|
- You are going to be OK.
- İyi olacaksın.
- Something tells me Tom will be OK.
- İçimden bir ses Tom'un iyi olacağını söylüyor.
- Two o'clock would be OK.
- Saat iki iyi olurdu.
- I told you I was OK.
- Sana iyi olduğumu söyledim.
- I'm going to be OK.
- İyi olacağım.
- I'm sure Tom is OK.
- Tom'un iyi olduğuna eminim.
- I'm sure Tom will be OK.
- Tom'un iyi olacağından eminim.
- I have to make sure Tom is OK.
- Tom'un iyi olduğundan emin olmalıyım.
- Something tells me Tom will be OK.
- Bir şey bana Tom'un iyi olacağını söylüyor.
- Is Tom going to be OK?
- Tom iyi olacak mı?
- We know it's going to be OK now.
- Artık bunun iyi olacağını biliyoruz.
- Tom is going to be OK, isn't he?
- Tom iyi olacak, değil mi?
- Let's hope Tom is OK.
- Umalım da Tom iyi olsun.
- Tom is likely going to be OK.
- Tom muhtemelen iyi olacak.
- Tom thinks it'll be OK.
- Tom bunun iyi olacağını düşünüyor.
- Tom told me it was going to be OK.
- Tom bana onun iyi olacağını söyledi.
- Tom will be OK.
- Tom iyi olacak.
- I had to make sure you were OK.
- İyi olduğundan emin olmam gerekiyordu.
- I told her I was OK.
- Ona iyi olduğumu söyledim.
- Are you sure you're going to be OK?
- İyi olacağına emin misin?
- Tom said everything was OK.
- Tom her şeyin iyi olduğunu söyledi.
- I think Tom is going to be OK.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think I'll be OK in a minute.
- Sanırım bir dakika içinde iyi olacağım.
- Tom told me that he was OK.
- Tom bana iyi olduğunu söyledi.
- It's really going to be OK.
- O gerçekten iyi olacak.
- I told them I was OK.
- Onlara iyi olduğumu söyledim.
- Tom told Mary that he was OK.
- Tom Mary'e iyi olduğunu söyledi.
- Could you go and see if Tom is OK?
- Tom'un iyi olup olmadığını görmeye gidebilir misin?
- I'm glad Tom is OK.
- Tom'un iyi olmasına sevindim.
- Are we going to be OK?
- İyi olacak mıyız?
- It's all going to be OK.
- Her şey iyi olacak.
- Tom checked on me to make sure I was OK.
- Tom iyi olduğumdan emin olmak için beni kontrol etti.
- You must go and see if Mary is OK.
- Mary'nin iyi olup olmadığını gidip görmelisin.
- Tom told me to tell you Mary is OK.
- Tom sana Mary'nin iyi olduğunu söylememi istedi.
- It's going to be OK.
- Bu iyi olacak.
- I have no strong opinion about the matter, so whatever the majority thinks is good is OK with me.
- Bu konuda güçlü bir fikrim yok, bu yüzden çoğunluk neyin iyi olduğunu düşünüyorsa benim için sorun yok.
- You'll be OK without us, won't you?
- Biz olmadan iyi olacaksın, değil mi?
- I'll be OK, won't I?
- Ben iyi olacağım, değil mi?
- Could you make sure Tom is OK?
- Tom'un iyi olduğundan emin olur musun?
- We're going to be OK.
- Biz iyi olacağız.
- I hope Tom is going to be OK.
- Tom'un iyi olacağını umuyorum.
- I think we're going to be OK.
- Bence iyi olacağız.
- Could you make sure Tom is OK?
- Tom'un iyi olduğundan emin olabilir misin?
- Tom thought it was OK.
- Tom iyi olduğunu düşündü.
- I told Tom that everything was going to be OK.
- Tom'a her şeyin iyi olacağını söyledim.
- Tom said he was OK.
- Tom iyi olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was likely to be OK.
- Tom, Mary'nin muhtemelen iyi olduğunu söyledi.
- The good news is that Tom is OK.
- İyi haber Tom'un iyi olması.
- I'm glad everyone is OK.
- Herkesin iyi olmasına sevindim.
- I'm just glad Tom is OK.
