|
- I hope I have a girlfriend after tonight.
- Umarım bu akşamdan sonra bir kız arkadaşım olur.
- A few girlfriends, nothing serious.
- Birkaç kız arkadaş işte, ciddi bir şey değil yani.
- A few girlfriends, nothing serious.
- Birkaç kız arkadaş falan, ciddi bir şey yok.
- I hope I have a girlfriend after tonight.
- Umarım bu geceden sonra bir kız arkadaşım olur.
- I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!
- Kız arkadaşımın normal olduğunu sanıyordum ama meğer bir succubus'muş!
- Maybe he has lots of girlfriends.
- Belki de bir sürü kız arkadaşı vardır.
- Fadil moved to Cairo with his first real girlfriend, Dania.
- Fadıl ilk gerçek kız arkadaşı Dania ile Kahire'ye taşındı.
- Tom's girlfriend is three years younger than he is.
- Tom'un kız arkadaşı kendinden üç yaş daha genç.
- Tom has only had one girlfriend.
- Tom'un sadece bir kız arkadaşı oldu.
- I have a girlfriend.
- Benim bir kız arkadaşım var.
- Sami has been stealing his girlfriend's money.
- Sami kız arkadaşının parasını çalıyordu.
- Tom told Mary that Alice wasn't his girlfriend anymore.
- Tom, Mary'ye Alice'in artık onun kız arkadaşı olmadığını söyledi.
- Mary was Tom's girlfriend at that time.
- Mary o zaman Tom'un kız arkadaşıydı.
- What have you bought your girlfriend for Christmas?
- Yılbaşı için kız arkadaşına ne aldın?
- It's not that I want to have a girlfriend, I just want to be in love.
- Bir kız arkadaşım olsun istediğimden değil, sadece aşık olmak istiyorum.
- His girlfriend cheated on him over and over again.
- Kız arkadaşı onu tekrar tekrar aldattı.
- You're not my girlfriend anymore.
- Artık benim kız arkadaşım değilsin.
- My girlfriend often cuts my hair.
- Kız arkadaşım sık sık saçımı keser.
- Tom bought a gift for his girlfriend.
- Tom kız arkadaşına bir hediye aldı.
- I have a Canadian girlfriend.
- Kanadalı bir kız arkadaşım var.
- A gentleman should buy his girlfriend flowers.
- Bir beyefendi kız arkadaşına çiçekler almalı.
- My girlfriend is from Boston.
- Kız arkadaşım Bostonlu.
- Tom bought a gift for his girlfriend.
- Tom kız arkadaşı için bir hediye aldı.
- I used to have a girlfriend.
- Bir kız arkadaşım vardı.
- I talked to Tom's old girlfriend.
- Tom'un eski kız arkadaşıyla sohbet ettim.
- Is that your new girlfriend?
- O senin yeni kız arkadaşın mı?
- I still don't have a girlfriend.
- Hâlâ bir kız arkadaşım yok.
- You don't have a girlfriend?
- Bir kız arkadaşın yok mu?
- I wondered why Tom didn't have a girlfriend.
- Tom'un neden bir kız arkadaşı olmadığını merak ettim.
- Did you see my girlfriend?
- Benim kız arkadaşımı gördün mü?
- You're about the same age as your girlfriend, aren't you?
- Kız arkadaşınla aynı yaştasın, değil mi?
- Tom never told us that Mary was his girlfriend.
- Tom bize Mary'nin kız arkadaşı olduğunu hiç söylemedi.
- My girlfriend is very jealous.
- Kız arkadaşım çok kıskançtır.
- He's never had a girlfriend.
- Asla bir kız arkadaşı olmadı.
- Tom didn't have a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı yoktu.
- I think Tom has a girlfriend already.
- Sanırım zaten Tom'un bir kız arkadaşı var.
- Dan had numerous girlfriends.
- Dan'in çok sayıda kız arkadaşı vardı.
- It's been a long time since my girlfriend left.
- Kız arkadaşım gideli uzun zaman oldu.
- Tom broke up with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşından ayrıldı.
- What do you know about his girlfriend?
- Kız arkadaşıyla ilgili ne biliyorsun?
- How long have you been Tom's girlfriend?
- Ne kadar süredir Tom'un kız arkadaşısın?
- I want to buy my girlfriend a present.
- Kız arkadaşıma bir hediye almak istiyorum.
- I've found myself a girlfriend.
- Kendime bir kız arkadaş buldum.
- I bought this as a gift for my girlfriend.
- Bunu kız arkadaşıma hediye olarak aldım.
- My girlfriend is a good dancer.
- Kız arkadaşım iyi bir dansçı.
- How many girlfriends does Fadil have?
- Fadıl'ın kaç tane kız arkadaşı var?
- When I was your age, I had a girlfriend.
- Senin yaşındayken benim bir kız arkadaşım vardı.
- We are both her girlfriends.
- İkimiz de onun kız arkadaşlarıyız.
- Why don't you get yourself a girlfriend?
- Neden kendine bir kız arkadaş bulmuyorsun?
- My girlfriend is pregnant and she wants to keep the baby.
- Kız arkadaşım hamile ve bebeği doğurmak istiyor.
- It doesn't bother me that Tom is going to be there with his new girlfriend.
- Tom'un yeni kız arkadaşıyla orada olacak olması beni rahatsız etmiyor.
- He was accompanied by his girlfriend.
- Kız arkadaşı ona eşlik etti.
- Stay away from my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan uzak dur.
- Are you Tom's girlfriend?
- Sen Tom'un kız arkadaşı mısın?
- I don't have a girlfriend.
- Kız arkadaşım yok.
- Tom never mentioned he had a girlfriend.
- Tom kız arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedi.
- What's it like being Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı olmak nasıl bir şey?
- Tom's girlfriend is quite a bit younger than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan biraz daha genç.
- My girlfriend left me.
- Kız arkadaşım beni terk etti.
- What are you doing staring at my girlfriend like that?
- Kız arkadaşıma öyle bakarak ne yapıyorsun?
- My girlfriend was crying.
- Kız arkadaşım ağlıyordu.
- My new girlfriend is Chinese.
- Yeni kız arkadaşım Çinli.
- I like you better than my last girlfriend.
- Seni son kız arkadaşımdan daha iyi tanıyorum.
- Sami didn't have a girlfriend.
- Sami'nin kız arkadaşı yoktu.
- I don't know whether or not Tom has a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum.
- Mary wanted to be Tom's girlfriend.
- Mary, Tom'un kız arkadaşı olmak istiyordu.
- Mary is a very demanding girlfriend.
- Mary çok talepkar bir kız arkadaş.
- Don't ever let me catch you talking to my girlfriend again.
- Seni bir daha kız arkadaşımla konuşurken yakalamayayım.
- Have you met Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşıyla tanıştın mı?
- Tom's new girlfriend is a vegetarian.
- Tom'un yeni kız arkadaşı bir vejetaryen.
- You were Tom's girlfriend when you were in high school, weren't you?
- Lisede iken Tom'un kız arkadaşıydın, değil mi?
- She is my girlfriend.
- O benim kız arkadaşım.
- Apparently, your girlfriend has great taste.
- Kız arkadaşınız çok zevk sahibi biriymiş anlaşılan.
- I heard he had a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşı olduğunu duydum.
- Tom already has a new girlfriend.
- Tom'un zaten yeni bir kız arkadaşı var.
- My girlfriend just dumped me.
- Kız arkadaşım az önce beni terk etti.
- Why would Tom tell Mary you were his girlfriend?
- Tom neden Mary'ye onun kız arkadaşı olduğunu söyledi?
- Sami's relationship with his girlfriend was up and down.
- Sami'nin kız arkadaşıyla ilişkisi inişli çıkışlıydı.
- His girlfriend was really angry at him.
- Kız arkadaşı ona çok kızgındı.
- My family were very fond of my girlfriend.
- Ailem kız arkadaşıma çok düşkündü.
- Tatoeba is not my girlfriend.
- Tatoeba benim kız arkadaşım değil.
- How many girlfriends does Tom have?
- Tom'un kaç kız arkadaşı var?
- Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı yok.
- I wish I had a beautiful girlfriend.
- Keşke güzel bir kız arkadaşım olsaydı.
- I wonder why Tom and John don't have girlfriends.
- Tom ve John'un neden kız arkadaşları olmadığını merak ediyorum.
- Tom told me Mary was his girlfriend.
- Tom bana Mary'nin kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- Tom's girlfriend knitted him a sweater.
- Tom'un kız arkadaşı ona bir kazak ördü.
- Tom's girlfriend broke up with him and started going out with another guy.
- Tom'un kız arkadaşı ondan ayrıldı ve başka bir adamla çıkmaya başladı.
- Mary is now my girlfriend.
- Mary artık benim kız arkadaşım.
- Bruce was terribly upset when his girlfriend left him, but he soon got over it.
- Bruce, kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü ama kısa sürede atlattı.
- Tom's first girlfriend was a blonde.
- Tom'un ilk kız arkadaşı bir sarışındı.
- I want my girlfriend back.
- Kız arkadaşımı geri istiyorum.
- Yesterday I was on my way home from work when I ran smack into my old girlfriend.
- Dün işten eve dönerken eski kız arkadaşımla karşılaştım.
- You're still my girlfriend, aren't you?
- Hâlâ kız arkadaşımsın, değil mi?
- This is where I brought my girlfriend on our first date.
- Burası ilk buluşmamızda kız arkadaşımı götürdüğüm yer.
- Tom showed me a picture of his girlfriend.
- Tom bana kız arkadaşının bir resmini gösterdi.
- Detectives said Tom strangled his girlfriend.
- Dedektifler Tom'un kız arkadaşını boğduğunu söyledi.
- What's the name of Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşının adı ne?
- Jamal moved to Cairo with his new girlfriend.
- Jamal yeni kız arkadaşı ile Kahire'ye taşındı.
- Dear Santa, I want a girlfriend for Christmas.
- Sevgili Noel baba, Noel için bir kız arkadaş istiyorum.
- I've never had a girlfriend.
- Hiç kız arkadaşım olmamıştı.
- That must be Tom's girlfriend.
- O, Tom'un kız arkadaşı olmalı.
- You're the same age as my girlfriend.
- Kız arkadaşımla aynı yaştasın.
- My girlfriend just dumped me.
- Kız arkadaşım demin beni terk etti.
- At what time will your girlfriend come back home?
- Senin kız arkadaşın saat kaçta eve geri gelecek?
- You need to stay away from my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan uzak durmanız gerekiyor.
- Stay away from my girlfriend.
- Benim kız arkadaşımdan uzak dur.
- Do you have a steady girlfriend?
- Sürekli çıktığın bir kız arkadaşın var mı?
- I miss drinking with my girlfriends.
- Kız arkadaşlarımla içmeyi özledim.
- I'm in love with Tom's girlfriend.
- Ben Tom'un kız arkadaşına aşığım.
- She advised him to tell his girlfriend that he loved her.
- Kız arkadaşına onu sevdiğini söylemesini tavsiye etti.
- She's my girlfriend and I'll marry her one day.
- O benim kız arkadaşım ve bir gün onunla evleneceğim.
- Pretend you're still my girlfriend.
- Hâlâ kız arkadaşımmışsın gibi yap.
- Sami didn't have a girlfriend.
- Sami'nin bir kız arkadaşı yoktu.
- Jim is crazy about his girlfriend.
- Jim, kız arkadaşını çok seviyor.
- Tom met a new girlfriend named Mary.
- Tom, Mary adlı yeni bir kız arkadaşla buluştu.
- Fadil had a greedy girlfriend.
- Fadil'in paragöz bir kız arkadaşı vardı.
- She was his new girlfriend.
- Onun yeni kız arkadaşıydı.
- Mary isn't my girlfriend.
- Mary benim kız arkadaşım değil.
- I'm sure I won't have any girlfriend anymore.
- Ben artık hiç kız arkadaşımın olmayacağına eminim.
- My boyfriend looks like your girlfriend.
- Erkek arkadaşım senin kız arkadaşına benziyor.
