yetişmek

Bedeutungen von dem Begriff "yetişmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 49 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yetişmek	grow v.
Barley and wheat grow in the fields around the village. Köyün etrafındaki tarlalarda arpa ve buğday yetişir. More Sentences
General
2	General	yetişmek	be brought up v.
She was brought up here. Burada yetişmişti. More Sentences
3	General	yetişmek	grow up v.
He has grown up to be a fine gentleman. İyi bir beyefendi olarak yetişti. More Sentences
4	General	yetişmek	catch up on v.
The past is catching up on us. Geçmiş bize yetişiyor. More Sentences
5	General	yetişmek	do v.
And, for heaven's sake, do not let us turn around and start blaming you for not actually getting to 2004 on time. Ve Tanrı aşkına, dönüp de 2004'e zamanında yetişemediğiniz için sizi suçlamaya başlamamıza izin vermeyin. More Sentences
6	General	yetişmek	overtake v.
A few men fleet upon horse could overtake him. Atlı birkaç adam ona yetişebilirdi. More Sentences
7	General	yetişmek	catch up with v.
I quickened my steps to catch up with her. Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. More Sentences
8	General	yetişmek	catch up v.
The point is, will the countries of central and eastern Europe be able to catch up as Ireland has done? Mesele şu ki, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri İrlanda'nın yaptığı gibi yetişebilecek mi? More Sentences
9	General	yetişmek	keep up with v.
It's impossible to keep up with all of the webinar invitations, trend reports and industry news. İnternet ortamında seminer davetleri, trend raporları ve sektör haberlerinin tümüne yetişmek imkansız. More Sentences
10	General	yetişmek	keep up v.
I cannot keep up the pace. Hızıma yetişemiyorum. More Sentences
11	General	yetişmek	reach v.
We haven't been able to reach Tom yet. Biz henüz Tom'a yetişemedik. More Sentences
12	General	yetişmek	make v.
We're not going to make it in time. Zamanında yetişemeyeceğiz. More Sentences
13	General	yetişmek	arrive v.
I arrived just in time for the plane. Uçağa tam zamanında yetiştim. More Sentences
Common Usage
14	Common Usage	yetişmek	catch v.
General
15	General	yetişmek	equal v.
16	General	yetişmek	hand up v.
17	General	yetişmek	attain v.
18	General	yetişmek	get on for v.
19	General	yetişmek	serve v.
20	General	yetişmek	extend v.
21	General	yetişmek	draw up v.
22	General	yetişmek	run somebody close v.
23	General	yetişmek	attain to v.
24	General	yetişmek	pull up with v.
25	General	yetişmek	pull up v.
26	General	yetişmek	pull up to v.
27	General	yetişmek	come up with v.
28	General	yetişmek	catch v.
29	General	yetişmek	become up-to-date v.
30	General	yetişmek	train v.
31	General	yetişmek	atake [obsolete] v.
32	General	yetişmek	hang v.
33	General	yetişmek	upcatch v.
34	General	yetişmek	wex v.
35	General	yetişmek	plant v.
36	General	yetişmek	save v.
Phrasals
37	Phrasals	yetişmek	get at v.
38	Phrasals	yetişmek	grow out of v.
39	Phrasals	yetişmek	fetch up v.
40	Phrasals	yetişmek	fetch up v.
41	Phrasals	yetişmek	fetch up v.
42	Phrasals	yetişmek	catch with v.
43	Phrasals	yetişmek	come up v.
44	Phrasals	yetişmek	draw alongside v.
45	Phrasals	yetişmek	stay ahead v.
46	Phrasals	yetişmek	come up [dialect] v.
Idioms
47	Idioms	yetişmek	come up with v.
48	Idioms	yetişmek	hold tack with v.
Archaic
49	Archaic	yetişmek	outgrow v.

Bedeutungen, die der Begriff "yetişmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 152 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yetişmek (trene/vapura/uçağa)	catch v.
