appreciate - English Turkish Sentences
English Turkish
appreciate takdir etmek v.
  • We deeply appreciate that work.
  • Bu çalışmayı derinden takdir ediyoruz.
  • I fully understand and appreciate that.
  • Bunu tamamen anlıyor ve takdir ediyorum.
  • It is, to put it bluntly, immoral, and I quite simply do not understand those Member States who cannot appreciate this.
  • Açıkça söylemek gerekirse bu ahlaksızlıktır ve bunu takdir edemeyen Üye Devletleri anlamıyorum.
Show More (312)
appreciate minnettar olmak v.
  • I would appreciate an answer, one I hope will be yes.
  • Evet olacağını umduğum bir cevap için minnettar olurum.
  • Tom appreciated Mary's kindness.
  • Tom, Mary'nin nezaketine minnettar oldu.
  • I just wanted to tell Tom how much I appreciated his help.
  • Tom'a yardımına ne kadar minnettar olduğumu söylemek istedim.
Show More (34)
appreciate anlamak v.
  • This shows that the Russians cannot appreciate why we in Europe make such a fuss about Chechnya.
  • Bu durum Rusların, Avrupa'da Çeçenistan konusunda neden bu kadar yaygara kopardığımızı anlayamadıklarını göstermektedir.
  • I cannot appreciate how organising everything in large groups will liven up the parliamentary debate.
  • Her şeyi büyük gruplar halinde organize etmenin parlamentodaki tartışmaları nasıl canlandıracağını anlayamıyorum.
  • You do not need to be Einstein to appreciate that.
  • Bunu anlamak için Einstein olmaya gerek yok.
Show More (10)
appreciate takdirle karşılamak v.
  • The Commission greatly appreciates Parliament's efforts to examine the withdrawal of these amendments.
  • Komisyon, Parlamentonun bu değişikliklerin geri çekilmesini inceleme çabalarını büyük bir takdirle karşılamaktadır.
  • I appreciate the Commission's also being able to accept the amendments tabled.
  • Komisyon'un da sunulan değişiklikleri kabul etmesini takdirle karşılıyorum.
  • Parliament's position on this matter of October last year was very much appreciated.
  • Parlamento'nun geçen yıl Ekim ayında bu konudaki tutumu takdirle karşılanmıştır.
Show More (3)
appreciate değer vermek v.
  • Those people appreciate clarity.
  • Bu insanlar açıklığa değer verir.
  • I do appreciate that.
  • Buna gerçekten değer veriyorum.
  • He appreciates modern art.
  • Modern sanata değer verir.
Show More (1)
appreciate kavramak v.
  • He did not fully appreciate the full meaning of her compromise.
  • Kadının verdiği tavizin ne demek olduğunu tam olarak kavrayamamıştı.
  • You can not appreciate the poem until you have read it many times.
  • Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.
Show More (-1)
appreciate kıymetini bilmek v.
  • Sometimes you go through the hard things to appreciate the good ones.
  • Bazen iyi şeylerin kıymetini bilmek için zor dönemlerden geçersiniz.
  • They appreciate the little things.
  • Küçük şeylerin kıymetini biliyorlar.
Show More (-1)
appreciate beğenmek v.
  • All the children appreciated the fruits.
  • Bütün çocuklar meyveleri beğendi.
  • I no longer appreciate Tom.
  • Ben artık Tom'u beğenmiyorum.
Show More (-1)
appreciate müteşekkir olmak v.
  • I wonder if I should just pretend to appreciate the dinner that Mary made for us.
  • Acaba Mary'nin bizim için yaptığı yemeğe müteşekkir olmuş gibi mi yapmalıyım?
  • Tom appreciated all the letters Mary sent him while he was in prison.
  • Tom, Mary'nin hapisteyken ona gönderdiği tüm mektuplara müteşekkir oldu.
Show More (-1)
appreciate değer kazanmak v.
  • The Taiwanese dollar appreciated, causing Taiwanese exports to slump.
  • Tayvan doları değer kazandı, bu da Tayvan ihracatının düşmesine neden oldu.
  • The yen appreciated 10 percent against the dollar.
  • Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
Show More (-1)
appreciate değerlenmek v.
  • I expect my property to appreciate at least 10% in 5 years.
  • Bendeki arazinin 5 yıl içinde en az %10 değerleneceğini umuyorum.
Show More (-2)
appreciate kıymet vermek v.
  • All of us appreciate a nice, friendly tone of voice.
  • Hepimiz hoş ve arkadaşça bir ses tonuna kıymet veririz.
Show More (-2)
appreciate değerini bilmek v.
  • It is not until we lose our health that we appreciate its value.
  • Sağlığımızı kaybedene kadar onun değerini bilmeyiz.
Show More (-2)
appreciate zevk almak v.
  • I appreciate sweet things and books.
  • Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım.
Show More (-2)
appreciate minnet duymak v.
  • I deeply appreciate your advice and kindness.
  • Tavsiyenize ve nezaketinize derin minnet duyuyorum.
Show More (-2)