Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | anlaşılır biçimde | understandably adv. | ||
Tom was understandably angry. Tom anlaşılır biçimde kızgındı. More Sentences |
||||
General | anlaşılır biçimde | clearly adv. | ||
Speak clearly so that everyone may hear you. Anlaşılır biçimde konuşun ki herkes sizi duyabilsin. More Sentences |
||||
General | anlaşılır biçimde | directly adv. | ||
General | anlaşılır biçimde | diserty [obsolete] adv. | ||
Idioms | ||||
Idioms | anlaşılır biçimde | in clear [obsolete] expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | zor anlaşılır biçimde | unsurely adv. |
General | kolay anlaşılır biçimde | translucently adv. |
General | kolay anlaşılır bir biçimde | lucidly adv. |
General | anlaşılır bir biçimde | comprehensively adv. |
Idioms | ||
Idioms | en anlaşılır veya ayrıntılı biçimde açıklamak | spell out v. |