|
- When we hear the phrase 'long gestation periods' we have tended hitherto to think of elephants.
- Uzun gebelik süreleri' ifadesini duyduğumuzda şimdiye kadar filleri düşünme eğilimindeydik.
- So they will pay out for the elephants, instead of paying for schools or hospitals.
- Böylece okullar veya hastaneler için ödeme yapmak yerine filler için ödeme yapacaklar.
- You spoke of two elephants; perhaps the third one escaped you.
- İki filden bahsettiniz; belki de üçüncüsü gözünüzden kaçtı.
- That will not help any elephant.
- Bunun hiçbir file faydası olmaz.
- Elephants are poached for their ivory and their natural habitat has been considerably altered and reduced.
- Filler fildişleri için kaçak avlanmaktadır ve doğal yaşam alanları önemli ölçüde değiştirilmiş ve azaltılmıştır.
- There are only 10 000 elephants left in Asia and 300 000 in Africa.
- Asya'da sadece 10.000, Afrika'da ise 300.000 tane fil kalmıştır.
- It would say to them that if they try to invest money in preserving their elephants, they will not get back any revenue.
- Onlara fillerini korumak için para yatırmaya çalışırlarsa herhangi bir gelir elde edemeyeceklerini söyleyecektir.
- The previous CITES conferences took the decision to stop protecting the elephant.
- Önceki CITES konferanslarında filin korunmasının durdurulması kararı alınmıştı.
- I would also like to speak about the elephants.
- Filler hakkında da konuşmak istiyorum.
- Whoever maintains that elephants are in a strong position is mistaken.
- Her kim fillerin güçlü bir konumda olduğunu iddia ediyorsa yanılıyor.
- Illegal elephant poaching is now taking place on a much bigger scale, also in southern Africa.
- Yasa dışı fil avcılığı artık Güney Afrika'da da çok daha büyük bir ölçekte gerçekleşmektedir.
- Illegal elephant poaching is now taking place on a much bigger scale, also in southern Africa.
- Yasa dışı fil kaçakçılığı artık Güney Afrika'da da çok daha büyük bir ölçekte gerçekleşmektedir.
- There are only 10 000 elephants left in Asia and 300 000 in Africa.
- Asya'da sadece 10 000, Afrika'da ise 300 000 fil kalmıştır.
- She said that they loved their elephants.
- Fillerini sevdiklerini söyledi.
- What kind of incentive to preserve elephants does that give to countries with small elephant populations?
- Bu durum, küçük fil nüfusuna sahip ülkelere filleri korumak için ne tür bir teşvik sağlar?
- I do not approve of the culling of elephants; it is uncivilised.
- Fillerin itlaf edilmesini onaylamıyorum; bu medeniyetsizliktir.
- I would like to conclude with two short remarks on elephants and toothfish.
- Filler ve diş balıkları hakkında iki kısa açıklama yaparak sözlerime son vermek istiyorum.
- Elephants abound here.
- Filler burada bol miktarda bulunur.
- Which has the biggest brain, an elephant or a person?
- Hangisinin daha büyük beyni vardır, bir fil mi yoksa bir insan mı?
- Would you like to be an elephant?
- Bir fil olmak ister misin?
- The elephant is a very caring mother for its children.
- Fil, çocukları için çok şefkatli bir annedir.
- Elephants are in danger of dying out.
- Filler yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
- Elephants have long trunks.
- Fillerin uzun hortumları vardır.
- Don't think of an elephant.
- Bir fil düşünmeyin.
- This book says that elephants live to be over 100 years old.
- Bu kitap fillerin 100 yaşına kadar yaşadığını söylüyor.
- Tom had never seen an elephant before.
- Tom daha önce hiç fil görmemişti.
- Tom had never seen an elephant before.
- Tom daha önce hiç fil görmedi.
- Do you believe that elephants can contemplate life after death?
- Fillerin ölümden sonra yaşamı düşünebileceğine inanıyor musunuz?
- Tens of thousands of elephants are killed every year for their ivory tusks.
- Fildişi dişleri için her yıl on binlerce fil öldürülüyor.
- This is the way they capture elephants alive.
- Filleri bu şekilde canlı yakalıyorlar.
- He can nourish his elephant, but cannot nourish his child.
- O filini besleyebiliyor ama çocuğunu besleyemiyor.
- Russia is the homeland of the elephants.
- Rusya, fillerin vatanıdır.
- Would you like to be an elephant?
- Fil olmak ister miydin?
- The elephant's meal is enough to feed thousands of ants.
- Filin yemeği binlerce karıncayı doyurmaya yeter.
- This elephant is loved by small kids.
- Bu fil küçük çocuklar tarafından sevilir.
- Have you ever seen an elephant fly?
- Hiç filin uçtuğunu gördün mü?
- He shot many lions, elephants, and other animals.
- Birçok aslan, fil ve diğer hayvanları vurdu.
- The elephant has a short tail.
- Filin kısa bir kuyruğu vardır.