We ran fast to catch the train. Trene yetişebilmek için hızla koştuk. More Sentences
2	General	hızına yetişmek	catch up with v.
I caught up with the others. Diğerlerinin hızına yetiştim. More Sentences
3	General	hızına yetişmek	keep up with v.
I cannot keep up with the pace. Hızına yetişemiyorum. More Sentences
4	General	birlikte büyümek/yetişmek	grow together v.
Integration means living together, not only living alongside each other but living together and growing together. Entegrasyon birlikte yaşamak, sadece yan yana yaşamak değil, birlikte yaşamak ve birlikte büyümek demektir. More Sentences
5	General	uçağa yetişmek	catch a flight v.
Tom plans to catch a flight back to Boston this evening. Tom bu akşam Boston'a geri dönmek için uçağa yetişmeyi planlıyor. More Sentences
Phrasals
6	Phrasals	(birine/bir şeye) yetişmek	catch up to (something or someone) v.
We'll catch up to you. Sana yetişeceğiz. More Sentences
7	Phrasals	(birine/bir şeye) yetişmek	gain on (someone or something) v.
His car is gaining on us. Arabası bize yetişiyor. More Sentences
Colloquial
8	Colloquial	zar zor yetişmek	barely make it v.
Tom barely made it in time. Tom zar zor yetişti. More Sentences
9	Colloquial	(bir şeye/yere) yetişmek	make it (to something or some place) v.
Tom thought he had plenty of time to catch his plane, but he only just made it by the skin of his teeth. Tom uçağa yetişmek için çok vakti olduğunu düşünmüştü ama kıl payı yetişebildi. More Sentences
10	Colloquial	(bir şeye/yere) vaktinde yetişmek	make it (to something or some place) v.
We're never going to make it on time. Asla vaktinde yetişemeyeceğiz. More Sentences
