brain - Turkish English Dictionary

brain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "brain" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
Common Usage
brain n. beyin
The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
Gürültü kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.

More Sentences
General
brain n. zeki kimse
He is one of the best brains in our country.
Ülkemizdeki en zeki kimselerden biridir.

More Sentences
brain n. kafa
We should, therefore, really not rack our brains over this any longer.
Bu nedenle, bu konu üzerinde daha fazla kafa yormamalıyız.

More Sentences
brain n. zeka
My sister has a very good brain.
Kız kardeşimin çok iyi zekası var.

More Sentences
brain n. zeki
She has brains.
O zekidir.

More Sentences
brain n. beyin
The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
Dinleme, kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.

More Sentences
brain v. beynini patlatmak
I have to beat my brains out to understand math.
Matematiği anlamak için adeta beynimi patlatmam gerekiyor.

More Sentences
brain v. kafasına patlatmak
He racked his brains, trying to find a solution.
Bir çözüm bulmak için kafa patlattı.

More Sentences
Anatomy
brain n. beyin
I was able to download Homer's brain into this flash drive.
Homer'ın beynini bu flash sürücüye indirebildim.

More Sentences
Psychology
brain n. beyin
What we ultimately want is to explain why conscious experiences are related to brain activity.
Nihayetinde istediğimiz şey, bilinçli deneyimlerin neden beyin aktivitesiyle ilişkili olduğunu açıklamaktır.

More Sentences
Linguistics
brain n. beyin
One theory is that vitamin B-12 helps break down a brain chemical called homocysteine.
Bir teoriye göre B-12 vitamini homosistein adı verilen bir beyin kimyasalının parçalanmasına yardımcı olur.

More Sentences
General
brain n. kafalı kimse
brain n. akıl
brain n. zihin
brain n. dimağ
brain n. (gemi, uçak, uzay aracı) kumanda merkezi
brain v. kafa yarmak
brain v. kafasına ağır bir darbe indirmek
brain v. beynini dağıtarak öldürmek
brain v. yok etmek
brain v. sonlandırmak
Colloquial
brain v. kafasına vurmak
Technical
brain n. (bilgisayar, robot) kontrol merkezi
brain n. (füze) bilgisayar sisteminin koordinasyon bölümü
Medical
brain n. ensafal

Meanings of "brain" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
brain damage n. beyin hasarı
The brain damage was congenital.
Beyin hasarı doğuştan idi.

More Sentences
brain drain n. beyin göçü
We have also made significant progress on matters concerning young people, grants and women and preventing brain drains.
Ayrıca gençler, hibeler, kadınlar ve beyin göçünün önlenmesi konularında da önemli ilerlemeler kaydettik.

More Sentences
human brain n. insan beyni
The most widespread is the numbing of the human brain in the name of business.
En yaygın olanı, iş adına insan beyninin uyuşturulmasıdır.

More Sentences
brain waves n. beyin dalgaları
The brain waves during REM sleep are the same as when awake, and it's the stage when you have dreams.
REM uykusu sırasında beyin dalgaları uyanıkkenki ile aynıdır ve rüya gördüğünüz aşamadır.

More Sentences
brain surgeon n. beyin cerrahı
I wouldn't want to be a brain surgeon.
Bir beyin cerrahı olmak istemezdim.

More Sentences
brain teaser n. zeka oyunu
What's your favorite brain teaser?
En sevdiğin zeka oyunu hangisi?

More Sentences
brain functions n. beyin fonksiyonları
Although every person's body chemistry is different, the supplement is guaranteed to positively effect brain function.
Her insanın vücut kimyası farklı olsa da, takviyenin beyin fonksiyonlarını olumlu yönde etkilemesi garantidir.

More Sentences
brain food n. beyin gıdası
Some people say that fish is brain food.
Bazı insanlar balığın beyin gıdası olduğunu söylüyor.

More Sentences
brain dead adj. beyin ölümü gerçekleşmiş
Tom has been declared brain dead.
Tom'un beyin ölümünün gerçekleştiği açıklandı.

More Sentences
Colloquial
a brain drain n. beyin göçü
That could also lead to a brain drain.
Bu aynı zamanda beyin göçüne de yol açabilir.

More Sentences
use your brain expr. beynini kullan
Use your brain.
Beynini kullan.