- I wanted to see the elephant first, but Tom wanted to see the monkeys.
- Ben önce fili görmek istedim ama Tom maymunları görmek istedi.
- Do elephants wear shoes?
- Filler ayakkabı giyer mi?
- There were no other elephants in the area.
- Bölgede başka fil yoktu.
- The elephant was killed by the hunter.
- Fil avcı tarafından öldürüldü.
- Elephants are several times the size of mice.
- Filler farelerin birkaç katı büyüklüğündedir.
- Elephants are the largest land animals alive today.
- Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.
- Elephants are the world's largest land animals.
- Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.
- The elephant is liked by little children.
- Fil, küçük çocuklar tarafından seviliyor.
- Elephants were killed for their ivory.
- Filler fildişleri için öldürülüyordu.
- I adore elephants.
- Filleri çok severim.
- Where's my elephant?
- Filim nerede?
- Don't think of an elephant.
- Bir fil düşünme.
- The hunters aimed their rifles at the elephant.
- Avcılar tüfeklerini file doğrulttular.
- This year the circus has ten elephants.
- Bu yıl sirkte on fil var.
- Lions, wolves, elephants, and horses are all animals.
- Aslanlar, kurtlar, filler ve atlar birer hayvandır.
- Where can I park my elephant?
- Filimi nereye park edebilirim?
- Baby elephants are cute.
- Bebek filler sevimlidir.
- I like elephants.
- Filleri severim.
- The elephant was brought to the zoo.
- Fil, hayvanat bahçesine getirildi.
- Elephants abound here.
- Burada filler çoktur.
- Have you ever seen a flying elephant?
- Sen hiç uçan bir fil gördün mü?
- I wanted to see the elephant first, but Tom wanted to see the monkeys.
- Önce fili görmek istedim ama Tom maymunları görmek istedi.
- Have you ever seen a flying elephant?
- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Elephants can't ride a bicycle.
- Filler bisiklete binemez.
- I like elephants.
- Ben filleri severim.
- I had never seen a real elephant.
- Ben hiç gerçek bir fil görmemiştim.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
- İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Is it true that elephants have good memory?
- Fillerin hafızasının iyi olduğu doğru mu?
- The elephant trumpets.
- Fil trompet çalıyor.
- I'm fairly certain that it was the elephant.
- Onun fil olduğundan oldukça eminim.
- Elephants are in danger of dying out.
- Filler nesilleri tükenme tehlikesi içindeler.
- The elephant walks on as the dogs bark.
- Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.
- The elephant won't move an inch.
- Fil bir santim bile kıpırdamayacak.
- The elephant is a very caring mother for its children.
- Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- This book says that elephants live to be over 100 years old.
- Bu kitap fillerin 100 yaşından daha fazla yaşadığını söylüyor.
- Tens of thousands of elephants are killed every year for their ivory tusks.
- Her yıl on binlerce fil, fildişleri için öldürülür.
- The elephant was shot.
- Fil vuruldu.
- He shot many lions, elephants, and other animals.
- O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.
- One morning I shot an elephant in my pyjamas.
- Bir sabah, pijamalarımla bir fil vurdum.
- Elephants can't ride bicycles.
- Filler bisiklete binemez.
- That huge mammal is called an elephant.
- O kocaman memeliye fil deniyor.
- You like an elephant.
- Fili seviyorsun.
- Elephants live in Asia and Africa.
- Filler Asya ve Afrika'da yaşarlar.
- This is the way they capture elephants alive.
- Bu, filleri canlı yakalamalarının yoludur.
- An elephant is a very large animal.
- Fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
- Filler iri bir hayvandır.
- Where's my elephant?
- Benim filim nerede?
- Have you ever seen a flying elephant?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?
- Watching the elephant show was amusing.
- Fil gösterisini izlemek eğlenceliydi.
- This elephant is adored by small children.
- Bu fil küçük çocuklar tarafından çok seviliyor.
- This elephant is adored by small children.
- Bu file, küçük çocuklar tarafından hayran olunur.
- An elephant is a strong animal.
- Fil güçlü bir hayvandır.
- The lion bites the elephant.
- Aslan fili ısırıyor.
- Elephants drink water.
- Filler su içer.
- Elephants usually only sleep two or three hours a day.
- Filler genellikle günde sadece iki ya da üç saat uyurlar.
- This is how they catch an elephant alive.
- Bir fili diriyken böyle yakalarlar.
- The elephant is the strongest animal.
- Fil en güçlü hayvandır.
- The elephant has a short tail.
- Filin kısa bir kuyruğu var.
- Elephants have two ears.
- Fillerin iki kulağı vardır.
- Elephants are several times the size of mice.
- Filler farelerden kat kat büyüktür.
- The lion bites the elephant.
- Aslan fili ısırır.
- This is how they catch an elephant alive.
- Bir fili canlı olarak böyle yakalıyorlar.
- Because of that virus, many elephants lost their lives.
