| 1 |
look down on |
tepeden bakmak |
v. |
|
- Don't look down on him merely because he is poor.
- Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakmayın.
- Boys tend to look down on their younger sisters.
- Erkekler küçük kız kardeşlerine tepeden bakma eğilimindedir.
- He never looks down on poor people.
- Fakir insanlara asla tepeden bakmaz.
- The building looks down on the whole town.
- Bina tüm kasabaya tepeden bakıyor.
- Don't look down on poor people.
- Yoksul insanlara tepeden bakma.
- You should never look down on a man merely because he is poor.
- Bir insana sadece fakir olduğu için tepeden bakmamalısın.
- We always looked down on him.
- Ona hep tepeden bakardık.
- I look down on you!
- Sana tepeden bakıyorum!
- You shouldn't look down on those who are less fortunate than you are.
- Sizden daha az talihli olanlara tepeden bakmamalısınız.
- We shouldn't look down on other people.
- Diğer insanlara tepeden bakmamalıyız.
- He looks down on women.
- Kadınlara tepeden bakıyor.
- We shouldn't look down on a person only because he's homeless.
- Sadece evsiz olduğu için bir insana tepeden bakmamalıyız.
- Rich people have a tendency to look down on the less fortunate.
- Zengin insanlar daha az şanslı olanlara tepeden bakma eğilimindedir.
- Don't look down on others.
- Başkalarına tepeden bakmayın.
- He has a habit of looking down on coloured people.
- Onun siyahi insanlara tepeden bakma alışkanlığı vardı.
- Don't look down on him just because he's poor.
- Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakma.
- Don't look down on the poor.
- Fakirlere tepeden bakma.
- Don't look down on others because they are poor.
- Fakir oldukları için başkalarına tepeden bakmayın.
- You shouldn't look down on him.
- Ona tepeden bakmamalısın.
- Boys tend to look down on their younger sisters.
- Erkek çocukları küçük kız kardeşlerine tepeden bakma eğilimindedir.
- He has a habit of looking down on coloured people.
- Zencilere tepeden bakma alışkanlığı var.
- He looks down on her.
- Ona tepeden bakıyor.
- Young people used to look down on the rules of society.
- Gençler toplum kurallarına tepeden bakardı.
- They looked down on him.
- Ona tepeden baktılar.
- You shouldn't look down on a person for being poor.
- Bir insana fakir olduğu için tepeden bakmamalısın.
- He never looks down on poor people.
- O, fakir insanlara asla tepeden bakmaz.
- We always looked down on him.
- Biz ona her zaman tepeden baktık.
- He looks down on everybody else.
- Herkese tepeden bakıyor.
- He looks down on everybody else.
- O başka herkese tepeden bakıyor.
- If you don't do your duty, people will look down on you.
- Eğer görevinizi yapmazsanız, insanlar size tepeden bakacaktır.
- Don't look down on poor people.
- Fakir insanlara tepeden bakmayın.
Show More (28)
|
| 2 |
look down on |
hor görmek |
v. |
|
- We shouldn't look down on a person only because he's homeless.
- Bir insanı sırf evsiz olduğu için hor görmemeliyiz.
- You shouldn't look down on those who are less fortunate than you are.
- Sizden daha az şanslı olanları hor görmemelisiniz.
- Don't look down on others because they are poor.
- Fakir oldukları için diğerlerini hor görme.
- You must not look down on old people.
- Yaşlı insanları hor görmemelisiniz.
- Don't look down on others.
- Diğerlerini hor görme.
- Don't look down on the poor.
- Fakirleri hor görme.
- You shouldn't look down on a person for being poor.
- Bir insanı fakir olduğu için hor görmemelisiniz.
- We shouldn't look down on other people.
- Diğer insanları hor görmemeliyiz.
- He looks down on women.
- O kadınları hor görür.
- You should never look down on a man merely because he is poor.
- Sırf fakir diye bir adamı asla hor görmemelisin.
Show More (7)
|
| 3 |
look down on |
küçümsemek |
v. |
|
- Bob looks down on his brother for not being good at sports.
- Bob sporlarda iyi olmadığı için erkek kardeşini küçümsüyor.
- I look down on you!
- Seni küçümsüyorum.
- She looks down on me for not having a sense of humor.
- Mizah duygum olmadığı için, o beni küçümsüyor.
- Don't look down on him just because he's poor.
- Fakir diye onu küçümseme.
- Young people used to look down on the rules of society.
- Genç insanlar toplumun kurallarını küçümserlerdi.
- Bob looks down on his brother for not being good at sports.
- Bob, sporda iyi olmadığı için kardeşini küçümsüyor.
Show More (3)
|
| 4 |
look down on |
küçük görmek |
v. |
|
- Rich people have a tendency to look down on the less fortunate.
- Zengin insanlar daha az şanslıları küçük görme eğilimindedir.
- The rich are apt to look down on people.
- Zenginler insanları küçük görmeye eğilimlidir.
- You must not look down on old people.
- Yaşlı insanları küçük görmemelisin.
- If you don't do your duty, people will look down on you.
- Görevini yapmazsan, insanlar seni küçük görürler.
Show More (1)
|
| 5 |
look down on |
yukarıdan bakmak |
v. |
|
- The building looks down on the whole town.
- Bina, bütün kasabaya yukarıdan bakıyor.
Show More (-2)
|
