bahsedilen - Turkish English Dictionary

bahsedilen

Meanings of "bahsedilen" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
bahsedilen mentioned adj.
I do not want to go through the details already mentioned again point by point.
Daha önce bahsedilen detayları tekrar tek tek ele almak istemiyorum.

More Sentences
bahsedilen said adj.
bahsedilen nempt [obsolete] adj.
bahsedilen one pron.

Meanings of "bahsedilen" with other terms in English Turkish Dictionary : 43 result(s)

Turkish English
General
yukarıda bahsedilen abovementioned adj.
Unfortunately, the abovementioned tragedy (see the Sunday Telegraph of 25 August) was not an isolated incident.
Ne yazık ki yukarıda bahsi geçen trajedi (bkz. 25 Ağustos tarihli Sunday Telegraph) münferit bir olay değildir.

More Sentences
Technical
yukarıda bahsedilen above-mentioned adj.
We Moderates are therefore voting against the above-mentioned report.
Bu nedenle biz Ilımlılar yukarıda bahsi geçen rapora karşı oy kullanacağız.

More Sentences
General
yukarıda bahsedilen bilgiler information mentioned above n.
bahsedilen kimse/şey referent n.
bahsedilen şeyi yapmak do so v.
evvelden bahsedilen aforementioned adj.
yukarıda bahsedilen above-stated adj.
yukarıda bahsedilen above-referred adj.
geçenlerde bahsedilen recently mentioned adj.
geçende bahsedilen recently mentioned adj.
ikinci olarak bahsedilen latter-mentioned adj.
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen aforecited adj.
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen beforementioned adj.
daha önce bahsedilen forementioned adj.
daha sonra bahsedilen after-mentioned adj.
daha önce bahsedilen forecited adj.
önceden bahsedilen forerecited adj.
geçenlerde bahsedilen mentioned lately adv.
geçenlerde bahsedilen mentioned recently adv.
geçende bahsedilen mentioned lately adv.
geçende bahsedilen mentioned recently adv.
burada bahsedilen konuda in respect thereof prep.
bahsedilen kimse veya kimseler who pron.
önceden bahsedilen şey idem pron.
bahsedilen kimse/şey such pron.
Phrases
aşağıda bahsedilen hereinbelow adv.
bahsedilen şeyin tam tersinin olması veya eksik olması durumu lack thereof expr.
yukarıda bahsedilen tüm bu gerçeklerin ışığında in the light of all the facts mentioned above expr.
Trade/Economic
açıkça bahsedilen explicitly mentioned adj.
Logic
işaret, sözcük veya dilsel ifade ile bahsedilen nesne arasındaki ilişki designation n.
Linguistics
önceden bahsedilen bir şeye atıfta bulunan zamir anaphoric pronoun n.
önceden bahsedilen bir şey ile ona atıfta bulunan zamir arasındaki ilişki anaphoric relation n.
Archaeology
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir nainava n.
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir ninwe n.
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir ninewe n.
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir niniveh n.
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir nineue n.
assur yazıtlarında bahsedilen antik bir şehir naynuwa n.
Religious
mormon kitabında bahsedilen bir şehir josh n.
gat halkı tarafından kullanıldığı düşünülen ve mezmurlar kitabında bahsedilen bir müzik aleti gittith n.
Archaic
bahsedilen şey veya kişi olmayan none adj.
Slang
(vücutta bir bölge olarak bahsedilen) şişmanlık fat city n.
(vücutta bir bölge olarak bahsedilen) fazlalık fat city n.