General
11	General	birinin imdadına yetişmek	come to someone's rescue v.
12	General	imdadına yetişmek	come to somebody's rescue v.
13	General	imdadına yetişmek	come to the help of v.
14	General	kıtı kıtına yetişmek	be barely sufficient v.
15	General	imdadına yetişmek	rescue v.
16	General	yetişmek (bir yerde)	range v.
17	General	imdadına yetişmek	succour v.
18	General	kazancı masrafına yetişmek	make both ends meet v.
19	General	imdadına yetişmek	succor v.
20	General	yetişmek (yetmek)	suffice v.
21	General	iyi yetişmek	luxuriate v.
22	General	imdadına yetişmek	help v.
23	General	arkadan yetişmek	overtake v.
24	General	imdadına yetişmek	come to help v.
25	General	bir yere yetişmek	get to (a place) in time v.
26	General	imdada yetişmek	succor v.
27	General	imdada yetişmek	succour v.
28	General	imdada yetişmek	come to the help of v.
29	General	imdada yetişmek	come to someone's rescue v.
30	General	-e yetişmek	catch up with v.
31	General	-e yetişmek	reach v.
32	General	hızır gibi yetişmek	save the situation v.
33	General	hızına yetişmek	reach someone's speed v.
34	General	yardımına yetişmek	lend a hand to v.
35	General	imdada yetişmek	stand in the breach v.
36	General	imdadına yetişmek	lend a helping hand to v.
37	General	yardımına yetişmek	lend a helping hand to v.
38	General	imdadına yetişmek	lend a hand to v.
39	General	yardımına yetişmek	come to someone's rescue v.
40	General	imdadına yetişmek	come to someone's rescue v.
41	General	zamanında yetişmek	reach in time v.
42	General	zamanında yetişmek	arrive in time v.
43	General	aktarmalı bir uçuşa yetişmek	catch a connecting flight v.
44	General	uçuşa yetişmek	catch a flight v.
45	General	uçuşa yetişmek	catch the plane v.
46	General	uçağa yetişmek	catch the plane v.
47	General	(bitki/hayvan) (bir bölgede) bulunmak/yaşamak/yetişmek	affect v.
48	General	arkadan yetişmek	overcatch v.
49	General	arkadan yetişmek	overget [dialect] [uk] v.
50	General	(çim, ağaç bir şeyin üzerinde yetişmek	overgrow v.
51	General	diğerlerine yetişmek	stand the pace v.
52	General	diğerlerinin hızına yetişmek	stand the pace v.
53	General	diğerlerinin temposuna yetişmek	stand the pace v.
54	General	diğerlerine yetişmek	stay the pace v.
55	General	diğerlerinin hızına yetişmek	stay the pace v.
56	General	diğerlerinin temposuna yetişmek	stay the pace v.
57	General	zamanında yetişmek	save v.
58	General	zamanında (yetişmek)	in time adv.
Phrasals
59	Phrasals	arasına yetişmek	get between v.
60	Phrasals	(çim/ağaç) bir şeyin üzerinde büyümek/yetişmek	grow over v.
61	Phrasals	yardımına yetişmek	go to bat for v.
62	Phrasals	birine/bir şeye yetişmek	fare up v.
63	Phrasals	tohumdan, soğandan yetişmek	grow from something v.
64	Phrasals	(birinin/bir şeyin) üzerine kadar genişlemek/yetişmek	jut out over (someone or something) v.
65	Phrasals	birine yetişmek	sync up v.
66	Phrasals	bir şeye/yere yetişmek	boogie on down v.
67	Phrasals	benzer (biriyle/bir şeyle) mukayese edildiğinde onun kadar iyi olmak/ona yetişmek	stack up to someone or something v.
68	Phrasals	olarak yetişmek	qualify as v.
69	Phrasals	bir şey olarak yetişmek	qualify as something v.
70	Phrasals	birinin/bir şeyin yanına yetişmek	draw (up) alongside someone or something v.
71	Phrasals	birinin/bir şeyin yanına yetişmek	draw (up) alongside v.
72	Phrasals	birinin/bir şeyin yanına yetişmek	draw (up) alongside someone or something v.
73	Phrasals	birinin/bir şeyin yanına yetişmek	draw (up) alongside v.
74	Phrasals	(birine) yetişmek	catch up with (someone) v.
75	Phrasals	(birinin) hızına yetişmek	catch up with (someone) v.
76	Phrasals	(birine/bir şeye) yetişmek	get at (someone or something) v.
77	Phrasals	(bir şeyden) yetişmek	grow out of (something) v.
78	Phrasals	(birine/bir şeye) yetişmek	keep up with (someone or something) v.
79	Phrasals	(birinin/bir şeyin) seviyesine yetişmek	keep up with (someone or something) v.
Colloquial
80	Colloquial	imdadına yetişmek	save someone's neck v.
81	Colloquial	imdadına yetişmek	save someone's bacon v.
82	Colloquial	imdadına yetişmek	save someone's skin v.
83	Colloquial	yardımına yetişmek	save someone's neck v.
84	Colloquial	yardımına yetişmek	save someone's skin v.
85	Colloquial	yardımına yetişmek	save someone's bacon v.
86	Colloquial	birinin imdadına yetişmek	save somebody's bacon v.
87	Colloquial	birinin yardımına yetişmek	save somebody's bacon v.
88	Colloquial	zar zor yetişmek	to barely make it v.
89	Colloquial	ucu ucuna yetişmek	to barely make it v.
90	Colloquial	kıl payı yetişmek	to barely make it v.
91	Colloquial	son anda yetişmek	to barely make it v.
92	Colloquial	zar zor yetişmek	to barely make it on time v.
93	Colloquial	ucu ucuna yetişmek	to barely make it on time v.
94	Colloquial	kıl payı yetişmek	to barely make it on time v.
95	Colloquial	son anda yetişmek	to barely make it on time v.
Idioms
96	Idioms	imdadına yetişmek	lift up the feet v.
97	Idioms	her yere/işe yetişmek	not let the grass grow beneath (one's) feet v.
98	Idioms	çekirdekten yetişmek	come up through the ranks v.
99	Idioms	birine yetişmek	be up with someone v.
100	Idioms	yetişmek/geri kalmamak	stay abreast of (someone or something) v.
101	Idioms	birine yetişmek	gain on someone v.
102	Idioms	bir yere yetişmek	make it some place v.
103	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut eyeteeth on v.
