repair - English Turkish Sentences
English Turkish
repair tamir etmek v.
  • I would also point out that it is more profitable from an economic point of view to anticipate than to repair.
  • Ayrıca ekonomik açıdan öngörmenin tamir etmekten daha karlı olduğunu da belirtmek isterim.
  • He said the flash drive containing the list of sleeper cells had been damaged, and he needed somebody to repair it.
  • Uyuyan hücrelerin listesini içeren flaş belleğin hasar gördüğünü ve tamir edecek birine ihtiyacı olduğunu söyledi.
  • The flash drive containing the list of sleeper cells has been damaged, and he needs somebody to repair it.
  • Terör hüclerinin bulunduğu flash bellek zarar görmüş tamir etmek için birine ihtiyaçları var.
Show More (273)
repair onarmak v.
  • Even if spares were available the government could not afford to repair them.
  • Yedek parça bulunsa bile hükümetin bunları onarmaya gücü yetmedi.
  • It is therefore a matter of urgency to improve forest roads, and to repair them as quickly as possible.
  • Bu nedenle orman yollarının iyileştirilmesi ve mümkün olan en kısa sürede onarılması acil bir konudur.
  • The costs of repairing the damage to the environment fall on the injured parties or the government.
  • Çevreye verilen zararı onarmanın maliyeti zarar gören taraflara ya da hükümete aittir.
Show More (54)
repair tamir n.
  • My bicycle is in need of repair.
  • Bisikletimin tamire ihtiyacı var.
  • The repair bill includes parts and labor.
  • Tamir faturasına parçalar ve işçilik dahil.
  • I'll have to send my camera out for repair.
  • Kameramı tamir için göndermek zorunda kalacağım.
Show More (36)
repair onarım n.
  • We in the EU must focus special attention on basic repairs of railway tracks in Lithuania.
  • AB'de Litvanya'daki demiryolu hatlarının temel onarımlarına özel önem verilmelidir.
  • The Commission has contributed EUR 22.5 million to the repair work, which cost around EUR 200 million.
  • Komisyon, yaklaşık 200 milyon Euro'ya mal olan onarım çalışmalarına 22,5 milyon Euro katkıda bulunmuştur.
  • How far should we go in protecting the environment and the obligation to repair the damage?
  • Çevreyi koruma ve zararı onarma yükümlülüğü konusunda ne kadar ileri gitmeliyiz?
Show More (12)
repair düzeltmek v.
  • Fadil was just trying to repair his relationship with Layla.
  • Fadıl sadece Leyla ile ilişkisini düzeltmeye çalışıyordu.
Show More (-2)
repair tamir yapmak v.
  • He repairs the electrical devices.
  • Elektrikli aletlerin tamirini yapıyor.
Show More (-2)