|
- From what I have seen of the reform process, it looks good.
- Gördüğüm kadarıyla reform süreci iyi görünüyor.
- From what I have seen of the reform process, it looks good.
- Reform sürecinden gördüğüm kadarıyla iyi görünüyor.
- We want to look good without others having to suffer to make it possible.
- Bunu mümkün kılmak için başkalarının acı çekmesine gerek kalmadan iyi görünmek istiyoruz.
- This, whilst looking good, does not benefit the people who pay for them - the taxpayers.
- Her ne kadar iyi görünse de bu durum vergi ödeyenlerin yararına değildir.
- It is not negative to want to look good.
- Daha iyi görünmek istemek kötü bir şey değil.
- It is not negative to want to look good.
- İyi görünmeyi istemek olumsuz bir şey değil.
- I'm often told I don't look good in a skirt.
- Bana sık sık etekle iyi görünmediğim söyleniyor.
- Tom looked good today.
- Tom bugün iyi görünüyordu.
- The house looked good; moreover, the price was right.
- Ev iyi görünüyordu; üstelik fiyatı da uygundu.
- It doesn't look good for Tom.
- Tom için iyi görünmüyor.
- They look good.
- İyi görünüyorlar.
- That chicken looks good.
- Bu tavuk iyi görünüyor.
- I think this sweater will look good on you.
- Bu kazağın üstünde iyi görüneceğini düşünüyorum.
- I think they look good.
- Bence iyi görünüyorlar.
- It looks good to me.
- Bana iyi göründü.
- He has no dress sense at all, but he thinks he looks good.
- Hiç kıyafet anlayışı yok, ama iyi göründüğünü düşünüyor.
- It doesn't look good.
- İyi görünmüyor.
- Tom still looks good.
- Tom hâlâ iyi görünüyor.
- Sami did not look good.
- Sami iyi görünmüyordu.
- Let's make this look good.
- Bunun iyi görünmesini sağlayalım.
- It looked good.
- İyi görünüyordu.
- Doesn't Tom look good?
- Tom iyi görünmüyor mu?
- The apples look good.
- Elmalar iyi görünüyor.
- I think the future looks good.
- Bence gelecek iyi görünüyor.
- That tie looks good on you.
- O kravat üzerinde iyi görünüyor.
- She looked good when she was young.
- Gençken iyi görünüyordu.
- Mary looks good in a black dress.
- Mary siyah bir elbise içinde iyi görünüyor.
- It's not looking good.
- İyi görünmüyor.
- Your tie looks good.
- Sizin kravatınız iyi görünüyor.
- It looks good on you.
- O üstünde iyi görünüyor.
- Everything looks good to me.
- Her şey bana iyi görünüyor.
- Would I look good with a mustache?
- Bir bıyıkla iyi görünür müyüm?
- We were looking good.
- Biz iyi görünüyorduk.
- Tom told me I didn't look good in blue.
- Tom bana maviler içinde iyi görünmediğimi söyledi.
- Do you really think this looks good?
- Sence bu gerçekten iyi görünüyor mu?
- Tom looks good for his age.
- Tom yaşına göre iyi görünüyor.
- I think they look good.
- Onların iyi göründüğünü düşünüyorum.
- This doesn't look good at all.
- Bu hiç iyi görünmüyor.
- That looks good.
- Bu iyi görünüyor.
- They looked good.
- İyi görünüyorlardı.
- What I saw looked good.
- Gördüğüm iyi görünüyordu.
- That looks good.
- O iyi görünüyor.
- The warlord looked good on Facebook.
- Savaş lordu Facebook'ta iyi görünüyordu.
- They both look good.
- Onların her ikisi de iyi görünüyor.
- Your tie looks good.
- Kravatın iyi görünüyor.
- The red dress looked good on her.
- Kırmızı elbise onun üzerinde iyi görünüyordu.
- Tom is looking good today.
- Tom bugün iyi görünüyor.
- Tom doesn't look good.
- Tom iyi görünmüyor.
- Your new dress really looks good on you.
- Yeni elbiseniz üstünüzde gerçekten iyi görünüyor.
- Tom said it didn't look good.
- Tom onun iyi görünmediğini söyledi.
- This doesn't look good.
- Bu iyi görünmüyor.
- Everything looks good to me.
- Bana her şey iyi görünüyor.
- The future looked good.
- Gelecek iyi görünüyordu.
- Things are not looking good.
- İşler iyi görünmüyor.
- That doesn't look good at all.
- Bu hiç iyi görünmüyor.
- That looks good on you.
- O senin üzerinde iyi görünüyor.
- They looked good today.
- Onlar bugün iyi görünüyorlardı.
- Everything looks good here.
- Burada her şey iyi görünüyor.
- I have to say you look good.
- Senin iyi göründüğünü söylemek zorundayım.
- The walls look good.
- Duvarlar iyi görünüyor.
- You do look good.
- İyi görünüyorsun.
- Everything looks good.
- Her şey iyi görünüyor.
- Tom said it didn't look good.
- Tom iyi görünmediğini söyledi.
- They looked good.
- Onlar iyi görünüyordu.
- The apple looked good, but the inside was rotten.
- Elma iyi görünüyordu ama içi çürümüştü.
- Looking good!
- İyi görünüyor!
- She has good style, so she looks good in anything she wears.
