Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bilgiyi) tazelemek | catch up with v. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bilgiyi tazelemek | brush up v. | ||
She studied abroad in order to brush up her English. İngilizce bilgisini tazelemek için yurt dışında eğitim gördü. More Sentences |
||||
General | bilgiyi tazelemek | brush up on v. | ||
General | tazelemek (bilgiyi) | brush up v. |