Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ön plana çıkarmak | feature v. | ||
His movies often feature strong female characters. Onun filmleri genellikle güçlü kadın karakterleri ön plana çıkarır. More Sentences |
||||
General | ön plana çıkarmak | bring something into the forefront v. | ||
General | ön plana çıkarmak | etch v. | ||
General | ön plana çıkarmak | heighten v. | ||
General | ön plana çıkarmak | italicize v. | ||
General | ön plana çıkarmak | italicise v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | ön plana çıkarmak | illustrate v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | (aktör) tanıtımlarda ön plana çıkarmak | billing n. |
General | bir şeyi ön plana çıkarmak | give something prominence v. |
General | -i ön plana çıkarmak | feature v. |
General | kendini ön plana çıkarmak | thrust (oneself) to the forefront v. |
General | kendini ön plana çıkarmak | show oneself up v. |
General | kendini ön plana çıkarmak | thrust to the forefront v. |
Colloquial | ||
Colloquial | takım çalışmasında sadece kendini düşünmek/ön plana çıkarmak yoktur | there's no I in team expr. |