More Sentences
Idioms
brain drain n. beyin göçü
Receiving third-country nationals for study purposes must not lead to an increase in brain drain from these countries.
Üçüncü ülke vatandaşlarının eğitim amacıyla kabul edilmesi, bu ülkelerden beyin göçünün artmasına yol açmamalıdır.

More Sentences
a brain drain n. beyin göçü
Strict exchange arrangements will be needed to stave off a brain drain.
Beyin göçünü engellemek için sıkı değişim düzenlemelerine ihtiyaç duyulacaktır.

More Sentences
the brain drain n. beyin göçü
The programme is not, after all, intended to crank up the brain drain.
Programın amacı beyin göçünü hızlandırmak değildir.

More Sentences
brain-teaser n. zeka oyunu
It's a brain-teaser.
Bu bir zeka oyunu.

More Sentences
be brain dead v. beyin ölümü gerçekleşmek
Layla's mother was brain dead.
Layla'nın annesinin beyin ölümü gerçekleşmişti.

More Sentences
Speaking
use your brain expr. beyninizi kullanın
Use your brain.
Beyninizi kullanın.

More Sentences
Trade/Economic
brain drain n. beyin göçü
This country suffers from brain drain.
Bu ülke beyin göçünden muzdarip.

More Sentences
Technical
brain surgery n. beyin cerrahisi
Brain surgery is very complex.
Beyin cerrahisi çok karmaşıktır.

More Sentences
brain surgery n. beyin ameliyatı
Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
Dev bir uzaylı kedi size beyin ameliyatı yaptığında ölmediğiniz için tebrikler.

More Sentences
Medical
brain tumor n. beyin tümörü
Tom was diagnosed with a brain tumor when he was ten years old.
Tom'a on yaşındayken beyin tümörü teşhisi kondu.

More Sentences
brain cells n. beyin hücreleri
Brain cells are particularly sensitive to a loss of oxygen.
Beyin hücreleri oksijen kaybına karşı özellikle duyarlıdır.

