|
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Yaşlı sahne kapıcısı Tom Skeleton, hırpalanmış koltuğunda oturmuş, oyuncuların soyunma odalarından taş merdivenlerden çıkışını dinliyordu.
- Tom went into his dressing room.
- Tom soyunma odasına gitti.
- Let him use my dressing room.
- Bırakın o benim soyunma odamı kullansın.
- The dressing room is over there.
- Soyunma odası orada.
- Let him use my dressing room.
- Onun soyunma odamı kullanmasına izin verin.
- Let Tom use my dressing room.
- Tom'un soyunma odamı kullanmasına izin ver.
- Let her use my dressing room.
- Bırakın o benim soyunma odamı kullansın.
- Let her use my dressing room.
- Onun soyunma odamı kullanmasına izin verin.
- The dressing room is over there.
- Soyunma odası şurada.
- Tom is in the dressing room.
- Tom soyunma odasında.
- Let them use our dressing rooms.
- Bırak soyunma odalarımızı kullansınlar.
- Let them use our dressing rooms.
- Onların soyunma odalarımızı kullanmalarına izin verin.
- Let Tom use my dressing room.
- Tom'un benim soyunma odamı kullanmasına izin verin.
Show More (10)
|
