brilliant - English Turkish Sentences
English Turkish
brilliant parlak adj.
  • I should like to thank her for her brilliant efforts.
  • Ben de kendisine parlak çabaları için teşekkür etmek istiyorum.
  • I should like to thank her for her brilliant efforts.
  • Parlak çabaları için kendisine teşekkür etmek isterim.
  • They announced this brilliant proposal publicly.
  • Bu parlak öneriyi kamuoyuna açıkladılar.
Show More (46)
brilliant harika adj.
  • Everyone knew at once that these were brilliant finds.
  • Herkes bunların harika buluntular olduğunu hemen anladı.
  • Brilliant!
  • Harika!
  • Even if it's not true, it's a brilliant invention.
  • Doğru olmasa bile, harika bir buluş.
Show More (17)
brilliant zeki adj.
  • Mary is a brilliant young lawyer.
  • Mary genç ve zeki bir avukat.
  • Tom is a brilliant artist.
  • Tom zeki bir sanatçıdır.
  • Tom is brilliant.
  • Tom zeki.
Show More (15)
brilliant mükemmel adj.
  • Having said that, I should also like to thank the rapporteur for the brilliant report she has presented here.
  • Bunu söyledikten sonra, raportöre burada sunduğu mükemmel rapor için de teşekkür etmek isterim.
  • He became a brilliant scholar but only at the expense of his health.
  • Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.
  • His invention is brilliant!
  • Onun buluşu mükemmel!
Show More (2)
brilliant muhteşem adj.
  • Because it was scary and brilliant all at the same time.
  • Çünkü aynı anda hem korkutucu hem de muhteşemdi.
  • Brilliant!
  • Muhteşem!
  • Who wrote that brilliant article?
  • O muhteşem makaleyi kim yazdı?
Show More (1)
brilliant parlak zekalı adj.
  • I thought you were brilliant.
  • Senin parlak zekalı olduğunu düşünmüştüm.
Show More (-2)
brilliant göz kamaştırıcı adj.
  • It was absolutely brilliant.
  • Kesinlikle göz kamaştırıcıydı.
Show More (-2)
brilliant görkemli adj.
  • Everyone recognized him as a brilliant pianist.
  • Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
Show More (-2)
brilliant ışıl ışıl adj.
  • Brilliant!
  • Işıl ışıl!
Show More (-2)