More Sentences
General
scatter brain n. dağınık fikirli
brain child n. parlak fikir
brain trust n. bir grup danışman
wet brain n. beyin ödemi
brain washing n. beyin yıkama
brain wave n. dahiyane buluş
brain blooming n. beyin fırtınası
brain child n. buluş
brain wave n. parlak fikir
brain labour n. beyin emeği
a brain wave n. aniden gelen güzel fikir
brain power n. beyin gücü
brain wave n. aniden gelen parlak fikir
brain wave n. beyin akımı
a brain trust n. danışman grubu
brain damage n. beynin tedavi edilemeyecek şekilde zarar görmesi
brain teaser n. muamma
brain development n. beyin gelişimi
brain pan n. kafatası
brain fever n. beyin humması
brain fag n. zihin yorgunluğu
fore brain n. ön beyin
brain-teaser n. merak konusu
addle-brain n. kuş beyinli
addle-brain n. beyinsiz
feather-brain n. kuş beyinli
feather-brain n. akılsız
brain disease n. beyin rahatsızlığı
brain wave n. aniden akla gelen parlak fikir
brain worker n. bilgi işçisi
brain gym n. beyin jimnastiği
brain wave n. beyin dalgası
right-brain dominant people n. sağ beyni baskın insanlar
left-brain dominant people n. sol beyni baskın insanlar
split-brain n. ayrık beyin
addle brain n. kuş beyinli
addle brain n. beyinsiz
brain truster n. danışman grubu üyesi
brain twister n. çözümü zor sorun
brain trust n. danışman grubu
brain-break n. kısa zihinsel ara
brain camp n. beyin kampı
lizard brain n. sürüngen beyin
reptilian brain n. sürüngen beyin
lower brain n. alt beyin
befuddled brain n. şaşkın beyin
brain trainer n. beyin alıştırması
brain chip n. beyin çipi
brain-fag n. zihin yorgunluğu
brain-picking n. (birine) soru sorarak bilgi toplama
brain picking n. (birine) soru sorarak bilgi toplama
brain-worker n. beyin işçisi
scatter-brain n. sersem kimse
scatter-brain n. dağınık fikirli kimse
scatter-brain n. dikkatsiz kimse
scatter-brain n. odaklanamayan kimse
scatter-brain n. dikkatini veremeyen kimse
pick one's brain v. bir kişinin görüş ve düşüncelerini sormak
pick one's brain v. birinden fikir almak
have a brain hemorrhage v. beyin kanaması geçirmek
get (something) on the brain v. parmağına dolamak
get (something) on the brain v. parmağına sarmak
be imprinted on one's brain(s) v. beyinlere kazınmak
brain-drain v. beyin göçü çekmek
brain-drain v. beyin göçü yapmak
brain washed adj. beyni yıkanmış
brain-boosting adj. zeka geliştirici
brain-damaged adj. beyni hasar görmüş
brain-dead adj. beyin ölümü ile nitelenen
brain-dead adj. akılsız
brain-dead adj. sönük
Phrasals
brain up v. sofistike hale getirmek
brain up v. (entelektüel açıdan) zorlaştırmak
Proverb
brain is better than brawn akıl, fiziksel güçten üstündür
brain is better than brawn akıl gücü kaba kuvvetten üstündür
brain is better than brawn akıl gücü fiziksel güçten üstündür
brain is better than brawn akıl gücü fiziksel güçten önemlidir
idle brain is the devil's workshop boş beyin şeytanın mekanıdır
idle brain is the devil's workshop boş beyin kötülüğe çalışır
idle brain is the devil's workshop tanrı boş duranı sevmez
Colloquial
brain wave n. ansızın akla gelen düşünce
bird brain n. aptal
brain wave n. beyin akımı
brain wave n. dahiyane buluş
brain wave n. esin
bird brain n. geri zekalı
brain wave n. ilham
bird-brain n. kuş beyinli
brain wave n. parlak fikir
bird brain n. salak
brain dump n. aklındakileri yazarak kaydetme
brain dump n. düşüncelerini not alma/etme
brain dump n. aklındakileri yazma/not etme
brain dump n. bilgi yüklemesi
brain dump n. bir anda çok miktarda bilgi yükleme/ aktarma
brain dump n. kısa sürede çok miktarda bilgi yükleme/aktarma
brain dump n. bilgi yağdırma
pregnancy brain n. gebelik aklı
pregnancy brain n. dalgınlık
pregnancy brain n. unutkanlık
pregnancy brain n. kafa karışıklığı
brain fart n. beyni durma
brain fart n. kafası gitme
brain fart n. dikkati dağılma
brain fart n. kafası durma
brain box n. kranyum
brain box n. kafatası
brain box n. akıl
brain box n. beyin
brain gain n. beyin kazancı
brain-teaser n. beyin yakan problem
brain-twister n. beyin yakan problem
pea-brain n. bezelye kafalı kimse
pea-brain n. aptal kimse
pea-brain n. salak kimse
pea-brain n. ahmak kimse
be brain dead v. beyni ölmüş olmak
be brain dead v. beyin ölümü gerçekleşmiş olmak
be brain dead v. komaya girmek
brain (someone) v. (birinin) kafasına vurmak