- Tom'un iyi olduğuna sevindim.
- Tom is likely to be OK.
- Tom muhtemelen iyi olacak.
- Are you sure you'll be OK?
- İyi olacağından emin misin?
- I'll be OK, I hope.
- İyi olacağım, umarım.
- I had to make sure you were OK.
- Senin iyi olduğundan emin olmalıydım.
- Tom yelled back that he was OK.
- Tom iyi olduğunu bağırarak söyledi.
- Could you go and see if Tom is OK?
- Gidip Tom'un iyi olup olmadığına bakabilir misin?
- Your doctor says you're going to be OK.
- Doktorunuz iyi olacağınızı söylüyor.
- They'll be OK.
- İyi olacaklar.
- You're going to be OK.
- İyi olacaksın.
- Tom told me that he thought Mary was OK.
- Tom bana Mary'nin iyi olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom hoped that Mary was OK.
- Tom, Mary'nin iyi olmasını umuyordu.
- Tom shouted that he was OK.
- Tom iyi olduğunu haykırdı.
- Tom was stabbed with a kitchen knife, but he's going to be OK.
- Tom bir mutfak bıçağı ile bıçaklandı ama iyi olacak.
- A man came over and asked if I was OK.
- Bir adam uğradı ve iyi olup olmadığımı sordu.
- I hope they're going to be OK.
- Umarım iyi olurlar.
- We think Tom will be OK.
- Tom'un iyi olacağını düşünüyoruz.
- I hope Tom is going to be OK.
- Umarım Tom iyi olur.
- I'll be OK, won't I?
- İyi olacağım, değil mi?
- I knew you were OK.
- İyi olduğunu biliyordum.
- Your doctor says you're going to be OK.
- Doktorun iyi olacağını söylüyor.
- Tom asked Mary if she was OK.
- Tom Mary'ye iyi olup olmadığını sordu.
- Tom said it was OK.
- Tom iyi olduğunu söyledi.
- I hope everyone will be OK.
- Herkesin iyi olacağını umuyorum.
- I think that we're going to be OK.
- Sanırım iyi olacağız.
- I wonder if Tom is OK.
- Tom'un iyi olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom thinks it'll be OK.
- Tom iyi olacağını düşünüyor.
- It's going to be OK.
- İyi olacak.
- I feel like I'm going to be OK.
- İyi olacağımı hissediyorum.
- It should be OK to eat now.
- Şimdi yemek için iyi olmalı.
- I think that we're going to be OK.
- İyi olacağımızı düşünüyorum.
- Is that going to be OK?
- Bu iyi olacak mı?
- Tom called Mary to ask if everything was OK.
- Tom her şeyin iyi olup olmadığını sormak için Mary'yi aradı.
- Tom is going be OK, isn't he?
- Tom iyi olacak, değil mi?
- I'm sure Tom will be OK.
- Ben Tom'un iyi olacağına eminim.
- I needed to know that you were OK.
- İyi olduğunu bilmem gerekiyordu.
- Tom and I'll be OK.
- Tom ve ben iyi olacağız.
- Tom told me he was OK.
- Tom bana iyi olduğunu söyledi.
- I guess Tom will be OK.
- Sanırım Tom iyi olacak.
- We'll be OK.
- İyi olacağız.
- Tom will likely be OK.
- Tom muhtemelen iyi olacak.
- We thought Tom was OK.
- Tom'un iyi olduğunu düşündük.
- Two o'clock would be OK.
- Saat iki iyi olur.
- You must go and see if Mary is OK.
- Sen de gidip Mary'nin iyi olup olmadığına bakmalısın.
- Tom is going to be OK, right?
- Tom iyi olacak, değil mi?
- We're going to be OK.
- İyi olacağız.
- I just stopped by to see if you were OK.
- İyi olup olmadığına bakmak için uğradım.
- Please tell me Tom is OK.
- Lütfen bana Tom'un iyi olduğunu anlat.
- You should go and see if Tom is OK.
- Gidip Tom'un iyi olup olmadığına bakmalısın.
- I told Tom I was OK.
- Tom'a iyi olduğumu söyledim.
- You'll be OK.
- İyi olacaksın.
Show More (97)
|