1 |
kind of |
sayılır |
expr. |
|
- Tom is kind of good-looking.
- Tom yakışıklı sayılır.
- He's kind of handsome.
- O yakışıklı sayılır.
- Tom is really smart and also kind of cute.
- Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır.
- I'm kind of tall.
- Uzun sayılırım.
- It's kind of close to here.
- Buraya yakın sayılır.
- I think my girlfriend is kind of cute.
- Bence kız arkadaşım tatlı biri sayılır.
- Mary is kind of attractive.
- Mary çekici biri sayılır.
- Tom is still kind of young.
- Tom hala genç sayılır.
- Mary is kind of pretty.
- Mary güzel sayılır.
- I've kind of gotten used to living in a tent.
- Çadırda yaşamaya alıştım sayılır.
- It's actually kind of fun.
- Aslında eğlenceli sayılır.
- Tom is kind of famous, isn't he?
- Tom ünlü sayılır, değil mi?
- I kind of liked Tom.
- Tom'u sevdim sayılır.
- I've kind of gotten used to the weather.
- Havaya alıştım sayılır.
- That's kind of a big mistake.
- Bu büyük bir hata sayılır.
- I kind of like it here.
- Burayı sevdim sayılır.
- I kind of like this place.
- Burayı sevdim sayılır.
- I kind of liked that.
- Bunu sevdim sayılır.
- It is kind of pretty.
- Güzel sayılır.
- I kind of liked them.
- Onları sevdim sayılır.
- I've gotten kind of used to it.
- Buna alıştım sayılır.
- You're kind of cute.
- Sevimli sayılırsın.
- I think you're kind of handsome.
- Bence yakışıklı sayılırsın.
- I've kind of gotten used to the conditions.
- Bu koşullara alıştım sayılır.
- She's kind of pretty.
- Güzel sayılır.
- English is a kind of universal language.
- İngilizce evrensel dil sayılır.
- I kind of like Tom.
- Tom'u sevdim sayılır.
- I kind of like it.
- Sevdim sayılır.
- We're kind of playing it by ear.
- Duruma göre hareket ediyor sayılırız.
- It's kind of a long story.
- Uzun bir hikaye sayılır.
- I'm kind of sleepy, too.
- Ben de uykulu sayılırım.
- Tom is kind of handsome.
- Tom yakışıklı sayılır.
- I kind of liked you.
- Senden hoşlandım sayılır.
- It's kind of nice here.
- Burası güzel sayılır.
- This is kind of fun.
- Eğlenceli sayılır.
- I kind of figured that out.
- Bunu anladım sayılır.
- I'm kind of happy.
- Mutlu sayılırım.
Show More (34)
|
2 |
kind of |
bir tür |
adv. |
|
- It must be a new kind of democracy served up in a European sauce.
- Bu, Avrupa sosuyla servis edilen yeni bir tür demokrasi olmalıdır.
- The European Union has committed itself to something different, a different kind of burden sharing.
- Avrupa Birliği kendisini farklı bir şeye, farklı bir tür yük paylaşımına adamıştır.
- If next year payment appropriations do not meet payment needs, the sunset clause will cause a new kind of problem.
- Gelecek yıl ödeme ödenekleri ödeme ihtiyaçlarını karşılamazsa, gün batımı maddesi yeni bir tür soruna neden olacaktır.
- This is a new kind of police state aimed at intruding into our private lives.
- Bu, özel hayatlarımıza müdahale etmeyi amaçlayan yeni bir tür polis devletidir.
- If next year payment appropriations do not meet payment needs, the sunset clause will cause a new kind of problem.
- Gelecek yıl ödeneklerin ödeme ihtiyaçlarını karşılamaması halinde, sona erme hükmü yeni bir tür soruna yol açacaktır.
- You've got to be some special kind of crazy to like this crap.
- Bu pisliği sevmek için özel bir tür deli olmak zorundasın.
- It's kind of an emergency.
- Bu bir tür acil durum.
- The company is bringing out a new kind of sports car.
- Şirket, piyasaya yeni bir tür spor araba sürüyor.
- A new kind of bullet had been invented.
- Yeni bir tür mermi icat edilmişti.
- We need to develop a new kind of energy.
- Yeni bir tür enerji geliştirmeliyiz.
- People from China play another kind of chess.
- Çinliler başka bir tür satranç oynuyor.
- This is a new kind of melon.
- Bu yeni bir tür kavun.
- People from China play another kind of chess.
- Çinli insanlar başka bir tür satranç oynarlar.
- The company is bringing out a new kind of sports car.
- Şirket, yeni bir tür spor araba çıkarıyor.
- You've got to be some special kind of crazy to like this crap.
- Bu saçmalığı sevmek için özel bir tür deli olmalısın.
- This is kind of a special circumstance.
- Bu, bir tür özel durumdur.
Show More (13)
|
3 |
kind of |
az çok |
adv. |
|
- Isn't that kind of dangerous?
- O az çok tehlikeli değil mi?
- I'm kind of sleepy, too.
- Ben de az çok uykuluyum.
- I kind of like Tom, too.
- Ben de az çok Tom'u severim.
- I think Tom kind of likes Mary.
- Bence Tom Mary'den az çok hoşlanıyor.
- It's kind of funny.
- O az çok komik.
- This is kind of a waste of time, isn't it?
- Bu az çok bir zaman kaybı, değil mi?
- This is kind of interesting.
- Bu az çok ilginç.
- It was kind of funny.
- O az çok komikti.
Show More (5)
|