brain (someone) v. (birinin) beynini patlatmak
brain (someone) v. (birinin) kafasına patlatmak
brain (someone) v. (birinin) kafasına indirmek
brain-burned adj. aklı uçmuş
brain-burned adj. beyni uçmuş
brain-burned adj. beyni gitmiş
brain-burned adj. beyni yanmış
brain-burned adj. dut/fitil/zom gibi
brain-fried adj. aklı uçmuş
brain-fried adj. beyni uçmuş
brain-fried adj. beyni gitmiş
brain-fried adj. beyni yanmış
brain-fried adj. dut/fitil/zom gibi
brain-burned adj. beyni/kafası gidik
brain-burned adj. beyni yanmış
brain-fried adj. beyni/kafası gidik
brain-fried adj. beyni yanmış
brain dead adj. beyni ölmüş
brain dead adj. beyin ölümü gerçekleşmiş
brain dead adj. komaya girmiş
brain-dead adj. beyni sulanmış
brain-dead adj. beyni yanmış
brain-dead adj. akılsız
brain-dead adj. beyinsiz
brain-dead adj. aptal
brain-dead adj. salak
lame-brain adj. aptal
lame-brain adj. beyinsiz
lame-brain adj. kuş beyinli
pea-brain adj. kuş beyinli
pea-brain adj. bezelye kafalı
pea-brain adj. aptal
pea-brain adj. salak
pea-brain adj. şapşal
pea-brain adj. ahmak
use your brain expr. aklını kullan
yeah, this is big brain time expr. beyin bedava
use your brain expr. kafanı kullan
we're lacking in the brain department expr. bizim beyinimiz yok
all brawn and no brain expr. güçlü ama aptal
all brawn and no brain expr. güçlü ama aptal
Idioms
a light bulb goes off in (one's) brain n. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) brain n. kafada şimşek çakması
a brain like a sieve n. balık hafıza
a light bulb goes off in (one's) brain n. aklına birden fikir gelmesi
a light bulb goes on in (one's) brain n. aklına birden fikir gelmesi
bird of (one's) own brain n. birisinin herkesten sakladığı düşüncesi
bird of (one's) own brain n. gizli düşünce/fikir
bird of (one's) own brain n. içindeki sır
bird of (one's) own brain n. herkesten saklanan sır
a brain like a sieve n. aklında/zihninde/hafızasında bir şey tutamama
a brain like a sieve n. aklında kalmama
a brain like a sieve n. çabuk unutma
a brain like a sieve n. zayıf/balık hafıza
a brain like a sieve n. hafızası zayıf
bird of (one's) own brain [obsolete] n. (birinin) aklındaki/kafasındaki gizli düşünce/fikir/gizler/sırlar
bird of (one's) own brain [obsolete] n. aklından/kafasından geçen düşünce/fikir
brain bucket n. kask
brain bucket n. koruyucu kask/başlık
brain bucket n. miğfer
brain bucket [dated] n. kafatası
brain bucket [dated] n. kafa
brain bucket [dated] n. baş
brain candy n. eğlencelik/kafa dağıtmalık oyun/film
brain dump n. not defteri/günlük tutma
brain dump n. not defterine/ajandasına/günlüğüne yazma
brain dump n. düşüncelerini/dertlerini deftere/yazıya dökme
brain dump n. kısa bir zaman diliminde büyük miktarda bilgi boca etme/aktarma
brain surgeon n. akıl/zeka küpü
brain candy n. eğlencelik oyun, öykü
a brain box n. akıl küpü
racking one's brain n. bedeni gererek işkence edilmesini
a brain box n. çok zeki kimse
a brain trust n. danışman grubu
bird-brain n. kuş beyinli
brain twister n. kafa kurcalayan sorun
brain-wave n. parlak fikir
a brain box n. zeka küpü kimse
a brain box n. zeka küpü
brain twister n. zor sorun
baby brain n. balık hafızası
baby brain n. hamilelik kafası
baby brain n. hamilelikten kaynaklı unutkanlık/kafa karışıklığı
brain box n. akıl küpü
brain box n. akıl küpü kimse
brain box n. çok zeki kimse
brain box n. zeka küpü kimse
brain box n. zeka küpü
brain cramp n. beyni durma
brain cramp n. kafası gitme
brain cramp n. dikkati dağılma
brain cramp n. kafası durma
brain surgery n. akıl/zeka gerektiren iş
brain surgery n. üstün beceri/zeka gerektiren iş
brain surgery n. yetenek gerektiren iş
brain surgery n. beyin ameliyatı yapmak gibi bir iş
brain-drain n. beyin göçü
brain-teaser n. muamma
brain-teaser n. çözülmesi zor şey
brain-teaser n. zor bilmece
brain-twister n. beyin yakan bilmece
brain-twister n. kafa kurcalayan bilmece
brain-twister n. zor sorun
brain-twister n. çözümü zor sorun/bilmece
a light bulb goes off in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes off in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go off in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go off in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a moonflaw in the brain v. ay çıkınca tuhaf davranışlar sergilemek