- Onun iyi bir tarzı var, bu yüzden giydiği her şey iyi görünüyor.
- That hat looks good on her.
- O şapka onun üzerinde iyi görünüyor.
- Tom looks good, doesn't he?
- Tom iyi görünüyor, değil mi?
- You'd look good in that dress.
- O elbisenin içinde iyi görünürdün.
- It doesn't look good.
- O iyi görünmüyor.
- These look good.
- Bunlar iyi görünüyor.
- This dress would look good on you.
- Bu elbise senin üzerinde iyi görünüyordu.
- I know that doesn't look good.
- Onun iyi görünmediğini biliyorum.
- They look good.
- Onlar iyi görünüyorlar.
- What I saw looked good.
- Gördüklerim iyi görünüyordu.
- They both look good.
- İkisi de iyi görünüyor.
- It doesn't look good at all.
- O hiç iyi görünmüyor.
- It doesn't look good at all.
- Hiç iyi görünmüyor.
- Green looks good on Alice.
- Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.
- She looks good for her age.
- O, yaşına göre iyi görünüyor.
- Layla looked good.
- Layla iyi görünüyordu.
- Looking good!
- İyi görünüyorsun!
- She looks good for her age.
- Yaşına göre iyi görünüyor.
- Things look good.
- İşler iyi görünüyor.
- That cake looks good.
- O pasta iyi görünüyor.
- Tom still looks good.
- Tom hala iyi görünüyor.
- That red sweater looks good on you.
- O kırmızı kazak üzerinde iyi görünüyor.
- That hat looks good on him.
- O şapka onda iyi görünüyor.
- Layla looked good.
- Leyla iyi görünüyordu.
- He looked good when he was young.
- Gençken iyi görünüyordu.
- Tom is looking good.
- Tom iyi görünüyor.
- He looked good when he was young.
- O gençken iyi görünüyordu.
- He looks good for his age.
- Yaşına göre iyi görünüyor.
- That red dress looks good on her.
- O kırmızı elbise onun üzerinde iyi görünüyor.
- I think your new hair color looks good.
- Bence yeni saç rengin iyi görünüyor.
- This looks good.
- Bu iyi görünüyor.
- A red dress looks good on her.
- Kırmızı bir elbise onun üzerinde iyi görünüyor.
- He looks good for his age.
- O, yaşına göre iyi görünüyor.
- Tom looks good.
- Tom iyi görünüyor.
- At first the job looked good to Tom, but later it became tiresome.
- İlk başta iş Tom'a iyi göründü ama daha sonra yorucu olmaya başladı.
- You're looking good!
- İyi görünüyorsun!
- Blue looks good on you.
- Mavi senin üzerinde iyi görünüyor.
- That colour doesn't look good on me.
- O renk benim üzerimde iyi görünmüyor.
- You have to look good today.
- Bugün iyi görünmek zorundasın.
- The weather is looking good.
- Hava iyi görünüyor.
- It didn't look good.
- O iyi görünmüyordu.
- Mary looks good in that red dress.
- Mary o kırmızı elbisenin içinde iyi görünüyor.
- Tom looked good.
- Tom iyi görünüyordu.
- At first the job looked good to him, but later it became tiresome.
- İlk başta iş ona iyi göründü ama daha sonra yorucu olmaya başladı.
- She looked good when she was young.
- O gençken iyi görünüyordu.
- I'm often told I don't look good in a skirt.
- Bana sık sık etekle iyi görünmediğim söylenir.
- It doesn't look good, does it?
- İyi görünmüyor, değil mi?
- You're looking good.
- İyi görünüyorsun.
- Tom and Mary look good together.
- Tom ve Mary birlikte iyi görünüyorlar.
- I know that doesn't look good.
- Bunun iyi görünmediğini biliyorum.
- Does this dress look good on me?
- Bu elbise üzerimde iyi görünüyor mu?
- Do you think I'd look good with a mustache?
- Bir bıyıkla iyi görüneceğimi düşünüyor musun?
- It looks good.
- Bu iyi görünüyor.
- It looks good.
- İyi görünüyor.
- I have to say you look good.
- İyi göründüğünü söylemeliyim.
- This dress will look good on you.
- Bu giysi senin üzerinde iyi görünecek.
- Mary looks good in that red dress.
- Mary bu kırmızı elbiseyle iyi görünüyor.
- It doesn't look good, does it?
- Bu iyi görünmüyor, değil mi?
- You have to look good today.
- Bugün iyi görünmelisin.
- It didn't look good.
- Pek iyi görünmüyordu.
- They looked good today.
- Bugün iyi görünüyorlardı.
- Do you think I'd look good with a mustache?
- Sence bıyıkla iyi görünür müyüm?
- We were looking good.
- İyi görünüyorduk.
- She has good style, so she looks good in anything she wears.
- İyi bir tarzı var, bu yüzden giydiği her şeyde iyi görünüyor.
- Sami is looking good.
- Sami iyi görünüyor.
- This dress looks good on you.
- Bu elbise senin üzerinde iyi görünüyor.
- The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.
- Sami was looking good.
- Sami iyi görünüyordu.
- I think the future looks good.
- Geleceğin iyi göründüğünü düşünüyorum.
- Mary looks good in a black dress.
- Mary siyah elbise içinde iyi görünüyor.
Show More (133)
|
