arkadaşlık - Turkish English Dictionary

arkadaşlık

Meanings of "arkadaşlık" in English Turkish Dictionary : 28 result(s)

Turkish English
Common Usage
arkadaşlık friendship n.
Okay, Mark, clearly, you don't understand how female friendships work.
Tamam Mark, belli ki kadınlar arasındaki arkadaşlıkların nasıl yürüdüğünü anlamıyorsun.

More Sentences
arkadaşlık companionship n.
Pets offer us more than mere companionship.
Evcil hayvanlar, bize arkadaşlıktan daha fazlasını sunar.

More Sentences
General
arkadaşlık company n.
Therefore the Schröder government is not isolated, it is in good company.
Bu nedenle Schröder hükümeti yalnız değildir, iyi bir arkadaştır.

More Sentences
arkadaşlık friendship n.
Friendship is not about judging one another.
Arkadaşlık birbirini yargılamak değildir.

More Sentences
Common Usage
arkadaşlık fellowship n.
General
arkadaşlık camaraderie n.
arkadaşlık congeniality n.
arkadaşlık friendliness n.
arkadaşlık communion n.
arkadaşlık comradeliness n.
arkadaşlık society n.
arkadaşlık comradery n.
arkadaşlık sodality n.
arkadaşlık relationship n.
arkadaşlık comradeship n.
arkadaşlık good fellowship n.
arkadaşlık association n.
arkadaşlık amity n.
arkadaşlık brotherhood n.
arkadaşlık accompaniment n.
arkadaşlık matiness n.
arkadaşlık bon-accord n.
arkadaşlık chumship n.
arkadaşlık companionhood n.
arkadaşlık confrerie n.
arkadaşlık concord n.
arkadaşlık palship n.
Idioms
arkadaşlık on a friendly footing n.

Meanings of "arkadaşlık" with other terms in English Turkish Dictionary : 159 result(s)

Turkish English
General
arkadaşlık bağı bond of friendship n.
The two friends have formed a deep bond of friendship.
İki arkadaş derin bir arkadaşlık bağı oluşturdular.

More Sentences
arkadaşlık bilekliği friendship bracelet n.
I love to do friendship bracelets.
Arkadaşlık bilezikleri yapmayı seviyorum.

More Sentences
arkadaşlık etmek keep company v.
I advise you not to keep company with Tom.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.

More Sentences
arkadaşlık etmek make friends with v.
Do you make friends with these boys?
Bu oğlanlarla arkadaşlık ediyor musunuz?

More Sentences
arkadaşlık kurmak make friends with v.
He is very slow at making friends with anybody.
İnsanlarla arkadaşlık kurma konusunda çok tutuk.

More Sentences
arkadaşlık etmek associate v.
I can't believe you associate with criminals like them.
Onlar gibi suçlularla arkadaşlık ettiğine inanamıyorum.

More Sentences
Colloquial
arkadaşlık etmek pal around v.
Who does Tom pal around with?
Tom kiminle arkadaşlık ediyor?

More Sentences
Trade/Economic
arkadaşlık etmek associate v.
It'd be better if you didn't associate with men like that.
Böyle adamlarla arkadaşlık etmesen daha iyi olur.

More Sentences
Computer
arkadaşlık sitesi dating site n.
What's different between a wedding arrangement site and a dating site?
Evlilik ayarlama sitesi ile arkadaşlık sitesi arasında ne fark var?

