Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | alıp kaçmak | run away with v. | ||
He ran away with the money. Parayı alıp kaçtı. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | alıp kaçmak | abscond with v. | ||
Tom absconded with millions of dollars from his company and is living a life of luxury on an island in the Mediterranean. Tom şirketinden milyonlarca doları alıp kaçtı ve Akdeniz'de bir adada lüks bir hayat yaşıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alıp kaçmak | whisk off v. | ||
General | alıp kaçmak | whisk away v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | alıp kaçmak | make away v. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (büyükbaş hayvanı) alıp kaçmak | run off v. | ||
The thief ran off with my bag. Hırsız çantamı alıp kaçtı. More Sentences |
||||
Phrasals | bir şeyi kapıp/alıp kaçmak | skip off (with something) v. | ||
Phrasals | birini/bir şeyi alıp kaçmak | get away with someone or something v. | ||
Phrasals | (bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak | run away with (something) v. | ||
Phrasals | (bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak | run off with (something) v. | ||
Phrasals | -i kapıp/alıp kaçmak | skip out with v. | ||
Phrasals | (bir şeyi) kapıp/alıp kaçmak | skip out with (something) v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | elmasları alıp kaçmak | run with the diamonds v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | (birini/bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak | make away with (someone or something) v. | ||
Slang | ||||
Slang | torbacının elindeki uyuşturucuyu alıp kaçmak | rip and run v. |