Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bağdaştırmak | associate v. | ||
We obviously do not associate ourselves with such a verbal masquerade on such a dramatic subject. Böylesine dramatik bir konuda kendimizi bu tür bir sözlü maskaralıkla bağdaştırmadığımız açıktır. More Sentences |
||||
General | bağdaştırmak | correlate v. | ||
I used to correlate love with sex. Eskiden aşkı seksle bağdaştırırdım. More Sentences |
||||
General | bağdaştırmak | reconcile v. | ||
You cannot reconcile the idea of a good technocracy with a debate on democracy. İyi bir teknokrasi fikrini demokrasi tartışmasıyla bağdaştıramazsınız. More Sentences |
||||
General | bağdaştırmak | accommodate v. | ||
General | bağdaştırmak | square with v. | ||
General | bağdaştırmak | harmonize v. | ||
General | bağdaştırmak | accommodate to v. | ||
General | bağdaştırmak | ensure harmony v. | ||
General | bağdaştırmak | adapt v. | ||
General | bağdaştırmak | associate with v. | ||
General | bağdaştırmak | harmonise v. | ||
General | bağdaştırmak | herd v. | ||
General | bağdaştırmak | domesticate v. | ||
General | bağdaştırmak | consort v. | ||
General | bağdaştırmak | corelate [uk] v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | bağdaştırmak | affiliate v. | ||
Computer | ||||
Computer | bağdaştırmak | fit v. | ||
Computer | bağdaştırmak | adapt v. |