|
- The result is that many women deliberately put off having children.
- Bunun sonucunda pek çok kadın çocuk sahibi olmayı bilinçli olarak ertelemektedir.
- We are extremely worried by the fact that the European Commission keeps putting off a decision.
- Avrupa Komisyonu'nun karar vermeyi sürekli ertelemesi bizi son derece endişelendiriyor.
- Now that is not a tactic for putting off indefinitely the start of a new round.
- Şimdi bu, yeni bir turun başlamasını süresiz olarak ertelemek için bir taktik değildir.
- That would be to put off the governments' lack of capacity and willingness for yet another day.
- Bu, hükümetlerin kapasite ve istek eksikliğini bir başka güne ertelemek olur.
- We have put off these Cotonou negotiations and we really need to have a deadline by which they must take place.
- Cotonou müzakerelerini erteledik ve bu müzakerelerin gerçekleşmesi için gerçekten bir son tarihe ihtiyacımız var.
- We are not putting off dealing with this problem; we want to change it straight away.
- Bu sorunla uğraşmayı ertelemiyoruz; bunu hemen değiştirmek istiyoruz.
- At the same time, this tells the candidates that their efforts are worthwhile and that nothing is being put off.
- Aynı zamanda bu, adaylara çabalarının değerli olduğunu ve hiçbir şeyin ertelenmediğini söyler.
- Do not waste time; do not be put off.
- Hiç vakit kaybetmeyin, sakın ertelemeyin.
- We had to put off the meeting because of the traffic accident.
- Trafik kazası nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- They put off their departure due to the heavy snow.
- Yoğun kar yüzünden yola çıkmayı ertelediler.
- Let me put off my decision.
- Kararımı ertelememe izin verin.
- I will put off my departure if it rains.
- Yağmur yağarsa, yola çıkmayı erteleyeceğim.
- I always put off doing my homework and get into trouble.
- Ödevlerimi yapmayı hep erteliyorum ve başıma iş açılıyor.
- The weather getting worse, the departure was put off.
- Hava gittikçe kötüleştiği için kalkış ertelendi.
- We had to put off the meeting because of the traffic accident.
- Trafik kazası yüzünden toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- The heavy rain made them put off their departure.
- Şiddetli yağmur onların yola çıkmalarını ertelemelerine neden oldu.
- He suggested that we should put off our departure.
- Yola çıkışımızı ertelememizi önerdi.
- Do you know why he put off his departure?
- Ayrılmayı neden ertelediğini biliyor musun?
- He put off his trip to Okinawa.
- O, Okinawa gezisini erteledi.
- Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.
- Tom, Mary'ye kötü haberi vermeyi mümkün olduğunca ertelemişti.
- The heavy snow made them put off their departure.
- Yoğun kar onların kalkışını erteletti.
- Let's put off the decision until tomorrow.
- Kararı yarına erteleyelim.
- You shouldn't put off getting married.
- Evlenmeyi ertelememelisin.
- Tom put off his trip to Australia.
- Tom Avustralya seyahatini erteledi.
- Let's put off the decision until tomorrow.
- Yarına kadar kararı erteleyelim.
- Let's put off the meeting until next Friday.
- Toplantıyı gelecek cumaya kadar erteleyelim.
- Putting off the decision isn't a good idea.
- Kararı ertelemek iyi bir fikir değil.
- We had to put off the meeting.
- Toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- Circumstances forced us to put off the meeting.
- Şartlar bizi toplantıyı ertelemeye zorladı.
- Tom put off going to the dentist's.
- Tom dişçiye gitmeyi erteledi.
- You have to put off your departure for England till next week.
- Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.
- We had to put off our trip.
- Yolculuğumuzu ertelemek durumunda kaldık.
- The meeting was put off because John was sick.
- John hasta olduğu için toplantı ertelendi.
- Owing to the bad weather, the game was put off.
- Kötü hava nedeniyle oyun ertelendi.
- Why did you put off the printing of my book?
- Benim kitabımın baskısını niçin erteledin?
- They put off their departure due to the heavy snow.
- Yoğun kar yağışı nedeniyle onlar kalkışını erteledi.
- If it rains, we will put off our practice match.
- Eğer yağmur yağarsa uygulama maçımızı erteleriz.
- He never puts off anything he has to do.
- Yapması gereken hiçbir şeyi ertelemez.
- The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
- Özel konferans, kötü hava koşulları nedeniyle bir sonraki güne ertelendi.
- Tom put off going to Boston.
- Tom Boston'a gitmeyi erteledi.
- We had to put off the meeting because of the storm.
- Fırtına yüzünden toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- He put off his trip to Okinawa.
- Okinawa gezisini erteledi.
- He decided he would put off his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
- The heavy snow made them put off their departure.
- Yoğun kar yüzünden yola çıkmayı ertelediler.