- Wasn't she your girlfriend?
- O senin kız arkadaşın değil miydi?
- Tom introduced me to his new girlfriend yesterday.
- Dün Tom beni yeni kız arkadaşına tanıttı.
- Tom is with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla birlikte.
- He couldn't stand being away from his girlfriend.
- Kız arkadaşından ayrı kalmaya dayanamadı.
- I don't know if Tom has a girlfriend or not.
- Tom'un kız arkadaşı var mı yok mu bilmiyorum.
- Graham hasn't got a girlfriend yet.
- Graham'ın henüz bir kız arkadaşı yok.
- Your girlfriend is going to be so mad at you when she finds out.
- Kız arkadaşın öğrendiğinde sana çok kızacak.
- Tom named his boat after his girlfriend, but then she left him.
- Tom teknesine kız arkadaşının adını verdi, ama sonra kız onu terk etti.
- Tom has a new girlfriend already.
- Tom'un şimdiden yeni bir kız arkadaşı var.
- If Tom's girlfriend knew he was here now, she'd be very angry.
- Eğer Tom'un kız arkadaşı onun burada olduğunu bilseydi, çok kızardı.
- How long has it been since you've had a girlfriend?
- Kız arkadaşın olmayalı ne kadar oldu?
- My girlfriend lied to me.
- Kız arkadaşım bana yalan söyledi.
- What do you think of Tom's new girlfriend?
- Tom'un yeni kız arkadaşı hakkında ne düşünüyorsun?
- Robert enjoyed talking with his girlfriend.
- Robert, kız arkadaşı ile konuşmaktan keyif aldı.
- Do you know Tom's girlfriend's name?
- Tom'un kız arkadaşının adını biliyor musun?
- Tom denied having beaten his girlfriend.
- Tom kız arkadaşını dövdüğünü inkar etti.
- My girlfriend dumped me.
- Kız arkadaşım beni terk etti.
- I didn't know what to do when my girlfriend told me she was pregnant.
- Kız arkadaşım bana hamile olduğunu söylediğinde ne yapacağımı bilemedim.
- Have you ever had a girlfriend?
- Hiç bir kız arkadaşın oldu mu?
- Tom said Mary was his girlfriend.
- Tom, Mary'nin kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- I told you I already have a girlfriend.
- Ben zaten bir kız arkadaşım olduğunu sana söyledim.
- I have a photo of my girlfriend on my nightstand.
- Komodinimde kız arkadaşımın bir fotoğrafı var.
- Tom's girlfriend is very supportive and understanding.
- Tom'un kız arkadaşı destekleyici ve anlayışlı.
- I wish I had a beautiful girlfriend.
- Keşke güzel bir kız arkadaşım olsa.
- Everyone knows I'm Tom's girlfriend.
- Herkes Tom'un kız arkadaşı olduğumu biliyor.
- I have a girlfriend.
- Bir kız arkadaşım var.
- How long has it been since you've had a girlfriend?
- Bir kız arkadaşın olduğundan beri ne kadar süre oldu?
- When I was your age, I had a girlfriend.
- Senin yaşındayken bir kız arkadaşım vardı.
- She's not my girlfriend.
- O benim kız arkadaşım değil.
- He was dumped by his girlfriend.
- O, kız arkadaşı tarafından terkedildi.
- I lied to my girlfriend about my age.
- Yaşım hakkında kız arkadaşıma yalan söyledim.
- Are you really Tom's girlfriend?
- Gerçekten Tom'un kız arkadaşı mısın?
- I used to be Tom's girlfriend.
- Ben Tom'un kız arkadaşıydım.
- Layla was a former girlfriend of Sami's.
- Layla, Sami'nin eski bir kız arkadaşıydı.
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan ayrılmayı düşünüyorum.
- I think my girlfriend is kind of cute.
- Bence kız arkadaşım tatlı biri sayılır.
- Tom often dreams of his girlfriend.
- Tom sık sık kız arkadaşını hayal eder.
- Sami's girlfriend was very sexy.
- Sami'nin kız arkadaşı çok seksiydi.
- I have a girlfriend already.
- Zaten bir kız arkadaşım var.
- In the bed where my girlfriend sleeps it is not cold.
- Kız arkadaşımın uyuduğu yatak soğuk değil.
- How long have you been Tom's girlfriend?
- Ne zamandır Tom'un kız arkadaşısın?
- Do you really want to break up with your girlfriend?
- Gerçekten kız arkadaşından ayrılmak istiyor musun?
- Fadil and Layla chose to spend their time together as boyfriend and girlfriend.
- Fadıl ve Leyla, erkek arkadaş ve kız arkadaş olarak vakitlerini birlikte geçirmeyi seçtiler.
- Did you see my girlfriend?
- Kız arkadaşımı gördün mü?
- Now that I have a girlfriend, I'm happy.
- Artık bir kız arkadaşım var, mutluyum.
- He has a girlfriend but he still flirts with me.
- Kız arkadaşı var ama hala benimle flört ediyor.
- Every boy here has a girlfriend.
- Buradaki her oğlanın bir kız arkadaşı var.
- Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
- Tom, kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
- Tom's girlfriend threw him out.
- Tom'un kız arkadaşı onu dışarı attı.
- Tom has only had one girlfriend.
- Tom'un sadece bir kız arkadaşı vardı.
- Mary is your girlfriend, isn't she?
- Mary senin kız arkadaşın, değil mi?
- Tom has found a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaş buldu.
- I am happy with my girlfriend.
- Kız arkadaşım ile mutluyum.
- Is it true that your girlfriend is Japanese?
- Senin kız arkadaşının Japon olduğu doğru mu?
- He got his girlfriend pregnant and they had to get married.
- Kız arkadaşını hamile bıraktı ve evlenmek zorunda kaldılar.
- You absolutely must not tell my girlfriend about this!
- Bundan kız arkadaşıma kesinlikle bahsetmemelisin!
- Tom tells me you're his girlfriend.
- Tom bana onun kız arkadaşı olduğunu söylüyor.
- Tom showed up at the party with his new girlfriend.
- Tom partiye yeni kız arkadaşıyla geldi.
- Tom's new girlfriend is much younger than he is.
- Tom'un yeni kız arkadaşı kendinden çok daha genç.
- I don't want to say that to my girlfriend.
- Bunu kız arkadaşıma söylemek istemiyorum.
- She texted her girlfriend.
- Kız arkadaşına mesaj attı.
- I think my girlfriend is better looking than yours.
- Sanırım benim kız arkadaşım seninkinden daha güzel.
- Tom asked me if I had a girlfriend.
- Tom kız arkadaşım olup olmadığını sordu.
- I hear you've got a new girlfriend.
- Duydum ki yeni bir kız arkadaşın varmış.
- Where did you meet your girlfriend?
- Kız arkadaşınla nerede tanıştın?
- I'm Tom's girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşıyım.
- Are you Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı mısın?
- I enjoyed talking with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla konuşmaktan zevk aldım.
- I have a serious girlfriend.
- Ciddi bir kız arkadaşım var.
- Tom has only ever had one girlfriend.
- Tom'un şimdiye kadar sadece bir kız arkadaşı olmuştur.
- Tom doesn't have a girlfriend now.
- Tom'un artık bir kız arkadaşı yok.
- Are you sure he doesn't have a girlfriend?
- Kız arkadaşı olmadığına emin misin?
- Brian's girlfriend often begs him to take her to luxurious restaurants.
- Brian'ın kız arkadaşı, sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarıyor.
- Tom showed us a picture of his girlfriend.
- Tom bize kız arkadaşının resmini gösterdi.
- You need to stay away from my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan uzak durmalısın.
- Tom has a serious girlfriend.
- Tom'un ciddi bir kız arkadaşı var.
- I'll be with my girlfriend.
- Ben kız arkadaşımla olacağım.
- I've never even had a girlfriend.
- Hiç kız arkadaşım olmadı.
- Sami didn't have a lot of girlfriends.
- Sami'nin pek fazla kız arkadaşı yoktu.
- I used to be Tom's girlfriend.
- Eskiden Tom'un kız arkadaşıydım.
- Do you have a girlfriend, Tom?
- Kız arkadaşın var mı, Tom?
- He already has a new girlfriend.
- Zaten yeni bir kız arkadaşı var.
- I don't have a girlfriend.
- Benim kız arkadaşım yok.
- Sami's girlfriend has small boobs.
- Sami'nin kız arkadaşının göğüsleri küçük.
- That must be Tom's girlfriend.
- Bu Tom'un kız arkadaşı olmalı.
- Tom stole my girlfriend.
- Tom kız arkadaşımı çaldı.
- Santa Claus, I want to receive a girlfriend for Christmas.
- Noel Baba, Noel'de bir kız arkadaş istiyorum.
- That's likely Tom's girlfriend.
- Muhtemelen Tom'un kız arkadaşıdır.
- My ex's new girlfriend looks like jailbait.
- Eski kız arkadaşım çıtıra benziyor.
- I didn't tell my girlfriend anything about this.
- Kız arkadaşıma bu konuda hiçbir şey söylemedim.
- Tom moved in with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşının yanına taşındı.
- She used to be my girlfriend.
- O benim kız arkadaşımdı.
- I wish I had time for a girlfriend.
- Keşke bir kız arkadaş için zamanım olsaydı.
- I have a date tonight with an old girlfriend.
- Bu gece eski bir kız arkadaşımla randevum var.
- Tom had not told Mary that he had a girlfriend back home.
- Tom ülkesinde bir kız arkadaşı olduğunu Mary'ye söylemedi.
- He gave flowers to his girlfriend for the second time.
- O ikinci kez kız arkadaşına çiçek verdi.
- Can you help me get a girlfriend?
- Bir kız arkadaş bulmama yardım eder misin?
- Mary was my girlfriend in high school.
- Mary lisedeki kız arkadaşımdı.
- You shouldn't tell him anything about your girlfriend.
- Ona kız arkadaşın hakkında hiçbir şey söylememelisin.
- She is his best girlfriend.
- Onun en iyi kız arkadaşı.
- Tom's girlfriend is younger than mine.
- Tom'un kız arkadaşı benimkinden daha genç.
- Mary says that Tom has a new girlfriend.
- Mary, Tom'un yeni bir kız arkadaşı olduğunu söylüyor.
- Tom's girlfriend threatened to leave him.
- Tom'un kız arkadaşı onu terk etmekle tehdit etti.
- While in Sweden, he had a Swedish girlfriend who taught him Swedish, then he married her.
- İsveç'teyken İsveçli bir kız arkadaşı olmuş ve ona İsveççe öğretmiş, sonra da onunla evlenmiş.
- Tell me about your new girlfriend.
- Yeni kız arkadaşını anlat.
- Mary was Tom's girlfriend all through high school.
- Mary lise boyunca Tom'un kız arkadaşıydı.
- I never should've kissed Tom's girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşını asla öpmemeliydim.
- You shouldn't let your girlfriend borrow your iPhone.
- Kız arkadaşının iPhone'unu ödünç almasına izin vermemelisin.
- I got a new girlfriend; you didn't know?
- Yeni bir kız arkadaşım var; tanımıyor musun?
- Tom told Mary that Alice wasn't his girlfriend anymore.
- Tom, Mary'ye Alice'in artık kız arkadaşı olmadığını söyledi.
- Is that your new girlfriend?
- Yeni kız arkadaşın mı?
- I hear that you kissed my girlfriend.
- Kız arkadaşımı öptüğünü duydum.
- Aren't you Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı değil misin?
- Are you sure he doesn't have a girlfriend?
- Onun bir kız arkadaşının olmadığına emin misin?
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
- Bu gece kardeşimin kız arkadaşıyla buluşacağım.
- I know you have a girlfriend.
- Bir kız arkadaşın olduğunu biliyorum.
- Tom is depressed because his girlfriend left him.
- Tom depresyonda çünkü kız arkadaşı onu terk etti.
- Tom often dreams of his girlfriend.
- Tom, sık sık kız arkadaşının hayalini kurar.
- Have you ever had a girlfriend, Tom?
