English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | banning n. | yasaklanma | ||
We consider bans on food made to look like tobacco to be a case of unnecessary regulation. Tütüne benzetilen gıdaların yasaklanmasının gereksiz bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. More Sentences |
||||
General | banning n. | men etme | ||
To be precise, the Council endorsed the objective of banning substandard ships from European Union waters. Daha açık olmak gerekirse Konsey, standart altı gemilerin Avrupa Birliği sularından men edilmesi hedefini onaylamıştır. More Sentences |
||||
General | banning n. | yasaklama | ||
What is the use of banning child labour if, at the same time, we are not promoting education policies? Eğer aynı zamanda eğitim politikalarını da desteklemiyorsak, çocuk işçiliğini yasaklamanın ne faydası var? More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | banning n. | yasaklama | ||
What is the use of banning child labour if, at the same time, we are not promoting education policies? Eğer aynı zamanda eğitim politikalarını da desteklemiyorsak, çocuk işçiliğini yasaklamanın ne faydası var? More Sentences |
||||
General | ||||
General | banning n. | kapatma | ||
General | banning n. | yasa dışı ilan etme | ||
General | banning adv. | yasaklayarak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | banning n. | yasak etme | ||
Media | ||||
Media | banning n. | yayından kaldırma | ||
Geography | ||||
Geography | banning n. | kaliforniya eyaletinde şehir |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | banning slavery n. | köleliği yasaklama | ||
They wanted to ban slavery everywhere in the United States. ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | banning-order n. | yasaklama emri |