alçakgönüllü - Turkish English Dictionary

alçakgönüllü

Meanings of "alçakgönüllü" in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

Turkish English
Common Usage
alçakgönüllü modest adj.
You're being too modest.
Fazla alçakgönüllü davranıyorsun.

More Sentences
alçakgönüllü humble adj.
His father is a humble man.
Babası alçakgönüllü bir adamdır.

More Sentences
alçakgönüllü unassuming adj.
Mary was a quiet and unassuming young lady.
Mary sessiz ve alçakgönüllü bir genç hanımdı.

More Sentences
General
alçakgönüllü modest adj.
Don't be so modest.
Bu kadar alçakgönüllü olma.

More Sentences
alçakgönüllü humble adj.
He's a quite humble man in spite of all he's achieved.
Bütün başarılarına rağmen oldukça alçakgönüllü bir adamdır.

More Sentences
alçakgönüllü self-effacing adj.
Despite his talent and success, he remained self-effacing.
Yeteneğine ve başarısına rağmen alçakgönüllü biriydi.

More Sentences
alçakgönüllü submissive adj.
alçakgönüllü low adj.
alçakgönüllü simple adj.
alçakgönüllü frugal adj.
alçakgönüllü unobtrusive adj.
alçakgönüllü demiss adj.
alçakgönüllü meek adj.
alçakgönüllü unpretentious adj.
alçakgönüllü unpresuming adj.
alçakgönüllü lowly adj.
alçakgönüllü decent adj.
alçakgönüllü prudent adj.
alçakgönüllü simple-hearted adj.
alçakgönüllü meek-spirited adj.
alçakgönüllü cap in hand adj.
alçakgönüllü unboastful adj.
alçakgönüllü underbearing adj.
alçakgönüllü unpresumptuous adj.
alçakgönüllü honest adj.
alçakgönüllü obscure adj.
alçakgönüllü demissive adj.
alçakgönüllü mure [dialect] [uk] adj.
alçakgönüllü poor adj.
alçakgönüllü pudent adj.
alçakgönüllü pudic adj.
alçakgönüllü semple [scotland] adj.
alçakgönüllü sober adj.
Colloquial
alçakgönüllü funky adj.
alçakgönüllü phunky adj.
Idioms
alçakgönüllü meek as moses [old-fashioned] adj.

Meanings of "alçakgönüllü" with other terms in English Turkish Dictionary : 18 result(s)

Turkish English
General
alçakgönüllü olma humbling adj.
Parenting is such a humbling experience.
Ebeveynlik insanı alçakgönüllü olmaya iten bir deneyimdir.

More Sentences
alçakgönüllü hayranlık duygusu toe-kissing n.
alçakgönüllü genç kadın blushet [obsolete] n.
alçakgönüllü olmak be unpretentious v.
alçakgönüllü olmaya itilmek humble v.
alçakgönüllü davranmak make dainty v.
fazla alçakgönüllü self-deprecating adj.
alçakgönüllü olmayan unhumbled adj.
daha alçakgönüllü humbler adj.
fazla alçakgönüllü self-deprecatory adj.
alçakgönüllü biçimde hat in hand adv.
alçakgönüllü bir şekilde unassumingly adv.
alçakgönüllü bir şekilde meanly adv.
alçakgönüllü bir şekilde meek [obsolete] adv.
fazla alçakgönüllü bir şekilde overmodestly adv.
Literature
alçakgönüllü olmayan unmeek adj.
Theatre
yunan komedisindeki olduğundan daha azı gibi görünen, alçakgönüllü davranan ve alazon karakterinin karşıtı olan tipleme eiron n.
Archaic
alçakgönüllü davranmak bear low sail v.