not have two brain cells to rub together v. nato kafa
not have two brain cells to rub together v. nato mermer
not have two brain cells to rub together v. zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together v. aptal olmak
not have two brain cells to rub together v. kafası tıntın olmak
wrack (one's) brain v. kafa patlatmak
wrack (one's) brain v. kafa yormak
wrack (one's) brain v. zihin yormak
wrack (one's) brain v. bir konu üzerinde beyni sulanıncaya kadar düşünmek
wrack (one's) brain v. hatırlamaya çalışmak
wrack (one's) brain v. hatırlamak için uğraşmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on in (one's) brain v. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
not have two brain cells to rub together v. zerre kadar aklı olmamak
not have two brain cells to rub together v. kuş beyinli olmak
not have two brain cells to rub together v. akıldan yoksun olmak
not have two brain cells to rub together v. beyin kırıntısı bile olmamak
not have two brain cells to rub together v. aklın a'sı bile olmamak
not have two brain cells to rub together v. akıldan nasibini almamış olmak
not have two brain cells to rub together v. kalın kafalı olmak
not have two brain cells to rub together v. taş kafa olmak
not have two brain cells to rub together v. kafası tın tın ötmek
have something on the brain v. aklında bir şey olmak
have a maggot in one's brain v. aklından zoru olmak
have something on the brain v. aklını bir şeyle bozmak
rack one's brain v. bir konu üzerinde çok düşünmek
have something on the brain v. bir şeye aklını takmak
rack one's brain v. bir konu hakkında çok fazla düşünmek
have a brain fade v. beyni durmak
have a brain fade v. beyni donmak
be out of one's brain v. çok sarhoş olmak
pick somebody's brain v. fikrini almak
pick somebody's brain v. fikir sormak/istemek
sharpen one's brain v. gözünü açmak
pick somebody's brain v. fikrini sormak
pick somebody's brain v. görüşünü almak
have a brain fade v. kafa karışıklığı yaşamak
have something on the brain v. kafasına bir şey takmak
turn someone's brain v. kafası kızmak
cudgel one's brain v. kafa yormak
turn someone's brain v. kafasını attırmak
rack one's brain v. kafa yormak
turn someone's brain v. kafasının tasını attırmak
rack one's brain v. kafa patlatmak
have something on the brain v. kafasına bir şey koymak
get one's brain in gear v. kafasını toplamak
twist brain v. saksıyı çalıştırmak
pick somebody's brain v. tavsiye istemek
cudgel one's brain v. zihnini meşgul etmek
be out of one's brain v. zil zurna sarhoş olmak
beat (one's) brain v. kafa patlatmak
beat (one's) brain v. kafa yormak
beat (one's) brain v. çok düşünmek
beat (one's) brain v. zihnini zorlamak
cudgel your brain v. kafa patlatmak
cudgel your brain v. kafa yormak
get your brain into gear v. kafasını toplamak
get your brain in gear v. kafasını toplamak
have (someone or something) on the brain v. aklında (biri/bir şey) olmak
have (someone or something) on the brain v. aklını (birine/bir şeye) takmak
have (someone or something) on the brain v. aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
have (someone or something) on the brain v. (biriyle/bir şeyle) kafayı bozmak
have (someone or something) on the brain v. (birine/bir şeye) kafayı takmak
have (someone or something) on the brain v. aklında (biri/bir şey) olmak
have (someone or something) on the brain v. aklını (birine/bir şeye) takmak
have (someone or something) on the brain v. aklı/kafası (birine/bir şeye) takılmak
have (someone or something) on the brain v. aklını (biriyle/bir şeyle) bozmak
have (someone or something) on the brain v. (birine/bir şeye) kafayı takmak
have brain on a leash v. sarhoş olmak
have someone or something on the brain v. aklında biri/bir şey olmak
have someone or something on the brain v. kafasında biri/bir şey olmak
have someone or something on the brain v. biri/bir şey kafasını kurcalamak
have someone or something on the brain v. sürekli birini/bir şeyi düşünmek
have someone or something on the brain v. birine/bir şeye kafayı takmak
have somebody/something on the brain v. aklında biri/bir şey olmak
have somebody/something on the brain v. aklını biriyle/bir şeyle bozmak
have somebody/something on the brain v. birine/bir şeye aklını takmak