- Hiç kız arkadaşın oldu mu Tom?
- Are you singing to my girlfriend?
- Kız arkadaşıma şarkı mı söylüyorsun?
- Does your girlfriend speak English?
- Kız arkadaşın İngilizce konuşuyor mu?
- I'm in love with Tom's girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşına aşığım.
- Sami stole Farid's girlfriend.
- Sami, Farid'in kız arkadaşını çaldı.
- Tom said he didn't want a girlfriend.
- Tom kız arkadaş istemediğini söyledi.
- Tom is visiting his girlfriend in Boston.
- Tom, Boston'daki kız arkadaşını ziyaret ediyor.
- Why don't you have a girlfriend?
- Neden bir kız arkadaşın yok?
- Mary must be Tom's girlfriend.
- Mary, Tom'un kız arkadaşı olmalı.
- Police tracked down Dan's girlfriend, Linda.
- Polis Dan'in kız arkadaşı Linda'nın izini buldu.
- He has a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşı var.
- What have you bought your girlfriend for Christmas?
- Sen kız arkadaşına Noel için ne aldın?
- I don't even know if Tom has a girlfriend or not.
- Tom'un kız arkadaşı var mı yok mu onu bile bilmiyorum.
- Tom took his girlfriend out on Saturday night.
- Tom, Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.
- I have a very pretty girlfriend.
- Çok güzel bir kız arkadaşım var.
- Where's your girlfriend, Tom?
- Kız arkadaşın nerede, Tom?
- My parents don't approve of my girlfriend.
- Ailem kız arkadaşımı onaylamıyor.
- What's your girlfriend's name?
- Kız arkadaşının adı ne?
- Mary is Tom's girlfriend.
- Mary, Tom'un kız arkadaşı.
- Mary is my girlfriend.
- Mary benim kız arkadaşım.
- Your girlfriend is going to be so mad at you.
- Kız arkadaşın sana çok kızacak.
- Tom has found a new girlfriend.
- Tom yeni bir kız arkadaş buldu.
- He just recently introduced his new girlfriend to his mother.
- Kısa süre önce yeni kız arkadaşını annesiyle tanıştırdı.
- Is that your girlfriend?
- Bu senin kız arkadaşın mı?
- I wanted to watch a horror movie, but my girlfriend is scared and rented comedy instead.
- Korku filmi izlemek istiyordum ama kız arkadaşım korktuğu için komedi kiraladı.
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla ilişkiyi bitirmeyi düşünüyorum.
- I hear you have a girlfriend now.
- Şimdi bir kız arkadaşın olduğunu duyuyorum.
- I have a very pretty girlfriend.
- Benim çok güzel bir kız arkadaşım var.
- Why doesn't Tom have a girlfriend?
- Tom'un neden bir kız arkadaşı yok?
- His girlfriend is Romanian.
- Onun kız arkadaşı Romanyalıdır.
- I didn't know Tom had a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu bilmiyordum.
- Her girlfriend is completely flat-chested.
- Kız arkadaşı tamamen düz göğüslü.
- I don't want to tell my girlfriend.
- Kız arkadaşıma söylemek istemiyorum.
- I had an argument with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla tartıştım.
- I'll be with my girlfriend.
- Kız arkadaşımın yanında olacağım.
- Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday.
- Tom, doğum gününü unuttuğu için kız arkadaşından kendisini affetmesini istedi.
- I'm no one's girlfriend.
- Ben kimsenin kız arkadaşı değilim.
- Do you have a girlfriend?
- Bir kız arkadaşın var mı?
- Sami couldn't bear to leave his girlfriend behind.
- Sami kız arkadaşını geride bırakmaya dayanamadı.
- Didn't you used to be Tom's girlfriend?
- Sen eskiden Tom'un kız arkadaşı değil miydin?
- I lied to my girlfriend about my age.
- Kız arkadaşıma yaşım hakkında yalan söyledim.
- She was a very demanding girlfriend.
- O çok talepkâr bir kız arkadaştı.
- Ask Tom about his old girlfriends.
- Tom'a onun eski kız arkadaşlarını sor.
- I have a smelly girlfriend.
- Kokuşmuş bir kız arkadaşım var.
- Why would Tom tell Mary you were his girlfriend?
- Tom neden Mary'ye kız arkadaşı olduğunu söylesin ki?
- He probably has a girlfriend already.
- Onun muhtemelen zaten bir kız arkadaşı vardır.
- Mary was John's girlfriend all through high school.
- Mary bütün lise boyunca John'un kız arkadaşıydı.
- Does Tom have a girlfriend?
- Tom'un bir kız arkadaşı var mı?
- My girlfriend's daughters have joined Facebook.
- Benim kız arkadaşımın kızları Facebook'a katıldı.
- Is that Tom's girlfriend?
- Bu Tom'un kız arkadaşı mı?
- I'm just writing a letter to my girlfriend.
- Kız arkadaşıma bir mektup yazıyorum.
- Tom is looking for a new girlfriend.
- Tom yeni bir kız arkadaş arıyor.
- I'm surprised Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olmamasına şaşırdım.
- Have you ever met Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşıyla hiç tanıştın mı?
- My girlfriend is an actress.
- Kız arkadaşım bir aktris.
- I thought Mary was your girlfriend.
- Mary'nin kız arkadaşın olduğunu sanıyordum.
- He wrote a threatening letter to his girlfriend.
- Kız arkadaşına tehdit mektubu yazmış.
- I bought this for my girlfriend.
- Bunu kız arkadaşıma aldım.
- His girlfriend is Romanian.
- Kız arkadaşı Romanyalı.
- Why don't you have a girlfriend?
- Niçin kız arkadaşın yok?
- Tom says he's never had a girlfriend.
- Tom hiç kız arkadaşı olmadığını söylüyor.
- Apparently, your girlfriend has great taste.
- Görünüşe göre, kız arkadaşının harika bir zevki var.
- Roy looks happy when his girlfriend calls him.
- Kız arkadaşı kendisini aradığında, Roy mutlu görünüyor.
- I wondered why he didn't have a girlfriend.
- Neden bir kız arkadaşı olmadığını merak ettim.
- Tom has two girlfriends.
- Tom'un iki kız arkadaşı var.
- Don't tell my girlfriend.
- Kız arkadaşıma söyleme.
- After breaking up with his girlfriend he moped around the house for a whole month.
- Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra bir ay boyunca evin içinde dolaştı.
- That's probably Tom's girlfriend.
- Muhtemelen Tom'un kız arkadaşıdır.
- I already have a girlfriend.
- Benim zaten bir kız arkadaşım var.
- My girlfriend hasn't met my parents yet.
- Kız arkadaşım henüz ailemle tanışmadı.
- Tom has a thirty-year-old girlfriend.
- Tom'un otuz yaşında bir kız arkadaşı var.
- Roy looks happy when his girlfriend calls him.
- Kız arkadaşı onu aradığında, Roy mutlu görünüyor.
- I will give a bunch of flowers to my girlfriend.
- Kız arkadaşıma bir demet çiçek vereceğim.
- I knew you had a girlfriend!
- Bir kız arkadaşın olduğunu biliyordum!
- Did you have a girlfriend when you were in junior high school?
- Ortaokuldayken bir kız arkadaşın var mıydı?
- Fadil was celebrating a new relationship with girlfriend Layla.
- Fadıl, kız arkadaşı Layla ile yeni bir ilişkiyi kutluyordu.
- Oliver found out that his new girlfriend is an illegal immigrant.
- Oliver yeni kız arkadaşının yasadışı bir göçmen olduğunu öğrendi.
- He broke up with his girlfriend.
- O, kız arkadaşından ayrıldı.
- I know Fadil had a girlfriend.
- Fadıl'ın bir kız arkadaşı olduğunu biliyorum.
- I broke up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan ayrıldım.
- When was the last time you had a girlfriend?
- En son ne zaman bir kız arkadaşın oldu?
- What is Tom's girlfriend's name?
- Tom'un kız arkadaşının adı ne?
- Your best friend's girlfriend is as big as a whale.
- En iyi arkadaşının kız arkadaşı bir balina kadar iri.
- Sami's girlfriend promised that when he went to jail, she would wait for him.
- Sami'nin kız arkadaşı, Sami hapse girdiğinde onu bekleyeceğine söz verdi.
- He lost both his girlfriend and his job.
- Hem kız arkadaşını hem de işini kaybetti.
- He was in low spirits for months after his girlfriend left him.
- Kız arkadaşı onu terk ettikten sonra aylarca morali bozuktu.
- Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
- Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
- I am happy with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla mutluyum.
- It seems that Taro doesn't have any girlfriends.
- Görünüşe göre Taro'nun hiç kız arkadaşı yok.
- However, his girlfriend is selfish and hardly worries about Brian.
- Ancak kız arkadaşı bencil ve Brian için pek endişelenmiyor.
- At what age did you have your first girlfriend?
- İlk kız arkadaşın kaç yaşındayken oldu?
- May I see my girlfriend now?
- Şimdi kız arkadaşımı görebilir miyim?
- I'm not his girlfriend.
- Ben onun kız arkadaşı değilim.
- Tom says he doesn't want a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaş istemediğini söylüyor.
- My first girlfriend was taller than me.
- İlk kız arkadaşım benden uzundu.
- Fadil was celebrating a new relationship with girlfriend Layla.
- Fadıl, kız arkadaşı Leyla ile yeni bir ilişkiyi kutluyordu.
- That's her girlfriend.
- Bu onun kız arkadaşı.
- Tom showed up at the party with his girlfriend.
- Tom partiye kız arkadaşıyla geldi.
- I don't think that Tom will find a girlfriend for himself in the foreseeable future.
- Tom'un yakın gelecekte kendine bir kız arkadaş bulacağını sanmıyorum.
- I'm not his girlfriend.
- Ben, kız arkadaşı değilim.
- Tom met a new girlfriend named Mary.
- Tom, Mary adında yeni bir kız arkadaşla tanıştı.
- How many girlfriends have you had?
- Kaç tane kız arkadaşın oldu?
- You're my girlfriend.
- Kız arkadaşımsın.
- Tom has only ever had one girlfriend.
- Tom'un sadece bir kız arkadaşı oldu.
- Do you have a girlfriend?
- Kız arkadaşın var mı?
- Tom has two girlfriends who don't know about each other.
- Tom'un birbirini tanımayan iki kız arkadaşı var.
- I have a girlfriend back home.
- Evde bir kız arkadaşım var.
- Mary was concerned that Oliver had a secret girlfriend.
- Mary, Oliver'ın gizli bir kız arkadaşı olduğu konusunda endişeliydi.
- Sami's relationship with his girlfriend was up and down.
- Sami'nin kız arkadaşıyla olan ilişkisinin gelgitleri vardı.
- Do you really have a girlfriend?
- Gerçekten bir kız arkadaşın var mı?
- Tom said he didn't have a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı olmadığını söyledi.
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla ayrılmayı düşünüyorum.
- I taught my girlfriend how to drive.
- Kız arkadaşıma nasıl sürüleceğini öğrettim.
- What do you know about his girlfriend?
- Kız arkadaşı hakkında ne biliyorsun?
- A gentleman would pay for his girlfriend's lunch.
- Bir centilmen kız arkadaşının öğle yemeğinin parasını öder.
- I'm Tom's girlfriend.
- Ben Tom'un kız arkadaşıyım.
- My girlfriend is a good dancer.
- Kız arkadaşım iyi bir dansçıdır.
- I won't find a girlfriend.
- Bir kız arkadaş bulamayacağım.
- Don't breathe a word of this to my girlfriend.
- Kız arkadaşıma tek kelime bile etme.
- What do you know about Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı hakkında ne biliyorsun?
- David has so many girlfriends that he can't remember all of their names.
- David'in o kadar çok kız arkadaşı var ki, hepsinin adını hatırlayamıyor.
- My girlfriend insulted me.
- Kız arkadaşım bana hakaret etti.
- And is it true that your Japanese girlfriend is called Tatoeba?
- Ve Japon kız arkadaşının adının Tatoeba olduğu doğru mu?
