enlarged - English Turkish Sentences
English Turkish
enlarged genişlemiş adj.
  • An enlarged EU will in fact be the largest player on the global food market.
  • Genişlemiş bir AB aslında küresel gıda pazarının en büyük oyuncusu olacaktır.
  • They will be the new neighbours of the enlarged Union, which will one day extend to the Balkans region too.
  • Bunlar, bir gün Balkanlar bölgesini de kapsayacak şekilde genişleyecek olan Birliğin yeni komşuları olacaktır.
  • We now need to establish in good time what shape the agricultural policy of the enlarged Community should take.
  • Şimdi, genişlemiş Topluluğun tarım politikasının nasıl bir şekil alması gerektiğini zamanında belirlememiz gerekiyor.
Show More (48)