stop the bleeding - English Turkish Sentences
English Turkish
stop the bleeding kanamayı durdurmak v.
  • Layla put her hands on top of Sami's wound to stop the bleeding.
  • Leyla kanamayı durdurmak için ellerini Sami'nin yarasının üstüne koydu.
  • Put pressure on the wound to stop the bleeding.
  • Kanamayı durdurmak için yaranın üzerine baskı uygulayın.
  • I cannot stop the bleeding.
  • Kanamayı durduramıyorum.
Show More (12)