- Sami's girlfriend was cheating on him.
- Sami'nin kız arkadaşı onu aldatıyordu.
- Mary was my first girlfriend.
- Mary benim ilk kız arkadaşımdı.
- My girlfriend is very possessive.
- Kız arkadaşım çok sahiplenici.
- I have to buy flowers for my girlfriend.
- Kız arkadaşıma çiçek almalıyım.
- Tom got his girlfriend's name tattooed on his arm.
- Tom kız arkadaşının adını koluna dövme yaptırdı.
- It was torture for him to see his girlfriend with another man.
- Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.
- He meets his girlfriend on Saturdays.
- Cumartesi günleri kız arkadaşıyla buluşuyor.
- I think my girlfriend is better looking than yours.
- Bence benim kız arkadaşım seninkinden daha iyi görünüyor.
- A gentleman should open doors for his girlfriend.
- Bir beyefendi kız arkadaşı için kapıları açmalı.
- My girlfriend sometimes flirts with other boys.
- Benim kız arkadaşım bazen diğer oğlanlarla flört eder.
- Is Mary your girlfriend?
- Mary senin kız arkadaşın mı?
- Tom broke up with his girlfriend yesterday.
- Tom dün kız arkadaşından ayrıldı.
- As far as I know, Tom doesn't have a girlfriend.
- Bildiğim kadarıyla, Tom'un bir kız arkadaşı yok.
- I'm sure I won't have any girlfriend anymore.
- Artık kız arkadaşım olmayacağına eminim.
- I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
- Layla was Sami's girlfriend.
- Layla, Sami'nin kız arkadaşıydı.
- Dan had many friends and no girlfriend.
- Dan'in birçok arkadaşı vardı ama kız arkadaşı yoktu.
- I need a girlfriend.
- Bir kız arkadaşa ihtiyacım var.
- Tom's girlfriend saw him with another girl.
- Tom'un kız arkadaşı onu başka bir kızla görmüş.
- Tom was with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla birlikteydi.
- Does your girlfriend like flowers?
- Kız arkadaşın çiçekleri sever mi?
- Sami left his girlfriend here.
- Sami kendi kız arkadaşını burada bıraktı.
- Do you have a girlfriend now?
- Şu anda bir kız arkadaşın var mı?
- Seeing him with his girlfriend puts me in a bad mood.
- Onu kız arkadaşıyla görmek beni kötü bir ruh haline sokuyor.
- This is my girlfriend.
- Bu benim kız arkadaşım.
- I haven't had a girlfriend in a long time.
- Uzun zamandır bir kız arkadaşım olmadı.
- I don't even know who Tom's girlfriend is.
- Tom'un kız arkadaşının kim olduğunu bile bilmiyorum.
- Tom doesn't have a steady girlfriend.
- Tom'un düzenli bir kız arkadaşı yok.
- He has a girlfriend but he still flirts with me.
- Onun bir kız arkadaşı var ama o hala benimle flört ediyor.
- I hear you have a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşın olduğunu duydum.
- Who's your girlfriend?
- Kız arkadaşın kim?
- Tom showed us a picture of his girlfriend.
- Tom bize kız arkadaşının bir resmini gösterdi.
- I'm almost glad I don't have a girlfriend.
- Kız arkadaşım olmadığına neredeyse sevineceğim.
- Tom's new girlfriend is very young.
- Tom'un yeni kız arkadaşı çok genç.
- I'm not your girlfriend.
- Ben senin kız arkadaşın değilim.
- Tom lost his passport and all his credit cards when he was visiting his girlfriend in Moscow.
- Tom, Moskova'daki kız arkadaşını ziyaret ettiğinde pasaportunu ve bütün kredi kartlarını kaybetti.
- I used to have a girlfriend, but we broke up.
- Bir kız arkadaşım vardı ama biz ayrıldık.
- I didn't even know Tom had a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu bile bilmiyordum.
- I like having a girlfriend.
- Bir kız arkadaşım olmasını seviyorum.
- Tom used to have a Canadian girlfriend.
- Tom'un eskiden Kanadalı bir kız arkadaşı vardı.
- You're still my girlfriend, aren't you?
- Sen hala benim kız arkadaşımsın, değil mi?
- I want you to be my girlfriend.
- Kız arkadaşım olmanı istiyorum.
- Tom didn't realize Mary was John's girlfriend.
- Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu fark etmemişti.
- Tom's first girlfriend was Canadian.
- Tom'un ilk kız arkadaşı Kanadalıydı.
- Sami was desperate to get his girlfriend back.
- Sami kız arkadaşını geri almak için umutsuzdu.
- Tom told Mary that he had a new girlfriend.
- Tom Mary'ye yeni bir kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- I don't want to tell my girlfriend that.
- Onu kız arkadaşıma söylemek istemiyorum.
- I hear you have a girlfriend now.
- Duyduğuma göre artık bir kız arkadaşın varmış.
- Tom never told me he had a girlfriend.
- Tom bana kız arkadaşı olduğunu hiç söylemedi.
- She's not my girlfriend.
- O, kız arkadaşım değil.
- Tom was driving his girlfriend's car.
- Tom kız arkadaşının arabasını kullanıyordu.
- He stole my girlfriend from right under my nose!
- O, kız arkadaşımı burnumun dibinden çaldı!
- I ran into your girlfriend.
- Kız arkadaşınla karşılaştım.
- I wish I had a girlfriend.
- Keşke bir kız arkadaşım olsa.
- Tom's girlfriend is very supportive and understanding.
- Tom'un kız arkadaşı çok destekleyici ve anlayışlı.
- I told you I have a girlfriend.
- Sana bir kız arkadaşım olduğunu söyledim.
- I don't know who Tom's girlfriend is.
- Tom'un kız arkadaşının kim olduğunu bilmiyorum.
- I'm your girlfriend.
- Ben senin kız arkadaşınım.
- His girlfriend cheated on him over and over again.
- Kız arkadaşı onu defalarca aldattı.
- I don't care if he has twenty girlfriends.
- Onun yirmi kız arkadaşı olsa da umurumda değil.
- He's moving in with his girlfriend.
- Kız arkadaşı ile aynı eve taşınıyor.
- Does your girlfriend speak English?
- Kız arkadaşın İngilizce biliyor mu?
- Tom had a fight with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla kavga etti.
- Does your girlfriend speak English?
- Kız arkadaşınız İngilizce konuşuyor mu?
- I want to write my girlfriend a love letter in French.
- Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum.
- I thought Mary was your girlfriend.
- Mary'nin senin kız arkadaşın olduğunu sanıyordum.
- Tom had a fight with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla kavga etmiş.
- Tom said that Mary was his girlfriend.
- Tom, Mary'nin onun kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- Do you have a girlfriend, Tom?
- Bir kız arkadaşın var mı, Tom?
- My girlfriend also loves to drink.
- Kız arkadaşım da içmeyi seviyor.
- Sami's new girlfriend is a tomboy.
- Sami'nin yeni kız arkadaşı erkeksi bir kızdır.
- Tom's girlfriend is a lot younger than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan çok daha genç.
- Tom said he was planning on visiting an old girlfriend in Boston.
- Tom Boston'daki eski bir kız arkadaşı ziyaret etmeyi planladığını söyledi.
- Mary's girlfriend is a politician.
- Mary'nin kız arkadaşı bir politikacı.
- Tom asked Mary to pretend to be his girlfriend.
- Tom Mary'den kız arkadaşı gibi davranmasını istedi.
- Tom is frustrated that his girlfriend hasn't yet called him back.
- Tom, kız arkadaşı onu henüz geri aramadığı için hayal kırıklığına uğradı.
- I talked to Tom's old girlfriend.
- Tom'un eski kız arkadaşıyla konuştum.
- She was my first girlfriend.
- O benim ilk kız arkadaşımdı.
- It's crucial for my girlfriend to be a hugger.
- Kız arkadaşımın kucaklayıcı olması çok önemli.
- Tom never mentioned that he had a girlfriend.
- Tom kız arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedi.
- Tom had numerous girlfriends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
- Sami's new girlfriend is a tomboy.
- Sami'nin yeni kız arkadaşı bir erkek fatma.
- Mary was Tom's girlfriend when he was in high school.
- Mary lisedeyken Tom'un kız arkadaşıydı.
- I don't think Tom has ever had a girlfriend.
- Tom'un hiç kız arkadaşı olduğunu sanmıyorum.
- I hope that my girlfriend will come.
- Umarım kız arkadaşım da gelir.
- Her girlfriend is completely flat-chested.
- Onun kız arkadaşı tamamen düz göğüslü.
- Did Tom tell you about his girlfriend?
- Tom sana kız arkadaşından bahsetti mi?
- Mary isn't my girlfriend anymore.
- Mary artık benim kız arkadaşım değil.
- Sami's girlfriend was Layla.
- Sami'nin kız arkadaşı Layla'ydı.
- Mary is not my girlfriend but my wife.
- Mary benim kız arkadaşım değil, karım.
- I'm just writing a letter to my girlfriend.
- Ben şu anda kız arkadaşıma bir mektup yazıyorum.
- You don't have a girlfriend?
- Kız arkadaşın yok mu?
- Tom has two girlfriends who don't know about each other.
- Tom'un birbirlerini tanımayan iki kız arkadaşı var.
- What I really want to hear about is Tom's new girlfriend.
- Asıl duymak istediğim şey Tom'un yeni kız arkadaşı.
- He lost both his girlfriend and his job.
- O hem kız arkadaşını hem de işini kaybetti.
- Tom's last girlfriend was Mary.
- Tom'un son kız arkadaşı Mary idi.
- Tom threw his girlfriend's clothes in the fire.
- Tom kız arkadaşının giysilerini ateşe attı.
- Does your girlfriend like flowers?
- Kız arkadaşın çiçek sever mi?
- Tom thought Mary was John's girlfriend.
- Tom Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu düşündü.
- How long has it been since you saw your girlfriend?
- Kız arkadaşını gördüğünden beri ne kadar oldu?
- My girlfriend often cuts my hair.
- Kız arkadaşım sık sık saçlarımı keser.
- I think my girlfriend is cheating on me.
- Sanırım kız arkadaşım beni aldatıyor.
- Mary's girlfriend is a politician.
- Mary'nin kız arkadaşı bir siyasetçi.
- This is where I brought my girlfriend on our first date.
- İlk randevumuzda kız arkadaşımı buraya getirmiştim.
- He was dumped by his girlfriend.
- Kız arkadaşı tarafından terk edildi.
- I heard that Tom was mean to his last girlfriend.
- Tom'un son kız arkadaşına kötü davrandığını duydum.
- Have you ever had a girlfriend, Tom?
- Hiç kız arkadaşın oldu mu, Tom?
- Tom had a girlfriend named Mary.
- Tom'un Mary adında bir kız arkadaşı vardı.
- Who is your girlfriend?
- Kız arkadaşın kim?
- I had a girlfriend when I was in the fifth grade.
- Beşinci sınıftayken bir kız arkadaşım vardı.
- I'm waiting for my girlfriend.
- Kız arkadaşımı bekliyorum.
- Sami was doing Internet porn with his girlfriend.
- Sami kız arkadaşıyla internet pornosu çekiyordu.
- Do you have a girlfriend right now?
- Şu anda bir kız arkadaşın var mı?
- Mary is still your girlfriend, isn't she?
- Mary hala senin kız arkadaşın, değil mi?
- Tom doesn't have a steady girlfriend.
- Tom'un istikrarlı bir kız arkadaşı yok.
- Tom introduced me to his new girlfriend yesterday.
- Tom dün beni yeni kız arkadaşıyla tanıştırdı.
- My girlfriend doesn't know.
- Kız arkadaşım bilmiyor.
- He's never had a girlfriend.
- Hiç kız arkadaşı olmadı.
- He has a girlfriend but he's flirting with me.
- Onun bir kız arkadaşı var ama o benimle flört ediyor.
- Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
- Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in kız arkadaşıdır.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
- Tom ve kız arkadaşı aynı sınıftalar.
- Tom's girlfriend's name is Mary.
