1 |
rub |
ovuşturmak |
v. |
|
- Tom rubbed his temples with his fingertips.
- Tom parmak uçlarıyla şakaklarını ovuşturdu.
- Tom rubbed his leg in obvious pain.
- Tom bariz bir acıyla bacağını ovuşturdu.
- Children often rub their eyes when they are tired.
- Çocuklar yorgun olduklarında genellikle gözlerini ovuştururlar.
- Layla rubbed Sami's hand.
- Layla Sami'nin elini ovuşturdu.
- Tom rubbed his temples with his fingertips.
- Tom şakaklarını parmak uçlarıyla ovuşturdu.
- A genie appeared when Aladdin rubbed the magic lamp.
- Aladdin sihirli lambayı ovuşturduğunda bir cin ortaya çıktı.
- Tom rubbed his eyes.
- Tom gözlerini ovuşturdu.
- Tom rubbed his chin.
- Tom çenesini ovuşturdu.
- The opposition is rubbing their hands together in malice.
- Muhalefet kötü niyetle ellerini ovuşturuyor.
- He was rubbing his hands over the report of the result.
- Sonuç raporunun üzerinden ellerini ovuşturuyordu.
- She rubbed her hair with a towel.
- O bir havlu ile saçlarını ovuşturdu.
- A genie appeared when Aladdin rubbed the magic lamp.
- Alaaddin, sihirli lambayı ovuşturduğu zaman bir cin çıktı.
- She rubbed her eyes.
- Gözlerini ovuşturdu.
- He rubbed his eyes with his hands.
- Elleriyle gözlerini ovuşturdu.
- Layla rubbed Sami's hand.
- Leyla, Sami'nin elini ovuşturdu.
- Tom rubbed his face.
- Tom yüzünü ovuşturdu.
- I rubbed his spots with these leaves.
- Beneklerini bu yapraklarla ovuşturdum.
- Never rub your eyes after cutting a hot pepper.
- Acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovuşturma.
- Never rub the eyes when the hands are dirty.
- Eller kirliyken asla gözleri ovuşturmayın.
- Mary rubbed her crystal ball.
- Mary kristal küresini ovuşturdu.
- Mary rubbed her crystal ball.
- Mary kristal topunu ovuşturdu.
- Jack yawned and rubbed his eyes.
- Jack esnedi ve gözlerini ovuşturdu.
- Tom rubbed his forehead.
- Tom alnını ovuşturdu.
- Tom rubbed his jaw.
- Tom çenesini ovuşturdu.
- After cutting habanero peppers, be careful not to rub your eyes.
- Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerinizi ovuşturmamaya dikkat edin.
- He rubbed his eyes with his hands.
- Ellerini kullanarak gözlerini ovuşturdu.
Show More (23)
|
2 |
rub |
ovmak |
v. |
|
- Do you want me to rub your back?
- Sırtını ovmamı ister misin?
- I rubbed his spots with these leaves.
- Beneklerini bu yapraklarla ovdum.
- Do you want me to rub your back?
- Sırtınızı ovmamı ister misiniz?
- Rub my shoulders.
- Omuzlarımı ovala.
- Can you rub my shoulders?
- Omuzlarımı ovabilir misin?
- Never rub your eyes after cutting a hot pepper.
- Bir acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovma.
- Never rub the eyes when the hands are dirty.
- Ellerin kirliyken asla gözlerini ovma.
- Can you rub my back?
- Sırtımı ovabilir misin?
- Tom rubbed his forehead.
- Tom alnını ovdu.
- Do you want me to rub your shoulders?
- Omuzlarını ovmamı ister misin?
- Will you rub my shoulders?
- Omuzlarımı ovar mısın?
- Would you mind rubbing my feet?
- Ayaklarımı ovar mısın?
- She rubbed her hair with a towel.
- Saçlarını bir havluyla ovdu.
- I rubbed my feet.
- Ayaklarımı ovdum.
- Children often rub their eyes when they are tired.
- Çocuklar yorgun olduklarında sık sık gözlerini ovarlar.
- Tom rubbed his sore feet.
- Tom ağrıyan ayaklarını ovdu.
- Do you want me to rub your shoulders?
- Omuzlarınızı ovmamı ister misiniz?
Show More (14)
|
3 |
rub |
sürtmek |
v. |
|
- My cat rubbed her head against my shoulder.
- Kedim başını omzuma sürttü.
- Tom rubbed his hands together.
- Tom ellerini birbirine sürttü.
- He rubbed his hands together.
- Ellerini birbirine sürttü.
Show More (0)
|
4 |
rub |
silmek |
v. |
|
- He rubbed the rust off with a file.
- O bir eğe ile pası sildi.
- He rubbed the rust off with a file.
- Bir eğe ile pası sildi.
- Tom yawned and rubbed sleep from his eyes.
- Tom esnedi ve gözlerindeki uykuyu sildi.
Show More (0)
|
5 |
rub |
ovalamak |
v. |
|
- Would you mind rubbing my feet?
- Ayaklarımı ovalar mısın?
- Tom rubbed his sore feet.
- Tom ağrıyan ayağını ovaladı.
Show More (-1)
|
6 |
rub |
sürmek |
v. |
|
- Could you rub some suntan lotion on me?
- Bana biraz güneş kremi sürebilir misin?
- Could you rub some suntan lotion on me?
- Bana biraz güneş losyonu sürer misin?
Show More (-1)
|
7 |
rub |
sürtüşmek |
v. |
|
- Ultimately, it is the rubbing points in cross-border judicial arrangements that grind down families and children.
- Nihayetinde aileleri ve çocukları yıpratan, sınır ötesi adli düzenlemelerdeki sürtüşme noktalarıdır.
Show More (-2)
|