|
- Why do I speak in terms of winning a round?
- Neden bir raundu kazanma açısından konuşuyorum?
- Secondly, we must have a chance of winning.
- İkincisi kazanma şansımız olmalı.
- This mind-set was expected to result in winning the competitive battle with America and Japan.
- Bu zihniyetin Amerika ve Japonya ile rekabet savaşının kazanılmasıyla sonuçlanması bekleniyordu.
- I have a chance of winning.
- Kazanma şansım var.
- Tom has no chance of winning the race.
- Tom'un yarışı kazanma şansı yok.
- I don't think we'd have any chance of winning.
- Kazanma şansımız olduğunu sanmıyorum.
- Winning a trophy made Tom happy.
- Bir kupa kazanmak Tom'u mutlu etti.
- Tom has absolutely no chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı kesinlikle yok.
- Winning is always nice.
- Kazanmak her zaman iyidir.
- Do you think we have any chance of winning?
- Sence kazanma şansımız var mı?
- Their team doesn't have a ghost of a chance of winning this season.
- Takımlarının bu sezonu kazanma şansı yok.
- We came so close to winning.
- Kazanmaya çok yaklaşmıştık.
- Tom is used to winning.
- Tom kazanmaya alışkın.
- We just want to keep winning.
- Kazanmaya devam etmek istiyoruz.
- We came so close to winning.
- Kazanmaya çok yaklaştık.
- Do you think she has a chance of winning?
- Sence kazanma şansı var mı?
- Tom has good chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı yüksek.
- There's an outside chance of winning.
- Çok az bir ihtimalle kazanma şansın var.
- Tom kept winning.
- Tom kazanmaya devam etti.
- There is little chance of his winning.
- Onun az miktarda kazanma şansı vardır.
- Winning is always hard.
- Kazanmak her zaman zor.
- Do we have any chance of winning?
- Kazanma şansımız var mı?
- Winning a trophy made Tom happy.
- Kupa kazanmak Tom'u mutlu etti.
- Isn't winning great?
- Kazanmak harika değil mi?
- There's no chance of winning.
- Kazanma şansımız yok.
- Winning a lottery is an easy way of making money.
- Piyango kazanmak, para kazanmanın kolay bir yoludur.
- Tom has a chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı var.
- Thus he succeeded in winning her heart.
- Böylece onun kalbini kazanmayı başardı.
- Tom is used to winning.
- Tom kazanmaya alışkındır.
- We have a chance of winning.
- Kazanmak için bir şansımız var.
- We have a chance of winning.
- Kazanma şansımız var.
- Tom dreamed of winning.
- Tom kazanmayı hayal etti.
- Tom has absolutely no chance of winning.
- Tom'un kesinlikle kazanma şansı yok.
- That team has little, if any, chance of winning.
- O takımın kazanma şansı varsa bile çok az.
- We have no chance of winning.
- Kazanma şansımız yok.
- I like winning.
- Kazanmayı seviyorum.
- The probability of our team winning is low.
- Takımımızın kazanma olasılığı düşük.
- Their team doesn't have a ghost of a chance of winning this season.
- Takımlarının bu sezon kazanma şansı yok.
- Do you think she has a chance of winning?
- Sence onun kazanma şansı var mı?
- Winning is always hard.
- Kazanmak her zaman zordur.
- Tom came close to winning.
- Tom kazanmaya çok yaklaştı.
- Winning isn't everything.
- Kazanmak her şey değildir.
- My chances of winning are slim.
- Kazanma şansım çok az.
- Do we have a small chance of winning?
- Küçük bir kazanma şansımız var mı?
- Winning wasn't difficult.
- Kazanmak zor değildi.
- I don't think we have any chance of winning.
- Kazanma şansımız olduğunu sanmıyorum.
- Tom is on a winning streak.
- Tom kazanma serisinde.
- Tom dreamed of winning.
- Tom kazanmayı hayal ediyordu.
- I think I have a good chance of winning.
- Kazanma şansımın yüksek olduğunu düşünüyorum.
- You like winning, don't you?
- Kazanmayı seviyorsun, değil mi?
- We have little chance of winning.
- Kazanma şansımız çok az.
- The probability of our team winning is low.
- Takımımızın kazanma şansı zayıf.
- We have little chance of winning.
- Çok az kazanma şansımız var.
- Tom is accustomed to winning.