104	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut teeth on v.
105	Idioms	çekirdekten yetişmek	come up through the ranks v.
106	Idioms	çekirdekten yetişmek	rise from the ranks v.
107	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut one's teeth on v.
108	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut one's eyeteeth on v.
109	Idioms	hızır gibi yetişmek	be a godsend v.
110	Idioms	hızır gibi yetişmek	come as a godsend v.
111	Idioms	imdada yetişmek	come to the rescue v.
112	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut one's eyeteeth on v.
113	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut eyeteeth on v.
114	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut one's teeth on v.
115	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut teeth on v.
116	Idioms	ucu ucuna yetişmek	run it fine v.
117	Idioms	ucu ucuna/milimi milimine yapmak/yetişmek	cut it close v.
118	Idioms	ucu ucuna yetişmek	make both ends meet v.
119	Idioms	ucu ucuna yetişmek	cut it fine v.
120	Idioms	ucu ucuna/milimi milimine yapmak/yetişmek	cut it fine v.
121	Idioms	hızlıca yetişmek	get (one's) tail (somewhere) v.
122	Idioms	zar zor yetişmek	barely make it on time v.
123	Idioms	her şeye aynı anda yetişmek	be in two places at once v.
124	Idioms	(birinin/bir şeyin) imdadına yetişmek	come to (someone's or something's) rescue v.
125	Idioms	(birinin/bir şeyin) yardımına yetişmek	come to (someone's or something's) rescue v.
126	Idioms	imdadına yetişmek	come to rescue v.
127	Idioms	yardımına yetişmek	come to rescue v.
128	Idioms	çekirdekten yetişmek	rise through the ranks v.
129	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut (one's) eyeteeth v.
130	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut (one's) eyeteeth v.
131	Idioms	(bir alanda) çekirdekten yetişmek	cut (one's) eyeteeth on (something) v.
132	Idioms	(bir konuda) sıfırdan yetişmek	cut (one's) eyeteeth on (something) v.
133	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut (one's) teeth v.
134	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut (one's) teeth v.
135	Idioms	(bir alanda) çekirdekten yetişmek	cut eyeteeth on (something) v.
136	Idioms	(bir konuda) sıfırdan yetişmek	cut eyeteeth on (something) v.
137	Idioms	çekirdekten yetişmek	cut your teeth v.
138	Idioms	sıfırdan yetişmek	cut your teeth v.
139	Idioms	(birine/bir şeye) yetişmek	run (someone or something) close v.
140	Idioms	yetişmek (rekabet/mücadele)	snap at someone's heels v.
Technical
141	Technical	bir hacim veya zamanda eşit olarak yetişmek	coextend v.
Botanic
142	Botanic	yeniden yetişmek	regrow v.
143	Botanic	çekirdekten yetişmek	establish v.
144	Botanic	(bitki) yetişmek	spring v.
Agriculture
145	Agriculture	kendiliğinden bitmek/yetişmek (bitki)	volunteer v.
Football
146	Football	altyapıdan yetişmek	groom through the youth setup v.
147	Football	altyapıdan yetişmek	come through the youth setup v.
Slang
148	Slang	tuvalete zar zor yetişmek	be touching cotton v.
149	Slang	hızlıca (bir yere) yetişmek	get (one's) ass (somewhere) v.
150	Slang	hızlıca (bir yere) yetişmek	get (one's) butt (some place) v.
151	Slang	birinin imdadına yetişmek	save someone's ass v.
152	Slang	birinin imdadına yetişmek	save someone's butt v.