More Sentences
Common Usage
yakın arkadaşlık intimacy n.
General
edebiyatta arkadaşlık friendship in literature n.
arkadaşlık etme fraternization n.
yakın arkadaşlık mateship n.
çocuklarda arkadaşlık friendship in children n.
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse social climber n.
erkekler arasındaki yakın arkadaşlık male bonding n.
samimi arkadaşlık warm friendship n.
arkadaşlık teklifi dating offer n.
arkadaşlık teklifi dating proposal n.
arkadaşlık teklifi date proposal n.
arkadaşlık teklifi friendship request n.
arkadaşlık teklifi request for friendship n.
biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi post-acquaintance friend request n.
tanışma sonrası arkadaşlık isteği post-acquaintance friend request n.
arkadaşlık etme fraternisation n.
arkadaşlık teklifleri advances n.
keyifli arkadaşlık goodfellowship n.
arkadaşlık ruhu good-fellowship n.
dostluk/arkadaşlık hissi fraternity n.
arkadaşlık kurmak strike up a friendship v.
arkadaşlık kurmak make friends v.
ile arkadaşlık etmek consort with v.
arkadaşlık etmek be friends with v.
arkadaşlık kurmak make friendship with v.
ile arkadaşlık etmek keep company with v.
arkadaşlık etmek friends with v.
arkadaşlık etmek consort v.
arkadaşlık etmek fraternize v.
arkadaşlık etmek consort with v.
arkadaşlık etmek companion v.
arkadaşlık kurmak chum up v.
arkadaşlık etmek accompany v.
arkadaşlık etmek fraternise v.
yakın arkadaşlık kurmak get off with v.
(arkadaşlık/ilişki) kurmak strike up v.
arkadaşlık teklif etmek propose someone for friendship v.
arkadaşlık etmek befriend v.
arkadaşlık etmek assort (with) [rare] v.
arkadaşlık etmek mate v.
arkadaşlık kurmak build up a friendship v.
arkadaşlık geliştirmek develop a friendship v.
arkadaşlık yapmak buddy v.
arkadaşlık etmek mix v.
arkadaşlık yapmak gang v.
belirli bir türde arkadaşlık geliştirmek grow (away) v.
belirli bir türde arkadaşlık geliştirmek grow (together) v.
ile arkadaşlık etmek company v.
(arkadaşlık, ortaklık, rekabet) ilişki içine sokmak couple v.
arkadaşlık kurmak sort [uk] [dialect] v.
arkadaşlık kurması zor angular adj.
arkadaşlık kisvesi altında under cover of friendship adv.
Phrasals
(arkadaşlık) bozulmak fall off v.
(birileriyle) arkadaşlık etmek pal around with someone v.
(biriyle) arkadaşlık etmek fraternize with (someone) v.
biriyle/bir grupla arkadaşlık etmek fraternize with someone or something v.
biriyle arkadaşlık etmek run with v.
biriyle/bir grupla arkadaşlık etmek take up v.
biriyle/bir grupla arkadaşlık etmek 16. take up with v.
biriyle arkadaşlık etmek associate with someone v.
ile arkadaşlık etmek associate oneself with v.
ile arkadaşlık etmek associate with v.
(biriyle) kendi çıkarı için yakınlık/arkadaşlık kurmak buddy up to (someone) v.
biriyle arkadaşlık kurmak chum up to someone v.
biriyle arkadaşlık kurmak chum up with someone v.
(biriyle) arkadaşlık kurmak chum up to (one) v.
ile arkadaşlık kurmak chum up with v.
(biriyle) arkadaşlık kurmak chum up with (one) v.
biriyle arkadaşlık etmek consort with someone v.
(biriyle) arkadaşlık etmek consort with (one) v.
ile arkadaşlık etmek fraternize with v.
(biriyle) arkadaşlık etmek roll with (someone) v.
Proverb
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez the best of friends must part
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez even the best of friends must part
Colloquial
arkadaşlık yıldönümü friendversary n.
arkadaşlık ettiği genç erkeklere bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin kadın sugar mama n.
birinin arkadaşlık ettiği kişiler the company somebody keeps n.
(birinin) arkadaşlık ettiği kişiler the company (one) keeps n.
birinin arkadaşlık ettiği kişiler the company somebody keeps n.
arkadaşlık etmek affiliate v.
(bir şeyi kutlamak için veya arkadaşlık, birlik, anlaşma göstergesi olarak) yumruklarını birbirine vurmak hit the rock [us] v.
(biriyle) arkadaşlık/ilişki kurmak hit it up (with someone) v.
arkadaşlık yapmak pal up v.
Idioms
arkadaşlık etme, rahatlatma amacıyla edinilen evcil hayvan emotional support dog/cat n.
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse a social climber n.
arkadaşlık edilmemesi gereken kişiler bad company n.
yalandan arkadaşlık a judas kiss n.