- Tom'un kız arkadaşının adı Mary'dir.
- You don't know whether he has a girlfriend?
- Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyor musun?
- Tom has a cute girlfriend.
- Tom'un tatlı bir kız arkadaşı var.
- I wish I had a girlfriend.
- Keşke bir kız arkadaşım olsaydı.
- I wondered why he didn't have a girlfriend.
- Onun neden bir kız arkadaşı olmadığını merak ediyordum.
- I didn't know Mary was your girlfriend.
- Mary'nin kız arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
- My parents know my girlfriend.
- Ailem kız arkadaşımı tanıyor.
- My girlfriend lives in New York.
- Kız arkadaşım New York'ta yaşıyor.
- I think Tom probably has a girlfriend already.
- Bence Tom'un muhtemelen bir kız arkadaşı var.
- Tom's girlfriend is older than mine.
- Tom'un kız arkadaşı benimkinden daha büyük.
- I thought Mary was your girlfriend.
- Mary'nin senin kız arkadaşın olduğunu düşündüm.
- Isabela was my first girlfriend.
- Isabela benim ilk kız arkadaşımdı.
- Tom already has a new girlfriend.
- Tom'un şimdiden yeni bir kız arkadaşı var.
- And is it true that your Japanese girlfriend is called Tatoeba?
- Ve senin Tatoeba adında Japon kız arkadaşının olduğu doğru mu?
- Tom has had the same girlfriend for the last three years.
- Tom'un son üç yıldır aynı kız arkadaşı var.
- My ex's new girlfriend looks like jailbait.
- Eski sevgilimin yeni kız arkadaşı tam bir lolita.
- Mary was John's girlfriend all through high school.
- Mary lise boyunca John'un kız arkadaşıydı.
- What have you bought your girlfriend for Christmas?
- Noel için kız arkadaşına ne satın aldın?
- I got to know my current girlfriend at the gym.
- Şimdiki kız arkadaşımı spor salonunda tanıdım.
- I enjoyed talking with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla konuşmaktan keyif aldım.
- Tom's parents think Tom is still too young to have a girlfriend.
- Tom'un ebeveynleri Tom'un bir kız arkadaşının olması için hâlâ çok genç olduğunu düşünüyor.
- Tom came to Australia to visit his girlfriend.
- Tom kız arkadaşını ziyaret etmek için Avustralya'ya geldi.
- Tom never told me he had a girlfriend.
- Tom hiç bana kız arkadaşı olduğunu söylemedi.
- I don't even know if he has a girlfriend.
- Kız arkadaşı var mı onu bile bilmiyorum.
- I have more than one girlfriend.
- Birden fazla kız arkadaşım var.
- Mary wanted to be Tom's girlfriend.
- Mary Tom'un kız arkadaşı olmak istiyordu.
- She used to be my girlfriend.
- Eskiden benim kız arkadaşımdı.
- Tom got his girlfriend's name tattooed on his arm.
- Tom kız arkadaşının adını koluna dövme yaptırmış.
- His girlfriend is Japanese.
- Kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend was there, too.
- Kız arkadaşı da oradaydı.
- Do you know who Tom's girlfriend is?
- Tom'un kız arkadaşının kim olduğunu biliyor musun?
- Tom thought Mary was John's girlfriend.
- Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu düşündü.
- It's not that I want a girlfriend, I just want to be in love.
- Bir kız arkadaş istediğimden değil, sadece aşık olmak istiyorum.
- Tom and John showed me pictures of their girlfriends.
- Tom ve John bana kız arkadaşlarının resimlerini gösterdi.
- Yesterday I was on my way home from work when I ran smack into my old girlfriend.
- Dün eski kız arkadaşıma rastladığımda işten eve gidiyordum.
- Mary wanted to know if Tom had a girlfriend.
- Mary, Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını öğrenmek istedi.
- Tom finally got the courage to propose to his girlfriend.
- Tom sonunda kız arkadaşına evlenme teklif edecek cesareti buldu.
- Tom got his girlfriend's name tattooed on his arm, but then she left him.
- Tom kız arkadaşının adını koluna dövme yaptırdı, ama sonra kız onu terk etti.
- Tom wished he had a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı olmasını diledi.
- I wonder if Tom has a girlfriend.
- Acaba Tom'un kız arkadaşı var mı?
- Tom says he doesn't want a girlfriend.
- Tom kız arkadaş istemediğini söylüyor.
- Mary is no longer my girlfriend.
- Mary artık benim kız arkadaşım değil.
- Tom has never had a girlfriend.
- Tom'un hiç kız arkadaşı olmadı.
- Tom's girlfriend is three years younger than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan üç yaş küçük.
- Tom never told us that Mary was his girlfriend.
- Tom Mary'nin kız arkadaşı olduğunu bize hiç söylemedi.
- I don't remember Tom's girlfriend's name.
- Tom'un kız arkadaşının adını hatırlamıyorum.
- Mary was Tom's girlfriend all through high school.
- Mary bütün lise boyunca Tom'un kız arkadaşıydı.
- That's why Tom doesn't have a girlfriend.
- Bu yüzden Tom'un kız arkadaşı yok.
- I'm breaking up with my girlfriend tonight.
- Bu gece kız arkadaşımdan ayrılıyorum.
- Is that your girlfriend?
- O senin kız arkadaşın mı?
- Tom has three girlfriends.
- Tom'un üç kız arkadaşı var.
- A gentleman should open doors for his girlfriend.
- Bir centilmen kız arkadaşı için kapıları açmalıdır.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
- Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kız arkadaşım.
- He has left his mother and girlfriend in France.
- O annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
- I know you have a girlfriend.
- Kız arkadaşın olduğunu biliyorum.
- You'll get into trouble if your girlfriend finds out the truth.
- Kız arkadaşın gerçeği öğrenirse başın belaya girer.
- My friend is looking for a new girlfriend.
- Arkadaşım yeni bir kız arkadaş arıyor.
- She is no longer my girlfriend.
- O artık benim kız arkadaşım değil.
- I think my girlfriend is cheating on me.
- Kız arkadaşımın beni aldatıyor olduğunu düşünüyorum.
- I like her a lot, but not as a girlfriend.
- Ondan çok hoşlanıyorum ama kız arkadaş olarak değil.
- Why don't I have a girlfriend?
- Neden bir kız arkadaşım yok?
- Do you know if he has a girlfriend?
- Kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?
- Tom has found himself a girlfriend.
- Tom kendine bir kız arkadaş buldu.
- I don't think that Tom will find a girlfriend for himself in the foreseeable future.
- Tom'un öngörülebilir bir gelecekte kendisi için bir kız arkadaş bulacağını sanmıyorum.
- I don't like your girlfriend.
- Kız arkadaşını sevmiyorum.
- I thought Mary was Tom's girlfriend.
- Mary'nin Tom'un kız arkadaşı olduğunu düşündüm.
- How many years has it been since you've had a girlfriend?
- Kız arkadaşın olmayalı kaç yıl oldu?
- He buys flowers for his girlfriend.
- Kız arkadaşına çiçekler alıyor.
- I don't want to hear about all your old girlfriends.
- Eski kız arkadaşlarını duymak istemiyorum.
- Her girlfriend has nice curves.
- Kız arkadaşının güzel kıvrımları var.
- Tom wouldn't tell me his girlfriend's name.
- Tom bana kız arkadaşının adını söylemedi.
- I'm not Tom's girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı değilim.
- Tom's girlfriend cheered him on.
- Tom'un kız arkadaşı onu neşelendirdi.
- Why are you telling me that Tom has a girlfriend?
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu neden bana söylüyorsun?
- I wish my girlfriend would spend more time with me.
- Keşke kız arkadaşım benimle daha fazla zaman geçirse.
- What have you bought your girlfriend for Christmas?
- Kız arkadaşına Noel için ne aldın?
- Sami dropped his girlfriend at college.
- Sami kız arkadaşını üniversiteye bıraktı.
- My girlfriend has 3 nipples.
- Kız arkadaşımın 3 meme ucu var.
- I don't care if he has twenty girlfriends.
- Yirmi kız arkadaşı olması umurumda değil.
- He has a new girlfriend already.
- Şimdiden yeni bir kız arkadaşı var.
- I don't like your girlfriend.
- Kız arkadaşından hoşlanmıyorum.
- He's thinking of moving in with his girlfriend.
- O da kız arkadaşının yanına taşınmayı düşünüyor.
- Tom didn't realize Mary was John's girlfriend.
- Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu bilmiyordu.
- It's nice you found a girlfriend.
- Bir kız arkadaş bulman güzel.
- She's my girlfriend and I'll marry her one day.
- O benim kız arkadaşım ve ben bir gün onunla evleneceğim.
- My parents don't approve of my girlfriend.
- Ebeveynlerim kız arkadaşımı onaylamıyorlar.
- Mary isn't your girlfriend, is she?
- Mary senin kız arkadaşın değil, değil mi?
- Sami was desperate to get his girlfriend back.
- Sami kız arkadaşını geri almak için çaresizdi.
- My girlfriend sometimes flirts with other boys.
- Kız arkadaşım bazen başka erkeklerle flört eder.
- My boyfriend looks like your girlfriend.
- Benim erkek arkadaşım senin kız arkadaşına benziyor.
- My parents don't like my girlfriend.
- Ailem kız arkadaşımı sevmiyor.
- I can't find my girlfriend's clitoris.
- Kız arkadaşımın klitorisini bulamıyorum.
- You are my girlfriend.
- Sen benim kız arkadaşımsın.
- I don't even have a girlfriend.
- Bir kız arkadaşım bile yok.
- Mary is a very demanding girlfriend.
- Mary çok talepkâr bir kız arkadaş.
- Tom didn't have a girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı yoktu.
- You've never had a girlfriend, have you?
- Hiç kız arkadaşın olmadı, değil mi?
- He meets his girlfriend Saturdays.
- Cumartesi günleri kız arkadaşıyla buluşuyor.
- Tom has a Canadian girlfriend.
- Tom'un Kanadalı bir kız arkadaşı var.
- David has so many girlfriends that he can't remember all of their names.
- David'in o kadar çok kız arkadaşı var ki, hepsinin adını aklında tutamıyor.
- Do you really know who Tom's girlfriend is?
- Tom'un kız arkadaşının kim olduğunu gerçekten biliyor musun?
- How long has it been since you saw your girlfriend?
- Kız arkadaşını görmeyeli ne kadar oldu?
- My parents still haven't met my girlfriend.
- Anne ve babam kız arkadaşımla hala tanışmadılar.
- Why are you telling me that Tom has a girlfriend?
- Neden bana Tom'un kız arkadaşı olduğunu söylüyorsun?
- Is this your girlfriend?
- Bu senin kız arkadaşın mı?
- Sami left his girlfriend here.
- Sami kız arkadaşını burada bıraktı.
- My girlfriend's name is Mary.
- Kız arkadaşımın adı Mary'dir.
- I don't want to lose my girlfriend.
- Kız arkadaşımı kaybetmek istemiyorum.
- Who's Tom girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı kim?
- I'm glad I'm not the only one who doesn't have a girlfriend.
- Kız arkadaşı olmayan tek kişi ben olmadığıma memnunum.
- He's got a steady girlfriend.
- Onun bir kız arkadaşı var.
- Why don't you get yourself a girlfriend?
- Neden kendine bir kız arkadaş edinmiyorsun?
- He left his mother and his girlfriend in France.
- Annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
- He meets his girlfriend Saturdays.
- Kız arkadaşı ile Cumartesi günleri buluşmaktadır.
- Tom is in college, but his girlfriend is still in high school.
- Tom üniversitede ama onun kız arkadaşı hâlâ lisede.
- You're my girlfriend.
- Sen benim kız arkadaşımsın.
- Mary is Tom's girlfriend.
- Mary, Tom'un kız arkadaşıdır.
- His girlfriend cheated on him, but she denied it until he caught her.
- Kız arkadaşı onu aldatıyormuş, ama onu yakalayıncaya kadar inkar etmiş.
- Tom has a cute girlfriend.
