büyük zayıflık
the greatest weakness n. en büyük zayıflık
intelligence weakness n. istihbarat zaafı
show weakness v. zaafiyet göstermek
reveal weakness v. zayıflık göstermek
reveal weakness v. zaafiyet göstermek
overcome a weakness v. bakiyesi olmak
Phrases
strength grows from weakness n. güç zayıflıktan doğar
Colloquial
everyone has a weakness expr. herkesin bir zaafı vardır
in a moment of weakness expr. zayıf bir anında
in a moment of weakness expr. boşluğuna/dalgınlığına gelen bir anda
in a moment of weakness expr. doğru düşünemediği/karar veremediği bir anda
in a moment of weakness expr. doğru muhakeme yapamadığı bir anda
in a moment of weakness expr. bir zayıflık anında
in a moment of weakness expr. bir şuursuzluk anında
in a moment of weakness expr. şuursuz bir anında
in a moment of weakness expr. güçsüz bir anında
in a moment of weakness expr. güçsüzlük anında
Idioms
a moment of weakness n. zayıf bir an
a moment of weakness n. aciz bir an
a moment of weakness n. zayıf bir an
a moment of weakness n. boşluğuna denk gelen bir an
a moment of weakness n. düşünmeden/hızlıca karar verilen bir an
have a weakness for v. bir şeye karşı zayıflığı olmak
have a weakness for v. bir şeye zaafı olmak
have a weakness for v. zayıf olmak
have a weakness for someone or something v. (birine/bir şeye) karşı zaafı olmak
have a weakness for someone or something v. (birine/bir şeye) zaafı olmak
Speaking
that's your only weakness expr. bu senin tek zayıf yanın
Trade/Economic
economic weakness n. ekonomik güçsüzlük
demand weakness n. talep eksikliği
weakness in demand n. talep eksikliği
demand weakness n. talep yetersizliği
weakness in demand n. talep yetersizliği
Law
weakness of mind n. akıl ve fehimin zayıflığı
weakness of mind n. akıl zayıflığı
Technical
inherent weakness n. yapısal zayıflık
inherent weakness failure n. yapısal zayıflıktan işgörmezlik
Construction
plane of weakness n. zayıflık düzlemi
Aeronautic
inherent weakness failure n. malzeme yapısal hatası
Medical
neck extensor weakness n. boyun kaslarının ekstensör güçsüzlüğü
diaphragmatic weakness n. diyafragmatik zayıflık
weakness of hands n. ellerde güçsüzlük
focal muscle weakness n. fokal kas zafiyeti
atrophy and weakness of the intrinsic hand muscles n. intrensek el kaslarında atrofi ve kuvvetsizlik
isolated hand weakness n. izole el güçsüzlüğü
muscle pain and weakness n. kas ağrısı ve zayıflığı
muscle weakness n. kas güçsüzlüğü
muscle weakness n. kas zayıflığı
muscle weakness n. kas yorgunluğu
weakness in the arms and legs n. kol ve bacaklarda güçsüzlük
bladder weakness n. mesane zayıflığı
weakness of the radial group of fingers n. radiyal taraf parmaklarında güçsüzlük
weakness on right side n. sağ tarafta güçsüzlük
symmetrical muscle weakness n. simetrik kas güçsüzlüğü
symmetric proximal muscle weakness n. simetrik proksimal kas zayıflığı
weakness on left side n. sol tarafta güçsüzlük