| 1 |
receipt |
makbuz |
n. |
|
- Did he get a receipt?
- Makbuz aldı mı?
- Be sure to get a receipt.
- Bir makbuz almayı unutma.
- Here's my receipt.
- İşte makbuzum.
- I asked for a receipt.
- Makbuz istedim.
- Where is the receipt?
- Makbuz nerede?
- Here is your receipt.
- İşte makbuzunuz.
- We need a signed receipt.
- İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.
- Did you get your receipt?
- Makbuzunuzu aldınız mı?
- They can't assist you if you don't have your receipt.
- Makbuzunuz yoksa size yardımcı olamazlar.
- Do you have a receipt?
- Makbuzunuz var mı?
- I need a receipt for that.
- Bunun için makbuz lazım.
- I need a receipt for that.
- Bunun için bir makbuza ihtiyacım var.
- I have a receipt.
- Bir makbuzum var.
- We need an itemized receipt.
- Bize ayrıntılı bir makbuz lazım.
- Do you want a receipt?
- Makbuz ister misin?
- Did you get a receipt?
- Bir makbuz aldın mı?
- Tom asked for a receipt.
- Tom bir makbuz istedi.
- Have you lost the receipt?
- Makbuzu mu kaybettin?
- Would you like a receipt?
- Makbuz ister misiniz?
- Sami received another receipt.
- Sami başka bir makbuz aldı.
- Could I get a receipt?
- Makbuz alabilir miyim?
- Let me see your receipt.
- Makbuzunuzu göreyim.
- Let me see your receipt.
- Makbuzunu göreyim.
- We need an itemized receipt.
- Bizim ayrıntılı bir makbuza ihtiyacımız var.
- Where's the receipt?
- Makbuz nerede?
- Please don't forget the receipt.
- Lütfen makbuzu unutma.
- The receipt has to be signed and stamped by the authorities.
- Makbuzun yetkililerce imzalanıp mühürlenmesi gerekiyor.
- I'll need a receipt for that.
- Bunun için bir makbuza ihtiyacım var.
- Please wait a moment while I write out your receipt.
- Makbuzunuzu yazarken lütfen biraz bekleyin.
- I faxed Tom a copy of my receipt.
- Tom'a makbuzumun bir kopyasını faksladım.
- I'll need a receipt for that.
- Onun için bir makbuza ihtiyacım olacak.
- Enclosed is a copy of the bank transfer receipt.
- Banka havale makbuzunun bir kopyası ekte.
- I asked for a receipt.
- Tom makbuz istedi.
- Did he get a receipt?
- O bir makbuz aldı mı?
- Do you have a receipt?
- Bir makbuzun var mı?
- Can I get a receipt?
- Ben bir makbuz alabilir miyim?
- The receipt has to be signed and stamped by the authorities.
- Makbuzun yetkililer tarafından imzalanmış ve mühürlenmiş olması gerekir.
- Did you get a receipt?
- Makbuz aldın mı?
- If only my thoughts were to come out of my mouth like a receipt being printed.
- Keşke düşüncelerim ağzımdan basılan bir makbuz gibi çıksaydı.
- I saw the receipt on the kitchen table.
- Ben mutfak masasındaki makbuzu gördüm.
Show More (37)
|
| 2 |
receipt |
fiş |
n. |
|
- I want to return this, but I lost the receipt.
- Bunu iade etmek istiyorum ama fişini kaybetmişim.
- I asked for a receipt.
- Fiş istedim.
- Does the customer have his receipt?
- Müşterinin fişi yanında mı?
- Be sure to get a receipt.
- Fiş aldığınızdan emin olun.
- Where's the receipt?
- Fiş nerede?
- Have you lost the receipt?
- Fişi mi kaybettin?
- Does the customer have his receipt?
- Müşterinin fişi var mı?
- Did you get your receipt?
- Fişini aldın mı?
- Here is your receipt.
- Buyurun fişiniz.
- Can I have a receipt, please?
- Fiş alabilir miyim lütfen?
- Where is the receipt?
- Fiş nerede?
- If only my thoughts were to come out of my mouth like a receipt being printed.
- Keşke fikirlerim ağzımdan fiş basılır gibi çıksa.
- Tom gave Mary the receipt and told her to put it in her purse.
- Tom fişi Mary'ye verdi ve onu cüzdanına koymasını söyledi.
- I save my receipts.
- Fişlerimi sakladım.
- Could I get a receipt?
- Fiş alabilir miyim?
- Don't forget the receipt.
- Fişini unutma.
- I asked for a receipt.
- Tom fiş istedi.
Show More (14)
|
| 3 |
receipt |
fatura |
n. |
|
- Please wait a moment while I write out your receipt.
- Ben faturanızı yazarken lütfen biraz bekleyin.
- I faxed Tom a copy of my receipt.
- Faturamın bir kopyasını Tom'a faksladım.
- Please don't forget the receipt.
- Lütfen faturayı unutma.
- Can I get a receipt?
- Fatura alabilir miyim?
- Do you want a receipt?
- Fatura ister misin?
- Can I have a receipt, please?
- Fatura alabilir miyim, lütfen?
- I keep all my telephone receipts in this box.
- Tüm telefon faturalarımı bu kutuda saklıyorum.
- They can't assist you if you don't have your receipt.
- Faturanız yoksa size yardımcı olamazlar.
- I saw the receipt on the kitchen table.
- Faturayı mutfak masasının üzerinde gördüm.
- I asked for a receipt.
- Tom fatura istedi.
- Don't forget the receipt.
- Faturayı unutma.
Show More (8)
|
| 4 |
receipt |
dekont |
n. |
|
- Tom asked for a receipt.
- Tom bir dekont istedi.
- Enclosed is a copy of the bank transfer receipt.
- Banka dekontunun bir kopyası eklidir.
Show More (-1)
|
| 5 |
receipt |
alındı |
n. |
|
- Please confirm receipt of the shipment.
- Lütfen gönderinin alındığını teyit ediniz.
Show More (-2)
|
| 6 |
receipt |
makbuz kesmek |
v. |
|
- I receipted the grocery bill.
- Market alışverişinin makbuzunu kestim.
Show More (-2)
|