- Tom'un sevimli bir kız arkadaşı var.
- I don't know if Tom has a girlfriend or not.
- Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum.
- I like having a girlfriend.
- Bir kız arkadaşa sahip olmak hoşuma gidiyor.
- Jim is crazy about his girlfriend.
- Jim, kız arkadaşı için deli oluyor.
- He's thinking of moving in with his girlfriend.
- Kız arkadaşıyla aynı eve taşınmayı düşünüyor.
- A gentleman would pay for his girlfriend's lunch.
- Bir centilmen, kız arkadaşının öğle yemeğini öderdi.
- I'm glad I'm not the only one who doesn't have a girlfriend.
- Kız arkadaşı olmayan bir tek ben olmadığım için mutluyum.
- How many years has it been since you've had a girlfriend?
- Bir kız arkadaşın olduğundan beri ne kadar süre oldu?
- Tom has a steady girlfriend.
- Tom'un sabit bir kız arkadaşı var.
- Tom spent a week in Bali with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla Bali'de bir hafta geçirdi.
- Tom plans to break up with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.
- Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend.
- Mary, Tom'un kız arkadaşı olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.
- When was the last time you saw your girlfriend, Tom?
- Kız arkadaşını en son ne zaman gördün, Tom?
- Aren't you Tom's girlfriend?
- Sen Tom'un kız arkadaşı değil misin?
- Dan's new girlfriend is very young.
- Dan'in yeni kız arkadaşı çok genç.
- At what age did you have your first girlfriend?
- İlk kız arkadaşınızı kaç yaşında edindiniz?
- Who's Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı kim?
- You never told me your girlfriend's name.
- Bana kız arkadaşının adını hiç söylemedin.
- That's what my girlfriend thinks.
- Kız arkadaşımın düşündüğü de bu.
- She must be his girlfriend.
- Onun kız arkadaşı olmalı.
- His girlfriend was not supportive.
- Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.
- My first girlfriend was Canadian.
- İlk kız arkadaşım Kanadalıydı.
- That's what my girlfriend thinks.
- Kız arkadaşım öyle düşünüyor.
- I'm 25 years old and I've never had a girlfriend.
- 25 yaşındayım ve hiç kız arkadaşım olmadı.
- Tom probably has a girlfriend already.
- Tom'un muhtemelen zaten bir kız arkadaşı var.
- Tom has a new girlfriend.
- Tom'un yeni bir kız arkadaşı var.
- Tom doesn't want a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaş istemiyor.
- Tom was with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıylaydı.
- Now that you're my girlfriend, I'm happy.
- Sen benim kız arkadaşım olduğun için mutluyum.
- Tom said he didn't have a girlfriend.
- Tom kız arkadaşı olmadığını söyledi.
- I plan to go skiing with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.
- I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başladım.
- Tom was there with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşı ile oradaydı.
- I never had a girlfriend before.
- Daha önce hiç kız arkadaşım olmadı.
- Tom said he was planning on visiting an old girlfriend in Boston.
- Tom, Boston'daki eski bir kız arkadaşını ziyaret etmeyi planladığını söyledi.
- Tom's girlfriend is taller, stronger, and smarter than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan daha uzun, daha güçlü ve daha zeki.
- Tom seems to have a new girlfriend.
- Tom'un yeni bir kız arkadaşı var gibi görünüyor.
- Tom has found another girlfriend.
- Tom başka bir kız arkadaş buldu.
- I knew you had a girlfriend!
- Senin bir kız arkadaşın olduğunu biliyordum!
- He buys flowers for his girlfriend.
- Kız arkadaşı için çiçek satın alır.
- Tom seems to have found a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaş bulmuş gibi görünüyor.
- I can call my girlfriend anything.
- Kız arkadaşıma istediğim gibi seslenirim.
- Tom was there with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşıyla oradaydı.
- Are you sure Tom doesn't have a girlfriend?
- Tom'un bir kız arkadaşı olmadığına emin misin?
- She texted her girlfriend.
- O, kız arkadaşına mesaj attı.
- His new girlfriend looks attractive, but she's unfortunately very stupid.
- Yeni kız arkadaşı çekici görünüyor ama ne yazık ki çok aptal.
- I don't think Tom has ever had a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu hiç sanmıyorum.
- Mary was Tom's girlfriend when he was in high school.
- Mary, lisede iken Tom'un kız arkadaşıydı.
- That's why Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşının olmamasının nedeni budur.
- He has a new girlfriend.
- Onun yeni bir kız arkadaşı var.
- Mary is not my girlfriend but my wife.
- Mary benim kız arkadaşım değil, karımdır.
- He asked his girlfriend to borrow her mother's umbrella.
- Kız arkadaşından annesinin şemsiyesini ödünç istedi.
- Tom never mentioned he had a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedi.
- Tom currently doesn't have a girlfriend.
- Tom'un şu anda bir kız arkadaşı yok.
- I had a nice long chat with my girlfriend's father.
- Kız arkadaşımın babasıyla uzun ve güzel bir sohbet ettim.
- I didn't know you had a girlfriend.
- Bir kız arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
- Tom hasn't had any other girlfriends since Mary.
- Tom'un Mary'den sonra başka kız arkadaşı olmadı.
- My girlfriend hasn't met my parents yet.
- Kız arkadaşım henüz ebeveynlerimle tanışmadı.
- You were Tom's girlfriend when you were in high school, weren't you?
- Sen lisedeyken Tom'un kız arkadaşıydın, değil mi?
- I have to buy flowers for my girlfriend.
- Kız arkadaşım için çiçek almak zorundayım.
- My girlfriend is crying.
- Kız arkadaşım ağlıyor.
- My girlfriend works at a language school and loves it very much.
- Kız arkadaşım bir dil okulunda çalışıyor ve orayı çok seviyor.
- I wish I had a girlfriend like Mary.
- Keşke benim de Mary gibi bir kız arkadaşım olsaydı.
- I wish Tom didn't already have a girlfriend.
- Keşke Tom'un zaten bir kız arkadaşı olmasaydı.
- I told you I already have a girlfriend.
- Sana zaten bir kız arkadaşım olduğunu söyledim.
- Your girlfriend is going to be so mad at you when she finds out.
- Kız arkadaşın öğrendiği zaman sana çok kızacak.
- I don't think Tom has a girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı olduğunu sanmıyorum.
- Tom wanted Mary to pretend to be his girlfriend.
- Tom, Mary'den kız arkadaşıymış gibi davranmasını istedi.
- His face grew angrier when he saw his girlfriend kiss another guy.
- Kız arkadaşının başka bir adamı öptüğünü görünce yüzü daha da kızardı.
- I don't even have a single girlfriend.
- Tek bir kız arkadaşım bile yok.
- I like you better than my last girlfriend.
- Seni son kız arkadaşımdan daha çok seviyorum.
- My girlfriend is an actress.
- Kız arkadaşım bir aktristir.
- Tom's girlfriend has an unusual first name.
- Tom'un kız arkadaşının sıra dışı bir ismi var.
- My girlfriend is very beautiful.
- Kız arkadaşım çok güzel.
- Tom tells me you're his girlfriend.
- Tom bana onun kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- Tom and John showed me pictures of their girlfriends.
- Tom ve John bana kız arkadaşlarının resimlerini gösterdiler.
- I wish my girlfriend would spend more time with me.
- Kız arkadaşımın benimle daha fazla zaman geçirmesini isterdim.
- I'm 27 years old, and I haven't had a girlfriend in eight years.
- 27 yaşındayım ve sekiz yıldır bir kız arkadaşım olmadı.
- Tom wanted to give a very special present to his girlfriend.
- Tom kız arkadaşına çok özel bir hediye vermek istedi.
- He doesn't love his girlfriend.
- Kız arkadaşını sevmiyor.
- Tom wasn't homosexual, but Tom's friends told Tom's girlfriend Tom was gay.
- Tom homoseksüel değildi, ama Tom'un arkadaşları Tom'un kız arkadaşına Tom'un gay olduğunu söylediler.
- I hear you've got a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşın olduğunu duydum.
- I miss my girlfriend so much!
- Kız arkadaşımı çok özledim!
- Tom asked his girlfriend's father for permission to marry his daughter.
- Tom kız arkadaşının babasından kızıyla evlenmek için izin istedi.
- Tom says he's snuggled with his girlfriend, but they haven't yet kissed.
- Tom kız arkadaşına sarıldığını ama henüz öpüşmediklerini söyledi.
- He gave flowers to his girlfriend for the second time.
- Kız arkadaşına ikinci kez çiçek verdi.
- I don't know whether or not Tom has a girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum.
- That's my girlfriend you're talking to.
- Konuştuğun kişi benim kız arkadaşım.
- You need to stay away from my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan uzak durmalısınız.
- Tom seems to have found a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı bulmuş gibi görünüyor.
- Mary was my first real girlfriend.
- Mary benim ilk gerçek kız arkadaşımdı.
- Tom still doesn't have a girlfriend.
- Tom'un hâlâ bir kız arkadaşı yok.
- She doesn't have many friends or girlfriends.
- Çok fazla arkadaşı ya da kız arkadaşı yok.
- My friend is looking for a new girlfriend.
- Arkadaşım, yeni bir kız arkadaş arıyor.
- Will you introduce your girlfriend to me?
- Bana kız arkadaşını tanıtacak mısın?
- Tom broke up with his girlfriend yesterday.
- Dün Tom kız arkadaşı ile ilişkiyi bitirdi.
- I have a girlfriend already.
- Şimdiden bir kız arkadaşım var.
- Tom's girlfriend threatened to leave him.
- Tom'un kız arkadaşı, ondan ayrılmakla tehdit etti.
- You're about the same age as your girlfriend, aren't you?
- Kız arkadaşınla yaklaşık aynı yaştasın, değil mi?
- Sami's girlfriend entered into a beauty pageant.
- Sami'nin kız arkadaşı bir güzellik yarışmasına katıldı.
- Sami's girlfriend was wearing a sports bra.
- Sami'nin kız arkadaşı spor sutyeni giyiyordu.
- Now that you're my girlfriend, I'm happy.
- Kız arkadaşım olduğun için mutluyum.
- Didn't you know Mary was Tom's girlfriend?
- Mary'nin Tom'un kız arkadaşı olduğunu bilmiyor muydun?
- Fadil had a Muslim girlfriend.
- Fadıl'ın Müslüman bir kız arkadaşı vardı.
- Have you ever had a girlfriend?
- Senin hiç kız arkadaşın oldu mu?
- Tom and John said they didn't want girlfriends.
- Tom ve John kız arkadaş istemediklerini söylediler.
- Sami's girlfriend was wearing a sports bra.
- Sami'nin kız arkadaşı spor sütyeni giyiyordu.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
- Kız arkadaşımı etkileyebilmek için Hawaii dili konuşmayı öğrenmek istiyorum.
- My girlfriend also loves to drink.
- Kız arkadaşım da içmeyi sever.
- Tom fell in love with his best friend's girlfriend.
- Tom en iyi arkadaşının kız arkadaşına aşık oldu.
- He already has a new girlfriend.
- Onun da yeni bir kız arkadaşı var.
- Pretend you're still my girlfriend.
- Hala benim kız arkadaşımsın gibi davran.
- He probably has a girlfriend already.
- Muhtemelen zaten bir kız arkadaşı vardır.
- I've never had a girlfriend.
- Hiç kız arkadaşım olmadı.
- I got a new girlfriend; you didn't know?
- Yeni bir kız arkadaşım var, bilmiyor muydun?
- I thought Mary was Tom's girlfriend.
- Mary'nin Tom'un kız arkadaşı olduğunu sanıyordum.
- Mary was my girlfriend in high school.
- Mary lisedeyken benim kız arkadaşımdı.
- I want to know who your girlfriend is.
- Kız arkadaşının kim olduğunu bilmek istiyorum.
- I want a girlfriend.
- Bir kız arkadaş istiyorum.
- Mary was Tom's girlfriend a few years ago.
- Mary birkaç yıl önce Tom'un kız arkadaşıydı.
- Did your girlfriend like the flowers?