- Tom kazanmaya alışık.
- I don't stand a chance of winning.
- Kazanma şansım yok.
- I think we have a chance of winning.
- Bence kazanma şansımız var.
- Tom has a good chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı yüksek.
- Do you think we have any chance of winning?
- Kazanma şansımız olduğunu düşünüyor musun?
- Tom has no chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı yok.
- That's a battle worth winning.
- Bu kazanmaya değer bir savaş.
- Tom came close to winning.
- Tom kazanmaya yaklaştı.
- Tom has begun winning.
- Tom kazanmaya başladı.
- There is little chance of his winning.
- Kazanma şansı çok az.
- What are Tom's chances of winning?
- Tom'un kazanma şansı nedir?
- Winning is always nice.
- Kazanmak her zaman güzel.
- Winning a lottery is an easy way of making money.
- Piyango kazanmak para kazanmanın kolay bir yoludur.
- He will have no chance of winning her heart.
- Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
- We came close to winning last year.
- Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık.
- Winning feels pretty good.
- Kazanmak oldukça iyi hissettiriyor.
- We had no chance of winning.
- Kazanma şansımız yoktu.
- Tom doesn't stand a chance of winning.
- Tom'un kazanma şansı yok.
- Tom hasn't stopped winning.
- Tom kazanmayı bırakmadı.
- Tom knows he has no chance of winning.
- Tom kazanma şansı olmadığını biliyor.
- Winning is never easy.
- Kazanmak asla kolay değildir.
- Do you think Tom has any chance of winning?
- Tom'un bir kazanma şansı olduğunu düşünüyor musun?
- Winning isn't the only thing that matters.
- Önemli olan tek şey kazanmak değildir.
- Do we have a chance of winning?
- Kazanma şansımız var mı?
- Do you think Tom has any chance of winning?
- Sizce Tom'un kazanma şansı var mı?
- We need to start winning some games.
- Bazı maçları kazanmaya başlamalıyız.
- What are Tom's chances of winning?
- Tom'un kazanma şansı ne kadar?
- Tom had no trouble winning.
- Tom'un kazanmak için sıkıntısı yoktu.
- Tom has good chance of winning.
- Tom iyi bir kazanma şansına sahip.
- We need to start winning some games.
- Bazı maçları kazanmaya başlamamız gerekiyor.
- I think we have a good chance of winning.
- Bence kazanma şansımız yüksek.
- I love winning.
- Ben kazanmayı seviyorum.
- My chances of winning are slim.
- Kazanma şansım zayıf.
- I plan on winning.
- Kazanmayı planlıyorum.
- I think we have a good chance of winning.
- Bence iyi bir kazanma şansımız var.
- Winning isn't the only thing that matters.
- Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
- If the only thing that mattered was winning, then we'd be depressed.
- Önemli olan tek şey kazanmak olsaydı, o zaman depresyonda olurduk.
- He will have no chance of winning her heart.
- Onun kalbini kazanma şansı olmayacak.
- Tom dreamed about winning.
- Tom kazanmayı hayal ederdi.
- We came close to winning last year.
- Geçen sene kazanmaya çok yaklaşmıştık.
- We don't have any chance of winning.
- Kazanma şansımız yok.
- We don't have any chance of winning.
- Bizim hiç kazanma şansımız yok.
- Winning wasn't easy.
- Kazanmak kolay değildi.
- What chance does Tom have of actually winning?
- Tom'un gerçekten kazanma şansı nedir?
- Tom has no chance of winning Mary back.
- Tom'un Mary'yi geri kazanma şansı hiç yok.
- Tom is accustomed to winning.
- Tom kazanmaya alışkın.
- I think we have a chance of winning.
- Bence bir kazanma şansımız var.
- We have a good chance of winning.
- Kazanma şansımız yüksek.
- Tom has no chance of winning Mary back.
- Tom'un Mary'yi geri kazanma şansı yok.
- I like winning.
- Kazanmak hoşuma gidiyor.
- There's no chance of winning.
- Kazanma şansı yok.
- Everyone likes winning.
- Herkes kazanmayı sever.
- I love winning.
- Kazanmayı severim.
- We just have to keep winning.
- Kazanmaya devam etmeliyiz.
- Winning is never easy.
- Kazanmak asla kolay değil.
- Tom dreamed about winning.
- Tom kazanmayı hayal etti.
Show More (106)
|