casusluk yapmak/ele vermek için kurulan arkadaşlık a judas kiss n.
seyahatte arkadaşlık etmek keep company with v.
(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek give (one) the air v.
(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek give (one) the air v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give (one) the air v.
(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek give (one) the air v.
(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek give someone the air v.
(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek give someone the air v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the air v.
(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek give someone the air v.
(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek give someone the brush off v.
(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek give someone the brush off v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the brush off v.
(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek give someone the brush off v.
(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek give someone the gate v.
(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek give someone the gate v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the gate v.
(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek give someone the gate v.
(arkadaşlık teklifini) burun kıvırarak reddetmek/geri çevirmek give someone the old heave-ho v.
(arkadaşlık teklifini) hor görerek reddetmek give someone the old heave-ho v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the old heave-ho v.
(arkadaşlık teklifini) hakir görerek geri çevirmek give someone the old heave-ho v.
arkadaşlık kurmak be well in with v.
arkadaşlık kurmak make friends v.
arkadaşlık yapmak pal up with someone v.
gizli bir şekilde birisine yaklaşmak/onunla arkadaşlık etmek play footsie with someone v.
arkadaşlık ettikleriyle kötülenmek damn by association v.
tasvip edilmeyen insanlarla arkadaşlık etmek get into bad company v.
tasvip edilmeyen insanlarla arkadaşlık etmek keep bad company v.
(biriyle) arkadaşlık/ahbaplık kurmaya çalışmak scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned] v.
arkadaşlık/ahbaplık kurmaya çalışmak scrape up an acquaintance v.
biriyle arkadaşlık/ahbaplık kurmaya çalışmak scrape (up) an acquaintance with somebody v.
(biriyle) arkadaşlık etmek be friends with (someone) v.
(biriyle) arkadaşlık kurmak make friends (with one) v.
çok yakın (arkadaşlık, ilişki) (as) thick as thieves adj.
arkadaşlık ilişkileri içinde on a friendly footing expr.
en yüce/üst düzey arkadaşlık göstergesi greater love hath no man expr.
Speaking
arkadaşlık asla sona ermez friendship never ends expr.
Trade/Economic
mesleki arkadaşlık professional association n.
biriyle arkadaşlık etmek associate with somebody v.
Computer
arkadaşlık isteğimi onayla accept my friendship request n.
bir arkadaşlık sitesi zoosk n.
arkadaşlık isteğimi kabul et accept my friendship request expr.
arkadaşlık isteği reddedildi friend request cancelled expr.
Psychology
yüzeysel arkadaşlık teorisi superficial friendship theory n.
Botanic
arkadaşlık çiçeği pilea involucrata n.
arkadaşlık çiçeği friendship plant n.
arkadaşlık çiçeği panamica n.
arkadaşlık çiçeği panamiga n.
Religious
hinduizm'de arkadaşlık ve birlik tanrısı mitra n.
Archaic
arkadaşlık etmek troop v.
(arkadaşlık, dostluk) sağlam strict adj.
Slang
barack obama ile joe biden arasındaki yakın arkadaşlık için sözcük kaynaşması yoluyla oluşturulan ve şaka yollu kullanılan bir söz brotus n.
arkadaşlık ettiği genç kadına bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin adam sugar daddy n.
(iki kişi arasındaki) arkadaşlık/dostluk ruhu kindred spirit n.
arkadaşlık ettiği genç kadına bolca para ve hediye veren yaşlı ve zengin adam daddy n.
arkadaşlık fanusuna almak friendzone v.
arkadaşlık ilişkisini kesmek drop v.
arkadaşlık ilişkisini kesmek drop someone v.
kız kıza arkadaşlık erkeklerden önce gelir chicks before dicks expr.
kız arkadaşlık erkeklerden önce gelir chicks before dicks expr.
kız arkadaşlık erkeklerden önemlidir chicks before dicks expr.
arkadaşlık ilişkiden önde gelir bros before hoes expr.