- Kız arkadaşın çiçekleri beğendi mi?
- He has left his mother and girlfriend in France.
- Annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
- You need a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşa ihtiyacın var.
- That's likely Tom's girlfriend.
- O muhtemelen Tom'un kız arkadaşı.
- Tom's girlfriend is taller, stronger, and smarter than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan daha uzun boylu, daha güçlü, ve daha zeki.
- Linda was Dan's girlfriend at that time.
- Linda o zaman Dan'ın kız arkadaşıydı.
- Are you singing to my girlfriend?
- Kız arkadaşım için şarkı mı söylüyorsun?
- After breaking up with his girlfriend he moped around the house for a whole month.
- Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra bir ay boyunca evin içinde aylak aylak dolaştı.
- My girlfriend is from Boston.
- Kız arkadaşım Boston'dan.
- I wonder why Tom doesn't have a girlfriend.
- Neden Tom'un bir kız arkadaşı olmadığını merak ediyorum.
- Laurie is my girlfriend.
- Laurie benim kız arkadaşım.
- Now that you're my girlfriend, I'm happy.
- Artık kız arkadaşım olduğuna göre, mutluyum.
- Tom's new girlfriend is quite attractive.
- Tom'un yeni kız arkadaşı oldukça çekicidir.
- His girlfriend was not supportive.
- Kız arkadaşı destekleyici değildi.
- I wonder if Tom has a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olup olmadığını merak ediyorum.
- Just between us, she's my girlfriend.
- Aramızda kalsın, o benim kız arkadaşım.
- You'd better not have gone out with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla çıkmasan iyi edersin.
- It was torture for him to see his girlfriend with another man.
- Kız arkadaşını başka bir adamla görmek onun için işkenceydi.
- I wish I had a girlfriend like Mary.
- Keşke Mary gibi bir kız arkadaşım olsa.
- Our girlfriend traveled to a small town last week.
- Kız arkadaşımız geçen hafta küçük bir kasabaya yolculuk etti.
- Nobody can deny the fact that Leanne is my girlfriend.
- Leanne'in kız arkadaşım olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
- Tom wasn't homosexual, but Tom's friends told Tom's girlfriend Tom was gay.
- Tom eşcinsel değildi ama Tom'un arkadaşları Tom'un kız arkadaşına Tom'un bir eşcinsel olduğunu söyledi.
- Tom has a really nice girlfriend.
- Tom'un gerçekten hoş bir kız arkadaşı var.
- Tom has another girlfriend.
- Tom'un başka bir kız arkadaşı var.
- Just between us, that's my girlfriend.
- Aramızda kalsın, o benim kız arkadaşım.
- Now that I have a girlfriend, I'm happy.
- Bir kız arkadaşım olduğu için mutluyum.
- Tom asked his girlfriend's father for permission to marry his daughter.
- Tom, kızıyla evlenmek için kız arkadaşının babasından izin istedi.
- Tom has a girlfriend in Boston.
- Tom'un Boston'da bir kız arkadaşı var.
- Mary was concerned that Oliver had a secret girlfriend.
- Mary, Oliver'ın gizli bir kız arkadaşı olduğundan endişeliydi.
- Ask Tom about his old girlfriends.
- Tom'a eski kız arkadaşlarını sor.
- Why did you break up with your last girlfriend?
- Son kız arkadaşından neden ayrıldın?
- She was a very demanding girlfriend.
- Çok talepkar bir kız arkadaştı.
- My girlfriend's daughters have joined Facebook.
- Kız arkadaşımın kızları Facebook'a katıldı.
- He has no girlfriend.
- Kız arkadaşı yok.
- His girlfriend is younger than him.
- Kız arkadaşı ondan daha genç.
- Tom threw the photos of his girlfriend in the fire.
- Tom kız arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.
- Tom asked Mary to pretend to be his girlfriend.
- Tom Mary'nin onun kız arkadaşıymış gibi davranmasını istedi.
- Who is Tom's girlfriend?
- Tom'un kız arkadaşı kim?
- I don't need a girlfriend.
- Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok.
- I didn't know that Mary was Tom's girlfriend.
- Mary'nin Tom'un kız arkadaşı olduğunu bilmiyordum.
- Tom knew that Mary was John's girlfriend.
- Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu biliyordu.
- That's probably Tom's girlfriend.
- O muhtemelen Tom'un kız arkadaşı.
- Tom's parents think Tom is still too young to have a girlfriend.
- Tom'un ailesi Tom'un bir kız arkadaşı olması için hala çok genç olduğunu düşünüyor.
- You're not my girlfriend.
- Sen benim kız arkadaşım değilsin.
- Mary is still your girlfriend, isn't she?
- Mary hâlâ senin kız arkadaşın, değil mi?
- I don't think Tom has a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu sanmıyorum.
- Tom has found another girlfriend already.
- Tom çoktan başka bir kız arkadaş buldu.
- A gentleman should buy his girlfriend flowers.
- Bir beyefendi kız arkadaşına çiçek almalı.
- Fadil had a greedy girlfriend.
- Fadıl'ın aç gözlü bir kız arkadaşı vardı.
- I don't even have a girlfriend.
- Kız arkadaşım bile yok.
- Every boy here has a girlfriend.
- Buradaki her erkek çocuğunun bir kız arkadaşı var.
- Linda was Dan's girlfriend at that time.
- Linda o zamanlar Dan'in kız arkadaşıydı.
- Her girlfriend has nice curves.
- Onun kız arkadaşının güzel vücut hatları var.
- I don't want to tell my girlfriend that.
- Bunu kız arkadaşıma söylemek istemiyorum.
- I'm going to Japan with my girlfriend in August.
- Ağustos'ta kız arkadaşımla Japonya'ya gideceğim.
- My girlfriend has gone to Canada.
- Kız arkadaşım Kanada'ya gitti.
- Do you have a girlfriend now?
- Artık bir kız arkadaşın var mı?
- Tell me about your new girlfriend.
- Bana yeni kız arkadaşından bahset.
- He has a girlfriend but he's flirting with me.
- Kız arkadaşı var ama benimle flört ediyor.
- Gao Dao is usually really suave, but he seems completely smitten in front of his girlfriend.
- Gao Dao genelde çok kibardır ama kız arkadaşının önünde çok etkilenmiş görünüyor.
- Tom told Mary that he had a new girlfriend.
- Tom, Mary'ye yeni bir kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- Tom is in college, but his girlfriend is still in high school.
- Tom üniversitede okuyor ama kız arkadaşı hâlâ lisede okuyor.
- If Tom's girlfriend knew he was here now, she'd be very angry.
- Tom'un kız arkadaşı şimdi onun burada olduğunu bilseydi, çok kızardı.
- Tom wants to know who your girlfriend is.
- Tom kız arkadaşının kim olduğunu bilmek istiyor.
- I wonder why Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un neden bir kız arkadaşı olmadığını merak ediyorum.
- Tom was dumped by his girlfriend.
- Tom kız arkadaşı tarafından terk edildi.
- My parents don't like my girlfriend.
- Annem ve babam, kız arkadaşımdan hoşlanmazlar.
- I think you know what Tom's girlfriend's name is.
- Bence Tom'un kız arkadaşının adını biliyorsun.
- I've only had one girlfriend.
- Sadece bir kız arkadaşım oldu.
- Police tracked down Dan's girlfriend, Linda.
- Polis, Dan'in kız arkadaşı Linda'nın izini sürdü.
- Tom's girlfriend is Canadian.
- Tom'un kız arkadaşı Kanadalı.
- Layla was a former girlfriend of Sami's.
- Leyla, Sami'nin eski bir kız arkadaşıydı.
- I'll be with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla birlikte olacağım.
- Now that you're my girlfriend, I'm happy.
- Artık benim kız arkadaşımsın, mutluyum.
- I need a sincere girlfriend.
- Samimi bir kız arkadaşa ihtiyacım var.
- He asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday.
- Kız arkadaşından doğum gününü unuttuğu için kendisini affetmesini istedi.
- His girlfriend was really angry at him.
- Kız arkadaşı ona gerçekten kızgındı.
- Tom's new girlfriend is much younger than he is.
- Tom'un yeni kız arkadaşı ondan çok daha genç.
- I'm beginning to miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
- I have to go find my girlfriend.
- Gidip kız arkadaşımı bulmalıyım.
- Seeing him with his girlfriend puts me in a bad mood.
- Onu kız arkadaşıyla görmek beni kötü bir ruh haline soktu.
- Are you really Tom's girlfriend?
- Sen gerçekten Tom'un kız arkadaşı mısın?
- I've found myself a new girlfriend.
- Kendime yeni bir kız arkadaş buldum.
- I have a smelly girlfriend.
- Kötü kokan bir kız arkadaşım var.
- Sami broke up with his girlfriend, Layla.
- Sami kız arkadaşı Layla'dan ayrıldı.
- I didn't know what to do when my girlfriend told me she was pregnant.
- Kız arkadaşım bana hamile olduğunu söylediğinde ne yapacağımı bilmiyordum.
- Is it true that your girlfriend is Japanese?
- Kız arkadaşının Japon olduğu doğru mu?
- Will you introduce your girlfriend to me?
- Kız arkadaşını benimle tanıştırır mısın?
- Does Tom have more than one girlfriend?
- Tom'un birden fazla kız arkadaşı var mı?
- How is your new girlfriend?
- Yeni kız arkadaşın nasıl?
- Robert enjoyed talking with his girlfriend.
- Robert kız arkadaşıyla konuşmaktan keyif alıyordu.
- Didn't you used to be Tom's girlfriend?
- Eskiden Tom'un kız arkadaşı değil miydin?
- Have your parents met your girlfriend yet?
- Ailen kız arkadaşınla tanıştı mı?
- I haven't had a girlfriend in a long time.
- Uzun süredir bir kız arkadaşım olmadı.
- Wait, did you say girlfriend or boyfriend?
- Bekle, kız arkadaş mı yoksa erkek arkadaş mı dedin?
- Tom asked me if I had a girlfriend.
- Tom bana bir kız arkadaşım olup olmadığını sordu.
- He took his girlfriend out on Saturday night.
- Cumartesi gecesi kız arkadaşını dışarı çıkardı.
- Jamal moved to Cairo with his new girlfriend.
- Jamal yeni kız arkadaşıyla Kahire'ye taşındı.
- My parents still haven't met my girlfriend.
- Ailem hala kız arkadaşımla tanışmadı.
- Tom told me Mary was his girlfriend.
- Tom bana Mary'nin onun kız arkadaşı olduğunu söyledi.
- My ex girlfriend's ex just called me out of the blue.
- Eski kız arkadaşımın eski sevgilisi durup dururken beni aradı.
- He stole my girlfriend from right under my nose!
- Kız arkadaşımı burnumun dibinden çaldı!
- Tom's girlfriend is older than mine.
- Tom'un kız arkadaşı benden daha yaşlı.
- My girlfriend doesn't like scary movies.
- Kız arkadaşım korku filmlerini sevmez.
- My girlfriend is Canadian.
- Kız arkadaşım Kanadalı.
- He couldn't stand being away from his girlfriend.
- Kız arkadaşından uzak kalmaya dayanamıyordu.
- Did you get your girlfriend a souvenir?
- Kız arkadaşına bir hatıra aldın mı?
- Does Tom really have a girlfriend?
- Tom'un gerçekten bir kız arkadaşı var mı?
- I've come to visit my girlfriend.
- Kız arkadaşımı ziyarete geldim.
- I really miss my girlfriend.
- Kız arkadaşımı gerçekten özledim.
- My girlfriend is tall and beautiful.
- Kız arkadaşım uzun boylu ve güzel.
- Don't talk about my girlfriend like that.
- Kız arkadaşım hakkında öyle konuşma.
- Wait, did you say girlfriend or boyfriend?
- Bekle, kız arkadaş mı dedin yoksa erkek arkadaş mı?
- Tom must be aware that Mary is John's girlfriend.
- Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunun farkında olmalı.
- Tom found himself a girlfriend.
- Tom kendine bir kız arkadaş buldu.