have somebody/something on the brain v. kafasına birini/bir şey takmak
pick (one's) brain v. (birine) sorular sormak
pick (one's) brain v. (birinin) bilgilerinden yararlanmak
pick (one's) brain v. (birinden) tavsiye almak
pick (one's) brain v. (birinin) görüş ve düşüncelerini sormak
pick (one's) brain v. (birinden) fikir almak
pick (one's) brain v. (birinin) görüşünü almak
pick (one's) brain v. (birinin) fikrini sormak
pick brain v. görüş ve düşüncelerini sormak
pick brain v. fikir almak
pick brain v. görüşünü almak
pick brain v. fikrini sormak
pick brain v. sorular sormak
pick brain v. bilgilerinden yararlanmak
pick brain v. tavsiye almak
pick someone's brain v. birinin bilgisine başvurmak
pick someone's brain v. birine fikir sormak
pick someone's brain v. birinden fikir istemek
pick someone's brain v. birinin fikrini sormak
pick someone's brain v. birinin fikrini almak
pick someone's brain v. birinin görüşünü almak
pick someone's brain v. birinden tavsiye istemek
rack brain v. çok düşünmek
rack brain v. kafa yormak
rack brain v. kafa patlatmak
on the brain adj. (kafasına koymuş anlamında) kafasında
it is not a brain surgery expr. atla deve değil
an idle brain is the devil's workshop expr. boş beyin şeytanın mekanıdır
it is not a brain surgery expr. o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil
engage brain before mouth expr. konuşmadan önce düşün
on the brain expr. kafasında
on the brain expr. kafasına koymuş
on the brain expr. kafasına takmış
on one's brain expr. kafasında
on one's brain expr. kafasına koymuş
on one's brain expr. kafasına takmış
out of (one's) brain [uk] expr. çok sarhoş
out of (one's) brain [uk] expr. zil zurna sarhoş
out of (one's) brain [uk] expr. kafayı bulmuş
out of (one's) brain [uk] expr. uçmuş
out of (one's) brain [uk] expr. kendinden geçmiş
out of (one's) brain [uk] expr. zom olmuş
Speaking
your brain cells are slowly dying expr. beyin hücrelerin yavaş yavaş ölüyor
the brain is like a muscle expr. beyin kas gibidir
the brain scan is normal expr. beyin taraması normal
what percentage of the brain do humans use? expr. insanlar beyinlerinin yüzde kaçını kullanır?
Trade/Economic
brain drain tax n. beyin göçü vergisi
brain drain n. beyin göçü
Law
brain drain n. beyin göçü
Technical
brain drain n. beyin göçü
brain science n. beyin bilimi
Informatics
hbp (initialism of human brain project) abrev. insan beyni projesi
Automotive
brain bucket n. kask
Medical
acute brain disorder n. akut organik beyin sendromu
acute organic brain syndrome n. akut organik beyin sendromu
tbi (traumatic brain damage) n. travmatik beyin hasarı
chemo brain n. kemoterapiye bağlı, hafıza, dikkat ve konsantrasyon zorlukları
severe brain damage n. ağır beyin hasarı
alcohol-related brain damage n. alkole bağlı beyin hasarı
acute brain disorder n. akut beyin rahatsızlığı
acute brain stem infarct n. akut beyin sapı infarktı
gut-brain axis n. bağırsak-beyin ekseni
brain injuries n. beyin zedelenmeleri
brain fever n. beyin humması
brain edema n. beyin ödemi
brain injury n. beyin yaralanması
brain herniation n. beyin herniasyonu
concept of brain death n. beyin ölümü konsepti
brain and nerve surgery n. beyin ve sinir cerrahisi
brain toxicity n. beyin toksisitesi
brain heart infusion n. beyin kalp infüzyonu
bleeding in the brain n. beyinde kanama
brain biopsy n. beyin biyopsisi
brain pacemaker n. beyin pili
loss of brain tissue n. beyinde doku kaybı
brain concentration of n. bir şeyin beyindeki yoğunluğu
brain-stem auditory-evoked potential n. beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyel
brain aneurysm n. beyin anevrizması
brain scans n. beyin taramaları
brain tissue damage n. beyin doku hasarı
brain tumour n. beyin tümörü
brain scanner n. beyin tarayıcısı
thrombosis of brain veins and sinuses n. beyin ven ve sinüslerinin trombozu
softening of the brain n. beyin sulanması
postnatal brain development n. beynin postnatal gelişmesi
brain stem vascular lesion n. beyin sapı vasküler lezyonu
brain death declaration n. beyin ölümü deklarasyonu
brain abscess n. beyin apsesi
brain plasticity n. beyin plastisitesi
brain mantle n. beyin korteksi
brain fog n. bilinç kararması
acute ischemic infarct in the brain stem n. beyin sapında akut iskemik infarkt
brain lesion n. beyin lezyonu