- We put off the departure till tomorrow.
- Kalkışı yarına kadar erteledik.
- I put off the conclusion.
- Sonuca varmayı erteledim.
- We put off the departure till tomorrow.
- Yola çıkmayı yarına erteledik.
- Tom put off his trip to Australia.
- Tom Avustralya gezisini erteledi.
- If it is rainy tomorrow, the game will be put off.
- Yarın yağışlı olursa maç ertelenir.
- Don't put off answering the letter.
- Mektubu cevaplamayı erteleme.
- Tom put off his wedding because of a traffic accident.
- Tom, bir trafik kazasından dolayı düğününü erteledi.
- We decided to put off the meeting until next Sunday.
- Toplantıyı gelecek Pazar'a ertelemeye karar verdik.
- She put off going to Mexico.
- Meksika'ya gitmeyi erteledi.
- If it rains, we will put off our practice match.
- Eğer yağmur yağarsa, antrenman maçımızı erteleyeceğiz.
- It was raining so hard that we had to put off our departure.
- O kadar şiddetli yağıyordu ki yola çıkmayı ertelemek zorunda kaldık.
- He put off his wedding because of a traffic accident.
- Bir trafik kazası yüzünden düğününü erteledi.
- She put off going to Mexico.
- O, Meksika'ya gitmeyi erteledi.
- We put off our baseball game for two days.
- Biz iki gün için beyzbol oyununu erteledik.
- We have to put off the game till next Sunday.
- Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.
- You can't put off doing that any longer.
- Bunu yapmayı daha fazla erteleyemezsin.
- We put off our baseball game for two days.
- Beyzbol maçımızı iki gün erteledik.
- I always put off doing my homework and get into trouble.
- Ben her zaman ev ödevimi yapmayı ertelerim ve başım belaya girer.
- The special lecture was put off until the next day due to the bad weather.
- Kötü hava koşulları nedeniyle özel konferans ertesi güne ertelendi.
- I knew I shouldn't have put off doing my homework until the last minute.
- Ödevimi yapmayı son dakikaya kadar ertelememem gerektiğini biliyordum.
- It was raining so hard that we had to put off our departure.
- O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
- He never puts off anything he has to do.
- O yapması gereken bir şeyi asla ertelemez.
- We had to put off the game due to rain.
- Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.
- We have to put off making a final decision until next week.
- Nihai kararımızı vermeyi gelecek haftaya ertelemek zorundayız.
- Why did you put off the printing of my book?
- Kitabımın basımını neden erteledin?
- Do you know why he put off his departure?
- Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun?
- We have to put off the game till next Sunday.
- Maçı önümüzdeki Pazar gününe ertelemek zorundayız.
- I put off the conclusion.
- Ben sonucu erteledim.
- We had to put off our trip.
- Gezimizi ertelemek zorunda kaldık.
- We decided to put off the meeting until next Sunday.
- Toplantıyı önümüzdeki pazara kadar ertelemeye karar verdik.
- Tom put off his wedding because of a traffic accident.
- Tom bir trafik kazası yüzünden düğününü erteledi.
- We had to put off the game due to rain.
- Yağmur yüzünden maçı ertelemek zorunda kaldık.
- Tom has decided to put off his departure.
- Tom ayrılışını ertelemeye karar verdi.
- The heavy rain made them put off their departure.
- Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- He decided he would put off his departure.
- Yola çıkışını ertelemeye karar verdi.
- We can't put off this decision any longer.
- Bu kararı daha fazla erteleyemeyiz.
- Never put off to tomorrow what you can do today.
- Bugün yapabileceğin bir şeyi asla yarına erteleme.
- Never put off until tomorrow what you can put off until next week.
- Gelecek haftaya erteleyebileceğin bir şeyi asla yarına bırakma.
- Let's put off the meeting until next Friday.
- Toplantıyı gelecek cumaya erteleyelim.
- Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.
- Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi.
- You have to put off your departure for England till next week.
- İngiltere'ye gidişini gelecek haftaya ertelemelisin.
- Let me put off my decision.
- Kararımı erteleyeyim.
- He decided to put off his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
- We had to put off the meeting because of the storm.
- Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.
- Tom put off his departure till Sunday.
- Tom yola çıkmayı Pazar gününe erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
- Yola çıkışını Pazar gününe erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
- Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He suggested that we should put off our departure.
- O, gidişimizi ertelememiz gerektiğini önerdi.
- Don't put off the work till tomorrow.
- Yarına kadar işi erteleme.
- He put off his wedding because of a traffic accident.
- Trafik kazası yüzünden düğününü erteledi.
- I will put off my departure if it rains.
- Yağmur yağarsa, gidişimi ertelerim.
- Tom has decided to put off his departure.
- Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- The president put off visiting Japan.
- Başkan Japonya ziyaretini erteledi.
Show More (94)
|
