yüzsüz - Türkisch Englisch Wörterbuch

yüzsüz

Bedeutungen von dem Begriff "yüzsüz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 54 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yüzsüz faceless adj.
Small, faceless groups intent on destruction have it within their power to destroy our whole world.
Yıkıma niyetli küçük, yüzsüz gruplar tüm dünyamızı yok etme gücüne sahiptir.

More Sentences
yüzsüz bold adj.
He entered the courtroom bold as brass.
Son derece yüzsüz bir şekilde mahkeme salonuna girdi.

More Sentences
British Slang
yüzsüz lairy adj.
They call me lairy Mary.
Onlar bana yüzsüz Mary derler.

More Sentences
Common Usage
yüzsüz barefaced adj.
yüzsüz cheeky adj.
General
yüzsüz saucebox n.
yüzsüz ribald n.
yüzsüz pushful adj.
yüzsüz pushing adj.
yüzsüz barefaced adj.
yüzsüz fresh adj.
yüzsüz bare faced adj.
yüzsüz brash adj.
yüzsüz cheeky adj.
yüzsüz unashamed adj.
yüzsüz shameless adj.
yüzsüz hardy adj.
yüzsüz brassy adj.
yüzsüz frontless adj.
yüzsüz saucy adj.
yüzsüz brazen adj.
yüzsüz gay adj.
yüzsüz brazenfaced adj.
yüzsüz bare adj.
yüzsüz unabashed adj.
yüzsüz bald adj.
yüzsüz indecent adj.
yüzsüz impudent adj.
yüzsüz unblushing adj.
yüzsüz brassey adj.
yüzsüz audacious adj.
yüzsüz bold-faced adj.
yüzsüz hard-boiled adj.
yüzsüz hard-bitten adj.
yüzsüz conscience-proof adj.
yüzsüz abashless adj.
yüzsüz unconfounded adj.
yüzsüz bald-faced adj.
yüzsüz bald-faced adj.
yüzsüz hard-faced [dialect] [uk] adj.
yüzsüz openhanded adj.
yüzsüz gay adj.
yüzsüz pushy adj.
Colloquial
yüzsüz fresh adj.
Idioms
yüzsüz brass neck [uk] n.
yüzsüz brass nerve n.
yüzsüz brazen-faced adj.
yüzsüz barefaced adj.
yüzsüz bold as brass adj.
yüzsüz as bold as brass expr.
Slang
yüzsüz nervy adj.
British Slang
yüzsüz brass-neck n.
yüzsüz brass-necked adj.
yüzsüz lippy adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yüzsüz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yüzsüz bir tavırla brazenly adv.
The thief brazenly walked into the store and stole an item.
Yüzsüz bir tavırla mağazaya giren hırsız, bir ürünü çaldı.

More Sentences
sırnaşık ya da yüzsüz kişi saucebox n.
yüzsüz kız slut n.
yüzsüz olmak cheek v.
yüzsüz olmak be audacious v.
yüzsüz olmak be barefaced v.
yüzsüz olmak be insolent v.
yüzsüz olmak be bold-faced v.
yüzsüz olmak be brazen v.
yüzsüz olmak be bodacious v.
yüzsüz olmak be brazen-faced v.
yüzsüz olmak be brassy v.
yüzsüz yüzsüz konuşmak snash v.
son derece yüzsüz as bold as brass adj.
yüzsüz bir şekilde hardily adv.
yüzsüz bir biçimde gayly adv.
yüzsüz bir şekilde ribaldly adv.
Phrasals
yüzsüz bir şekilde yanına gelmek/gitmek waltz up v.
yüzsüz bir şekilde (birinin/bir şeyin) yanına gelmek/gitmek waltz up (to someone or something) v.
Colloquial
yüzsüz yalancı bald-faced liar n.
yüzsüz yalancı bold-faced liar n.
yüzsüz ve pişkin brazen and pushy adj.
Idioms
yüzsüz yalancı bold-faced liar n.
yüzsüz yalancı barefaced liar n.
yüzsüz olmak have a lot of nerve v.
yüzsüz olmak take a lot of nerve v.
yüzsüz olmak have some neck v.
(bir şey yapmak) için yüzsüz/arsız/utanmaz olmak gerekmek take a lot of nerve (to do something) v.
Speaking
(onun) arsız/yüzsüz olduğunu düşünüyorum I like (his/her) cheek expr.
yüzsüz/pişkin olduğunu düşünüyorum I like your nerve/cheek expr.
Slang
utanmaz/yüzsüz kimse schmegegge n.