- O virüs yüzünden birçok fil hayatını kaybetti.
- He can nourish his elephant, but cannot nourish his child.
- Filini besleyebilir ama çocuğunu besleyemez.
- If you must kill, kill an elephant and if you must rob, rob a treasury.
- Öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür, soyman gerekiyorsa bir hazineyi soy.
- Please do not think of a pink elephant right now.
- Lütfen şu anda pembe bir fil düşünme.
- Have you ever seen an elephant fly?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?
- Elephants are an endangered species.
- Filler nesli tükenmekte olan bir türdür.
- Elephants are in danger of dying out.
- Fil soyu, tükenme tehlikesi altındadır.
- The mother elephant bathes her baby in the river.
- Anne fil yavrusunu nehirde yıkıyor.
- Unfortunately, elephants can't sing well.
- Ne yazık ki filler iyi şarkı söyleyemezler.
- The elephant's skin is very tough.
- Filin derisi çok serttir.
- The elephant is an enormous creature.
- Fil çok büyük bir yaratık.
- Elephants are the world's largest land animals.
- Filler dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.
- This elephant is loved by small kids.
- Bu fil küçük çocuklar tarafından çok seviliyor.
- Because of that virus, many elephants lost their lives.
- Bu virüs nedeniyle birçok fil hayatını kaybetti.
- The elephant is grey.
- Fil gri renklidir.
- The elephants are drinking water.
- Filler su içiyor.
- The elephants are drinking water.
- Filler su içiyorlar.
- The elephant is the largest land animal.
- Fil en büyük kara hayvanıdır.
- An elephant is a very large animal.
- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- The elephant crushes the lion.
- Fil aslanı eziyor.
- An elephant is an enormous animal.
- Fil çok büyük bir hayvandır.
- Which has the biggest brain, an elephant or a person?
- Hangisinin beyni daha büyüktür, bir filin mi yoksa bir insanın mı?
- Did you find a place for the elephant?
- Fil için bir yer buldun mu?
- Tom sketched a picture of an elephant for Mary.
- Tom, Mary için bir fil resmi çizdi.
- Unfortunately, elephants can't sing well.
- Ne yazık ki filler iyi şarkı söyleyemez.
- I had never seen a real elephant.
- Hiç gerçek bir fil görmemiştim.
- The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
- An elephant is an enormous animal.
- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Please do not think of a pink elephant right now.
- Lütfen şu anda pembe bir fili düşünme.
- Lions, wolves, elephants, and horses are all animals.
- Aslanlar, kurtlar, filler ve atların hepsi hayvandırlar.
- An elephant has a long nose.
- Bir filin uzun bir burnu vardır.
- One morning I shot an elephant in my pyjamas.
- Bir sabah pijamalarımla bir fil vurdum.
- Can elephants sneeze?
- Filler hapşırabilir mi?
- I could eat an elephant.
- Bir fili bile yiyebilirim.
- Is it true that elephants have good memory?
- Fillerin iyi hafızaları olduğu doğru mu?
- That huge mammal is called an elephant.
- Bu büyük memeliye fil denir.
- Elephants can't ride bicycles.
- Filler bisiklet kullanamaz.
- I have an elephant.
- Bir filim var.
- You like elephants.
- Filleri seviyorsun.
- Do you know that elephants have two enormous ears, but they still can't understand you?
- Fillerin iki kocaman kulağı olduğunu ama yine de sizi anlayamadıklarını biliyor musunuz?
- I could eat an elephant.
- Bir fil yiyebilirim.
- How many elephants are left in Africa?
- Afrika'da kaç tane fil kaldı?
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
- İki büyük boğa fil, hangisinin gelecek neslin babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Russia is the homeland of the elephants.
- Rusya fillerin anavatanıdır.
- The elephant trumpets.
- Fil trompet çalar.
- Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
- Elephants are majestic animals.
- Filler görkemli hayvanlardır.
- Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Çok az fil Avrupa'ya taşınmaya gönüllü olur.
- The elephant is grey.
- Fil gri.
- I'm fairly certain that it was the elephant.
- Fil olduğundan oldukça eminim.
- Today is World Elephant Day.
- Bugün Dünya Fil Günü.
- I had never seen an elephant in real life.
- Gerçek hayatta hiç fil görmemiştim.
- Tom sketched a picture of an elephant for Mary.
- Tom Mary için bir fil resmi çizdi.
- I adore elephants.
- Fillere bayılırım.
- An elephant is a strong animal.
- Bir fil güçlü bir hayvandır.
- Elephants are divided into three different species.
- Filler üç farklı türe ayrılır.
- There were no other elephants in the area.
- Bölgede başka filler yoktu.
- How many elephants are left in Africa?
- Afrika'da kaç fil kaldı?
- This elephant is adored by small children.
- Bu fil, küçük çocuklar tarafından çok sevilir.
- You like elephants.
- Sen filleri seversin.
- This is an elephant's tusk.
- Bu, filin bir dişidir.
Show More (158)
|