- Don't you have a girlfriend?
- Senin kız arkadaşın yok mu?
- My family were very fond of my girlfriend.
- Benim ailem kız arkadaşıma çok düşkündü.
- Tom has a pretty girlfriend.
- Tom'un güzel bir kız arkadaşı var.
- I have a steady girlfriend.
- Düzenli bir kız arkadaşım var.
- Tom has a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı var.
- Layla was Sami's girlfriend.
- Leyla, Sami'nin kız arkadaşıydı.
- Ken kissed Tom's girlfriend.
- Ken, Tom'un kız arkadaşını öptü.
- I met one of your old girlfriends yesterday.
- Dün eski kız arkadaşlarından biriyle tanıştım.
- I heard you broke up with your girlfriend.
- Kız arkadaşınla ilişkini bitirdiğini duydum.
- Tom used to have a Canadian girlfriend.
- Tom'un Kanadalı bir kız arkadaşı vardı.
- Tom's girlfriend's name is Mary.
- Tom'un kız arkadaşının adı Mary.
- My girlfriend doesn't like scary movies.
- Kız arkadaşım korku filmlerini sevmiyor.
- Are you sure Tom doesn't have a girlfriend?
- Tom'un bir kız arkadaşının olmadığından emin misin?
- I thought Mary was your girlfriend.
- Mary'yi kız arkadaşın sanıyordum.
- You don't know whether he has a girlfriend?
- Kız arkadaşı olup olmadığını bilmiyor musun?
- Sami's girlfriend promised that when he went to jail, she would wait for him.
- Sami'nin kız arkadaşı, o hapse girdiğinde onu bekleyeceğine söz verdi.
- I don't want to say that to my girlfriend.
- Onu kız arkadaşıma söylemek istemiyorum.
- Everyone knows I'm Tom's girlfriend.
- Herkes benim Tom'un kız arkadaşı olduğumu biliyor.
- He meets his girlfriend on Saturdays.
- Cumartesi günleri kız arkadaşı ile buluşur.
- Tom meets his girlfriend at this coffee shop every afternoon.
- Tom her öğleden sonra kız arkadaşıyla bu kafede buluşuyor.
- I told you I have a girlfriend.
- Sana kız arkadaşım olduğunu söyledim.
- Sami couldn't bear to leave his girlfriend behind.
- Sami kız arkadaşını geride bırakmaya dayanamıyordu.
- Tom sent an email to his boss instead of his girlfriend.
- Tom kız arkadaşı yerine patronuna bir e-posta gönderdi.
- I think Tom probably has a girlfriend already.
- Sanırım Tom'un muhtemelen zaten bir kız arkadaşı var.
- My friend broke up with his girlfriend and now he wants to go out with me.
- Arkadaşım kız arkadaşından ayrıldı ve şimdi benimle çıkmak istiyor.
- Brian's girlfriend often begs him to take her to luxurious restaurants.
- Brian'ın kız arkadaşı, sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.
- I don't even know if Tom has a girlfriend.
- Tom'un kız arkadaşı olup olmadığını bile bilmiyorum.
- Tom probably has a girlfriend already.
- Tom'un muhtemelen zaten bir kız arkadaşı vardır.
- I met my girlfriend five years ago.
- Ben kız arkadaşımla beş yıl önce tanıştım.
- How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
- Kız arkadaşının orgazm taklidi yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
- Mary is an old girlfriend.
- Mary eski bir kız arkadaşım.
- Tom plans to break up with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- He has no girlfriend.
- Hiç kız arkadaşı yok.
- Mike has two girlfriends.
- Mike'ın iki kız arkadaşı var.
- Tom took his girlfriend out on Saturday night.
- Tom Cumartesi gecesi kız arkadaşını dışarı çıkardı.
- She advised him not to spend all his money on his girlfriend.
- Bütün parasını kız arkadaşına harcamamasını tavsiye etti.
- Layla was Fadil's primary girlfriend.
- Layla, Fadıl'ın esas kız arkadaşıydı.
- I heard he had a new girlfriend.
- Onun yeni bir kız arkadaşı olduğunu duydum.
- I'm not Tom's girlfriend.
- Ben Tom'un kız arkadaşı değilim.
- It doesn't bother me that Tom is going to be there with his new girlfriend.
- Tom'un yeni kız arkadaşıyla orada olacak olması beni rahatsız etmez.
- Nobody can deny the fact that Leanne is my girlfriend.
- Hiç kimse Leanne'in benim kız arkadaşım olduğu gerçeğini inkar edemez.
- I already have a girlfriend.
- Zaten bir kız arkadaşım var.
- I'm shopping for my girlfriend.
- Kız arkadaşım için alışveriş yapıyorum.
- How many girlfriends are you planning to have?
- Kaç tane kız arkadaşın olmasını planlıyorsun?
- I bought this for my girlfriend.
- Bunu kız arkadaşım için aldım.
- Tom and John have found new girlfriends.
- Tom ve John yeni kız arkadaşlar buldular.
- Tom's girlfriend is older than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan daha yaşlı.
- I'm sorry, but I already have a girlfriend.
- Üzgünüm ama benim zaten bir kız arkadaşım var.
- Tom never told me he had a girlfriend.
- Tom bana bir kız arkadaşı olduğunu hiç söylemedi.
- She's not his girlfriend?
- Onun kız arkadaşı değil mi?
- My girlfriend's name is Mary.
- Kız arkadaşımın adı Mary.
- I don't have a girlfriend anymore.
- Artık bir kız arkadaşım yok.
- Oliver found out that his new girlfriend is an illegal immigrant.
- Oliver, yeni kız arkadaşının yasadışı bir göçmen olduğunu öğrendi.
- Does Tom still have a girlfriend?
- Tom'un hâlâ bir kız arkadaşı var mı?
- Do you want to be my girlfriend?
- Kız arkadaşım olmak ister misin?
- I have a new girlfriend.
- Yeni bir kız arkadaşım var.
- You know who Tom's girlfriend is, don't you?
- Tom'un kız arkadaşının kim olduğunu biliyorsun, değil mi?
- I need a sincere girlfriend.
- Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var.
- Why are you touching my girlfriend?
- Neden kız arkadaşıma dokunuyorsun?
- Tom doesn't have a girlfriend now.
- Artık Tom'un bir kız arkadaşı yok.
- My girlfriend is Chinese.
- Kız arkadaşım Çinli.
- At what time will your girlfriend come back home?
- Kız arkadaşın ne zaman eve dönecek?
- Do you know if he has a girlfriend?
- Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?
- Where's your girlfriend?
- Kız arkadaşın nerede?
- I didn't know that Tom had a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu bilmiyordum.
- Tom said he didn't want a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaş istemediğini söyledi.
- Did you get a souvenir for your girlfriend?
- Kız arkadaşın için bir hatıra aldın mı?
- I think you know what Tom's girlfriend's name is.
- Bence Tom'un kız arkadaşının isminin ne olduğunu biliyorsun.
- We are both her girlfriends.
- İkimiz de onun kız arkadaşıyız.
- Tom beats his girlfriend.
- Tom kız arkadaşını döver.
- He's moving in with his girlfriend.
- Kız arkadaşının yanına taşınıyor.
- Mary wanted to know if Tom had a girlfriend.
- Mary, Tom'un bir kız arkadaşı varsa öğrenmek istedi.
- Mary was Tom's girlfriend at that time.
- Mary o sırada Tom'un kız arkadaşıydı.
- Dan had many friends and no girlfriend.
- Dan'ın bir sürü arkadaşı var ve hiç kız arkadaşı yok.
- Dan still had a girlfriend.
- Dan'in hala bir kız arkadaşı vardı.
- His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
- Tom's girlfriend has an unusual first name.
- Tom'un kız arkadaşının alışılmadık bir adı var.
- I knew Tom had a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu biliyordum.
- Do Tom and John still have girlfriends?
- Tom ve John'un hala kız arkadaşları var mı?
- Sami's girlfriend has small boobs.
- Sami'nin kız arkadaşının küçük memeleri var.
- I heard you broke up with your girlfriend.
- Kız arkadaşından ayrıldığını duydum.
- Tom's new girlfriend is quite attractive.
- Tom'un yeni kız arkadaşı oldukça çekici.
- I used to have a girlfriend.
- Eskiden bir kız arkadaşım vardı.
- Tom is visiting his girlfriend in Boston.
- Tom Boston'daki kız arkadaşını ziyaret ediyor.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
- Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom's girlfriend cheered him on.
- Tom'un kız arkadaşı onu eğlendirdi.
- Sami already has a girlfriend.
- Sami'nin zaten bir kız arkadaşı var.
- Tom has probably never had a girlfriend.
- Tom'un muhtemelen hiç kız arkadaşı olmadı.
- Tom didn't tell me Mary was his girlfriend.
- Tom bana Mary'nin kız arkadaşı olduğunu söylemedi.
- I met my girlfriend five years ago.
- Kız arkadaşımla beş yıl önce tanıştım.
- Don't talk about my girlfriend like that.
- Kız arkadaşım hakkında böyle konuşma.
- I used to have a girlfriend, but we broke up.
- Eskiden bir kız arkadaşım vardı ama ayrıldık.
- My girlfriend still doesn't know my parents.
- Kız arkadaşım hâlâ ailemi tanımıyor.
- Is that Tom's girlfriend?
- O, Tom'un kız arkadaşı mı?
- Don't you have a girlfriend?
- Kız arkadaşın yok mu?
- He has a serious girlfriend.
- Ciddi olduğu bir kız arkadaşı var.
- I taught my girlfriend how to drive.
- Kız arkadaşıma araba kullanmayı öğrettim.
- Tom never mentioned that he had a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedi.
- He was in a bad mood because his girlfriend had just thrown him out.
- Kız arkadaşı onu kovduğu için morali bozuktu.
- I bought this as a gift for my girlfriend.
- Bunu kız arkadaşım için hediye olarak aldım.
- Tom had not told Mary that he had a girlfriend back home.
- Tom, Mary'ye evde bir kız arkadaşı olduğunu söylememişti.
- My girlfriend is tall and beautiful.
- Kız arkadaşım uzun boylu ve güzeldir.
- Bruce was terribly upset when his girlfriend left him, but he soon got over it.
- Kız arkadaşı onu terk ettiğinde, Bruce çok üzülmüştü ama kısa zamanda atlattı.
- I don't want a girlfriend.
- Kız arkadaş istemiyorum.
- Sami got rid of his girlfriend.
- Sami kız arkadaşından kurtuldu.
- Dan's new girlfriend is very young.
- Dan'ın yeni kız arkadaşı çok genç.
- Tom doesn't have a girlfriend.
- Tom'un bir kız arkadaşı yok.
- Even though he's got a lot of girlfriends, he's still not a player.
- Bir sürü kız arkadaşı olmasına rağmen, hala bir oyuncu değil.
- He left his mother and his girlfriend in France.
- O, annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
- How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
- Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
- Have you met Tom's new girlfriend?
- Tom'un yeni kız arkadaşıyla tanıştın mı?
- I think Tom has a girlfriend already.
- Bence Tom'un zaten bir kız arkadaşı var.
- You're the perfect girlfriend.
- Sen mükemmel bir kız arkadaşsın.
- Tom lost his passport and all his credit cards when he was visiting his girlfriend in Moscow.
- Tom, Moskova'daki kız arkadaşını ziyaret ederken pasaportunu ve tüm kredi kartlarını kaybetti.
- My girlfriend is very jealous.
- Benim kız arkadaşım çok kıskanç.
- I don't want a girlfriend.
- Bir kız arkadaş istemiyorum.
- Sami has been stealing his girlfriend's money.
- Sami kız arkadaşının parasını çalıyor.
- Our girlfriend traveled to a small town last week.
- Kız arkadaşımız geçen hafta küçük bir kasabaya gitti.
- Tom spent a week in Bali with his girlfriend.
- Tom kız arkadaşı ile Bali'de bir hafta geçirdi.
- Glenn has two girlfriends.
- Glenn'in iki kız arkadaşı var.
Show More (953)
|