burning - English Turkish Sentences
English Turkish
burning yanan adj.
  • Tom rescued Mary's dog from the burning house.
  • Tom, Mary'nin köpeğini yanan evden kurtardı.
  • The child was rescued from a burning house.
  • Çocuk, yanan bir evden kurtarıldı.
  • Don't you smell something burning in the kitchen?
  • Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
Show More (49)
burning yanık n.
  • Do you smell something burning?
  • Yanık kokusu alıyor musun?
  • We kept the fire burning.
  • Ateşi yanık tuttuk.
  • The instant he opened the door, he smelt something burning.
  • Kapıyı açar açmaz yanık kokusu aldı.
Show More (13)
burning yakma n.
  • Burning waste and calling it recovery is stretching the imagination to the extreme.
  • Atık yakmak ve buna geri kazanım demek hayal gücünü aşırı derecede zorlamaktır.
  • In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
  • Geriye dönüp baktığımda, çöplerimizi evimizin bu kadar yakınında yakmamamız gerektiği apaçık görünüyor olabilir.
  • Burning the trash so close to the house wasn't a good idea.
  • Çöpü evin bu kadar yakınında yakmak iyi bir fikir değildi.
Show More (0)
burning yanmakta olan adj.
  • The sailors abandoned the burning ship.
  • Denizciler yanmakta olan gemiyi terk etti.
Show More (-2)