adjacent brain regions n. beynin komşu bölgeleri
brain stem and cerebellar dysfunction n. beyin sapı ve serebellar disfonksiyon
brain and spinal cord n. beyin ve spinal kord
brain tissue transplantation n. beyin dokusu transplantasyonu
congenital structural abnormality of the brain n. beyinin konjenital yapısal anomalisi
brain lobe n. beyin lobu
brain abscess n. beyin absesi
paralysis of the brain n. beyin felci
concussion of the brain n. beyin sarsıntısı
brain-derived neurotrophic factor n. beyin kaynaklı nörotrofik faktör
brain diseases n. beyin hastalıkları
intracerebral haemorrhage in brain stem n. beyin sapında intraserebral kanama
brain metastases n. beyin metastazları
supracerebellar region of brain n. beynin supraserebellar bölgesi
brain neoplasms n. beyin tümörleri
brain function n. beyin fonksiyonu
criteria for the diagnosis of brain death n. beyin ölümü tanı kriterleri
brain wave n. beyin dalgası
brain fog n. bilinç bulanıklığı
brain chemistry n. beyin kimyası
brain pathology n. beyin patolojisi
brain doctor n. beyin doktoru
brain metastasis n. beyin metastazı
brain and nerve system n. beyin ve sinir sistemi
brain stem n. beyin sapı
brain mapping n. beyin haritalaması
surgical treatment of brain metastasis n. beyin metastazının cerrahi tedavisi
brain natriuretic peptide n. beyin natriüretik peptid
brain-body ratio n. beyin beden oranı
brain scanning n. beyin taraması
brain aging n. beyin yaşlanması
biological and organic defects in brain functions n. beyin işlevlerinde biyolojik veya organik bozukluklar
brain stem neoplasm n. beyin sapı tümörleri
brain tumor n. beyin uru
brain tumour n. beyin uru
bilateral autogenic brain abscess n. bilateral otojenik beyin absesi
treatment of brain edema and intracranial hypertension n. beyin ödemi ve intrakraniyal hipertansiyonun tedavisi
brain-stem auditory-evoked potentials n. beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyeller
brain cancer n. beyin kanseri
brain sparing effect n. beyin koruyucu etki
committee for determination of brain death n. beyin ölümü tespit komitesi
brain scan n. beyin taraması
brain scan n. çeşitli teknolojiler yardımıyla beyin ve faaliyetlerinin görüntülenmesi
brain scanning n. çeşitli teknolojiler yardımıyla beyin ve faaliyetlerinin görüntülenmesi
virtual dissection of the living human brain n. canlı bir bireyde beynin sanal diseksiyonu
diffuse brain injury n. diffüz beyin hasarı
diffusion-weighted magnetic resonance imaging of the brain n. difüzyon ağırlıklı beyin manyetik rezonans görüntüleme
deep brain stimulation n. derin beyin stimülasyonu
brain freeze n. dondurma baş ağrısı
dopamine-producing brain cells n. dopamin üreten beyin hücreleri
minimal brain dysfunction n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
minimal brain damage n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
cerebral and brain stem functions n. erebral ve beyin sapı fonksiyonları
the three most prevalent brain cancers n. en yaygın üç beyin kanseri
non-epilepsy human brain tissue n. epilepsi olmayan insan beyin dokusu
undeveloped brain n. gelişmemiş beyin
gammagraphy of the brain n. gama ansefalografi
hypoxic brain injury n. hipoksik beyin hasarı
in human brain microvascular endothelial cells n. insan beyin mikrovasküler endotel hücreleri
ischemic brain tissue n. iskemik beyin dokusu
auditory brain stem responses n. işitsel beyin sapı yanıtları
auditory brain stem n. işitsel beyin sapı
human brain tissue n. insan beyin dokusu
blood brain infusion agar n. kan beyin infüzyon agarı
blood–brain barrier permeability n. kan beyin bariyeri geçirgenliği
permanent brain damage n. kalıcı beyin hasarı
blood-brain barrier permeability n. kan-beyin bariyeri geçirgenliği
blood-brain barrier n. kan-beyin bariyeri
chronic brain damage n. kronik beyin hasarı
n-terminal pro-brain natriuretic peptide n. n-terminal pro-beyin natriuretik peptid
brain death in organ donation n. organ aktarımlarında beyin ölümü
dead brain cell n. ölü beyin hücresi
dead brain cells n. ölü beyin hücreleri
postnatal brain development n. postnatal beyin gelişimi
primary brain tumor n. primer beyin tümörü
perinatal hypoxic-ischemic brain damage n. perinatal hipoksik-iskemik beyin zedelenmesi
primary brain injury n. primer beyin hasarı/yaralanması