Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
birlikte olan
birlikte olan
History
Sentences
Meanings of
"birlikte olan"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
birlikte olan
concomitant
adj.
2
General
birlikte olan
accompanying
adj.
Meanings of
"birlikte olan"
with other terms in English Turkish Dictionary : 43 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
olumlu özellikleriyle birlikte olumsuz özellikleri de olan şey
mixed blessing
n.
2
General
muhalif olmalarına rağmen birlikte çalışmak zorunda olan kişiler
frenemy
n.
3
General
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup
platoon
n.
4
General
ünsüz harflerle birlikte olan
consonantal
adj.
5
General
birlikte konser veren erkek ve kadınlara ait olan
mixed
adj.
6
General
birlikte var olan
connate
adj.
7
General
sonsuza kadar birlikte var olan
coeternal
adj.
Colloquial
8
Colloquial
(romantik anlamda) birlikte olan
a thing
n.
9
Colloquial
koreli müzik grubu exo'nun üyeleri olan baekhyun ve chanyeol'un birlikte olduktan sonra aldıklari isim
chanbaek
n.
10
Colloquial
koreli müzik grubu got7’ın üyeleri olan choi youngjae ve lim jaebeom’un birlikte olduktan sonra aldıkları isim
2jae
n.
Idioms
11
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a daddy-type
n.
12
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a cradle-robber
n.
13
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a cradle-snatcher
n.
14
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a baby-snatcher
n.
15
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a baby-porker
n.
16
Idioms
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan kimse
cradle-snatcher
n.
Trade/Economic
17
Trade/Economic
robert merton tarafından geliştirilmiş ortak sorunları olan bireylerin kendilerini grupla birlikte açığa vurmalarını hedefleyen mülakat
focused interview
n.
Textile
18
Textile
birlikte giyilecek şekilde uyumlu renklerde olan kıyafetler
coordinates
n.
Medical
19
Medical
iğne ile birlikte olan periferik kateter
over-needle peripheral catheter
n.
20
Medical
romatoid artrit ile birlikte olan bacak ülseri
leg ulcer associated with rheumatoid arthritis
n.
Pathology
21
Pathology
alveoler hipoventilasyonla birlikte olan aşırı obezite
extreme obesity with alveolar hypoventilatn
n.
22
Pathology
defektif dna tamiri ile birlikte olan serebellar ataksi
cerebellar ataxia with defective dna repair
n.
23
Pathology
enzim eksiklikleriyle birlikte olan konjenital adrenogenital bozukluk
congenital adrenogenital disorder with enzyme deficiencies
n.
24
Pathology
suni menapoz ile birlikte olan durumlar
states associated with artificial menopause
n.
25
Pathology
hastalığa neden olan başka bir etkenle birlikte hareket eden faktör
cofactor
n.
Pharmaceutics
26
Pharmaceutics
özellikle morfin ile birlikte etkili olan güçlü bir narkotik antagonist ilaç markası
narcan®
n.
Biology
27
Biology
silliler ile birlikte var olan protozoa sınıfı
infusoria
n.
Botanic
28
Botanic
taç yaprakları ve organları kaliksle birlikte gelişmiş olan
Calycifloral
n.
Military
29
Military
daimi görev beklerken geçici olarak başka bir birlikte görevli olan asker
casual
n.
Cinema
30
Cinema
bilinen evren ile birlikte var olan ayrı evren
alternative universe
n.
31
Cinema
bilinen evren ile birlikte var olan ayrı evren
alternate universe
n.
Photography
32
Photography
emülsiyon karışımı ile kaplı ve kopya ışığının rengine duyarlı olan siyah beyaz fotoğraf kağıdı ile birlikte kullanılması için tasarlanmış (araç)
multigrade
adj.
Ottoman Turkish
33
Ottoman Turkish
aynı erkekle birlikte olan kadınlar
harem
n.
Latin
34
Latin
hisse senedinin temettü dahil değeriyle birlikte olan
cum dividend
adj.
Engineering
35
Engineering
(topolojide) belirli bir manifolda ait, her biri kendisinden daha alt boyuta sahip fakat birlikte ele alındığında eş kapsamlı olan alt manifoldlar dizisi
foliation
n.
Ornithology
36
Ornithology
ağaçkakansılar takımı ile birlikte var olan bir kuş sınıflandırması
pici
n.
Slang
37
Slang
eşcinsel hayat tarzı sürdürmekle birlikte gizli gizli kadınlarla da birlikte olan erkek
yestergay
n.
38
Slang
kendinden yaşça çok büyük bir kadınla birlikte olan genç erkek
a boy toy
n.
39
Slang
kendinden yaşça çok büyük bir kadınla birlikte olan genç erkek
a toy boy
n.
40
Slang
şişman kadınlarla birlikte olan kimse
heavy hitter
n.
41
Slang
geçmişte lezbiyenken artık erkeklerle birlikte olan kadın
hasbian
n.
British Slang
42
British Slang
asyalılarla birlikte olan homoseksüel erkek
rice queen
n.
Modern Slang
43
Modern Slang
yalnızca sarışınlardan hoşlanan/sarışınlarla birlikte olan kimse
a blonder
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birlikte olan
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy