junk - English Turkish Sentences
English Turkish
junk ıvır zıvır n.
  • Yet again, I've purchased useless junk.
  • Yine işe yaramaz ıvır zıvır satın aldım.
  • Tom needs to get rid of all this junk.
  • Tom'un tüm bu ıvır zıvırdan kurtulması gerekiyor.
  • Tom has accumulated a lot of junk.
  • Tom çok fazla ıvır zıvır biriktirdi.
Show More (13)
junk hurda n.
  • Let's get rid of this junk.
  • Bu hurdadan kurtulalım.
  • The antiques my father left when he died turned out to be nothing but worthless junk.
  • Babamın öldüğünde bıraktığı antikaların değersiz hurdalardan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.
  • I can't believe that you really sold that junk for such a high price.
  • O hurdayı bu kadar yüksek bir fiyata sattığına inanamıyorum.
Show More (4)
junk çöp n.
  • This is a bunch of junk.
  • Bu bir yığın çöp.
  • Let's get rid of this junk.
  • Şu çöplerden kurtulalım.
  • Take this junk out of here.
  • Çıkar şu çöpü buradan.
Show More (3)
junk çerçöp n.
  • Have you ever considered getting rid of some of this junk?
  • Bu çerçöpün bir kısmından kurtulmayı hiç düşündünüz mü?
  • One of your neighbors complained about all the junk in your front yard.
  • Komşularınızdan biri ön bahçenizdeki çerçöpten şikayet etti.
Show More (-1)
junk süprüntü n.
  • We've got a bunch of useless junk we should get rid of.
  • Kurtulmamız gereken bir sürü işe yaramaz süprüntü var.
Show More (-2)
junk hurdaya çıkarmak v.
  • A tree fell on my new car and I had to junk it.
  • Yeni arabamın üzerine bir ağaç düştü ve onu hurdaya çıkarmak zorunda kaldım.
Show More (-2)