|
- I do not wish to speak of dramatic delays but I am sure that certain countries are having problems.
- Dramatik gecikmelerden bahsetmek istemiyorum ancak bazı ülkelerin sorun yaşadığından eminim.
- I am sure that they had problems getting here.
- Eminim ki buraya gelirken sorun yaşamışlardır.
- Personally, I have problems using the adjective "charitable" at all.
- Kişisel olarak, "hayırsever" sıfatını kullanmakta hiç sorun yaşamıyorum.
- Then, of course, they would have problems complying with the Maastricht criteria.
- O zaman tabii ki Maastricht kriterlerine uymakta sorun yaşayacaklardı.
- It is said that there will be operative problems, that some countries will have problems harmonising their legislations.
- Operasyonel sorunlar yaşanacağı, bazı ülkelerin mevzuatlarını uyumlaştırmada sorunlar yaşayacağı söylenmektedir.
- It is clear that some Member States will continue to have problems with certain aspects of this directive.
- Bazı Üye Devletlerin bu direktifin belirli yönleriyle ilgili sorun yaşamaya devam edeceği açıktır.
- They also have problems in connection with their property in Kosovo and with asserting ownership of that property.
- Ayrıca Kosova'daki mülkleri ve bu mülklerin sahipliğini iddia etme konusunda da sorunlar yaşamaktadırlar.
- We in the Social Fund have had problems with payment appropriations.
- Sosyal Fon'da ödeme ödenekleri ile ilgili sorunlar yaşadık.
- Then, of course, they would have problems complying with the Maastricht criteria.
- O zaman tabii ki Maastricht kriterlerine uymakta sorun yaşayacaklardır.
- That is why you are having problems with the Council.
- Bu yüzden Konsey ile sorun yaşıyorsunuz.
- We have had problems along these lines with previous directives dealing specifically with trafficking.
- Özellikle insan ticaretini ele alan önceki direktiflerde bu doğrultuda sorunlar yaşadık.
- Because of you, I'm having problems with my blood pressure.
- Senin yüzünden kan basıncımla ilgili sorun yaşıyorum.
- Tom is having problems with one of his neighbors.
- Tom komşularından biriyle sorun yaşıyor.
- I heard you were having problems at school.
- Okulda sorunlar yaşadığını duydum.
- We had problems at work.
- İş yerinde sorun yaşadık.
- I'm having problems with him.
- Onunla sorun yaşıyorum.
- I had no idea that you were having problems with Tom.
- Tom'la sorunlar yaşadığın konusunda fikrim yoktu.
- We're having problems here.
- Biz burada sorunlar yaşıyoruz.
- I've never had problems before.
- Daha önce hiç sorun yaşamamıştım.
- I had problems with my former tenants.
- Eski kiracılarımla sorunlar yaşadım.
- I wanted to make sure you weren't having problems.
- Sorunlar yaşamadığından emin olmak istiyordum.
- Sami was having problems at work.
- Sami işte sorunlar yaşıyordu.
- Many countries have problems with poverty.
- Birçok ülke yoksullukla ilgili sorunlar yaşıyor.
- Sami had problems with Layla in the past.
- Sami geçmişte Leyla ile sorunlar yaşadı.
- Tom says he's having problems staying awake during meetings.
- Tom toplantılar sırasında uyanık kalmakta sorun yaşadığını söylüyor.
- Tom is having problems here.
- Tom burada sorunlar yaşıyor.
- I've had problems with my boss.
- Patronumla sorunlar yaşadım.
- They're having problems with their budget.
- Bütçeleriyle ilgili sorunlar yaşıyorlar.
- I think you're going to have problems with Tom.
- Bence Tom'la sorun yaşayacaksın.
- Has Tom been having problems with anyone recently?
- Tom son zamanlarda biriyle sorun yaşadı mı?
- Tom said you were having problems with your car.
- Tom arabanla sorunlar yaşadığını söyledi.
- I was unaware that Tom was having problems.
- Tom'un sorun yaşadığından haberim yoktu.
- Tom definitely had problems with his oldest son.
- Tom kesinlikle en büyük oğluyla sorunlar yaşadı.
- Sami had problems with me.
- Sami benimle sorunlar yaşıyordu.
- You've always had problems with Tom.
- Tom'la hep sorun yaşadın.
- I heard you were having problems at the office.
- Ofiste sorunlar yaşadığını duydum.
- We're having problems here.
- Burada sorun yaşıyoruz.
- You aren't the only one who has had problems with Tom, are you?
- Tom'la tek sorun yaşayan sen değilsin, değil mi?
- I heard Tom was having problems at school.
- Tom'un okulda sorun yaşadığını duydum.
- I had no idea that you were having problems with Tom.
- Tom'la sorun yaşadığını bilmiyordum.
- You're not the only one who has had problems with Tom.
- Tom'la sorun yaşayan tek kişi sen değilsin.
- Tom is having problems at work.
- Tom işte sorunlar yaşıyor.
- Tom has been having problems at work.
- Tom iş yerinde sorunlar yaşıyordu.
- Have you been having problems with your email?
- E-postanla ilgili sorunlar yaşıyor musun?
- I guess I was too busy to notice that Tom was having problems.
- Sanırım Tom'un sorun yaşadığını fark edemeyecek kadar meşguldüm.
- We also had problems in the past, but this time it's of a different order of magnitude.
- Geçmişte de sorunlar yaşadık ama bu seferki farklı bir büyüklükte.
- Tom said you were having problems with your car.
- Tom arabanızla ilgili sorun yaşadığınızı söyledi.
- Sami had problems with self-discipline.
- Sami öz disiplin ile ilgili sorunlar yaşıyordu.
- I wanted to make sure you weren't having problems.
- Sorun yaşamadığından emin olmak istedim.
- I'm having problems with him.
- Ben onunla sorunlar yaşıyorum.
- Tom is having problems here, isn't he?
- Tom burada sorunlar yaşıyor, değil mi?
- Are you having problems with anyone here?
- Burada herhangi biriyle sorun yaşıyor musun?
- I'm having problems.
- Sorunlar yaşıyorum.
- Sami was having problems at work.
- Sami iş yerinde sorunlar yaşıyordu.
- If you have problems with rats or mice, you can scare them away with ultrasound.
- Fare ya da sıçanlarla sorun yaşıyorsanız, onları ultrasonla korkutup kaçırabilirsiniz.
Show More (52)
|