baston - Turkish English Dictionary

baston

Meanings of "baston" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

English Turkish
General
baston n. sopa
baston n. baston
Law
baston n. eskiden kralın mahkemesinde boyalı asa taşıyan görevli
Construction
baston n. yuvarlak ve dışbükey kalıp
baston n. büyük bir dışbükey kalıp halindeki sütun tabanı

Meanings of "baston" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
Common Usage
baston walking stick n.
My grandfather cannot walk without a walking stick.
Büyükbabam baston olmadan yürüyemez.

More Sentences
General
baston cane n.
I used to walk with a cane.
Ben bir bastonla yürürdüm.

More Sentences
baston staff n.
The old man leaned on his staff.
Yaşlı adam bastonuna yaslandı.

More Sentences
baston stick n.
My grandfather used a wooden walking stick.
Büyükbabam tahta bir baston kullanırdı.

More Sentences
Technical
baston walking stick n.
My grandfather cannot walk without a walking stick.
Büyükbabam bastonsuz yürüyemez.

More Sentences
General
baston baton n.
baston rod n.
baston boom n.
baston walking staff n.
baston walking-sticks n.
baston baston n.
Idioms
baston penang lawyer n.
Technical
baston rod n.
Construction
baston baluster n.
baston banister n.
Marine
baston jibbom n.
baston boom n.

Meanings of "baston" with other terms in English Turkish Dictionary : 64 result(s)

Turkish English
General
vurmak (kamçı, baston vb ile) whip v.
Tom whipped Mary with his belt.
Tom, Mary'ye kemeriyle vurdu.

More Sentences
baston şekli verilmiş genellikle nane aromalı şeker candy cane n.
sapı kıvrık baston crook n.
ucu demirli baston pikestaff n.
demirli baston pikestaff n.
kılıçlı baston swordstick n.
baston ipi inhaul n.
yaylı baston pogo-stick n.
topuzlu baston sword cane n.
tahta baston wooden stick n.
tahta baston wooden walking stick n.
baston kolleksiyoncusu rabologist n.
diş budak fidanından yapılan baston ashplant n.
baston şeker candy cane n.
makam sembolü olarak taşınan baston baton n.
18. yüzyılda moda olan hafif baston jambee [obsolete] n.
ucu çengel şeklinde baston kebbie n.
doğu hindistan'da yetilen bir palmiye türünden yapılan bir baston malacca cane n.
ceviz ağacından yapılan baston hickory n.
dişbudak odunundan yapılmış baston ground ash n.
kaymayı engelleyen altı sivri çıkıntılı baston pike n.
ucu demirli baston pack staff [obsolete] n.
görme engellilerin kullandığı beyaz baston white cane n.
parmak baston vb ile dürtmek poke v.
baston ile dövmek cane v.
savurmak (sopa, baston vb) swing v.
yaylı baston kullanmak pogo v.
Idioms
baston yutmuş gibi olmak/durmak be as stiff as a ramrod v.
baston yutmuş gibi as stiff as a poker expr.
baston yutmuş gibi as stiff as a ramrod expr.
baston yutmuş gibi as straight as a ramrod expr.
Technical
asya bambusunun gövdesinden yapılmış baston whangee n.
Woodworking
ahşap baston wooden walking stick n.
doğu asya'ya özgü bir palmiyeden yapılan baston penang-lawyer n.
baston yapımında kullanılan bir palmiye türü penang-lawyer n.
Automotive
baston kilit club n.
baston kilit steering wheel and brake lock n.
Marine
baston brakili heel chain of the jibboom n.
baston ağı jib netting n.
baston bosası heel block chain n.
büyük baston jib boom n.
kuntra baston gib boom n.
kör baston dolphin striker n.
Medical
görme engellilerin kullandığı beyaz baston white stick n.
Gastronomy
baston francala french bread n.
Zoology
büyük baston sıçan grasscutter n.
büyük baston sıçan greater cane rat (thryonomys swinderianus) n.
Botanic
doğu asya'ya özgü, odunundan baston yapılan bir palmiye licuala acutifida n.
Forestry
üzerinde elmas şeklinde desenler olup baston, masa lambası yapımında kullanılan çeşitli söğüt odunlarına verilen ad diamond willow [canada] n.
Archaeology
prehistorik döneme ait geyik boynuzundan yapılmış delikli bir baston çeşidi bâton de commandement n.
Archaic
ucu demirli baston packstaff n.
Entomology
lord howe adası baston böceği tree lobster (dryococelus australis) n.
Slang
süslü püslü baston pimp stick [us] n.
abartılı renkli baston pimp stick [us] n.
gösterişli cırtlak renkli baston pimp stick [us] n.
aşırı süslü baston pimp stick [us] n.
kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak have a corncob up (one's) butt [us] v.
kazık/baston gibi dimdik olmak have a corncob up (one's) butt [us] v.
kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak have a poker up (one's) butt v.
kazık/baston gibi dimdik olmak have a poker up (one's) butt v.
baston yutmuş gibi durmak/davranmak have a poker up (one's) arse [uk] v.
kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak have a poker up (one's) arse [uk] v.
baston yutmuş gibi stiff as a board adj.
baston yutmuş gibi stiff as a poker adj.