English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | censor v. | sansürlemek | ||
We should remember that, very recently, we censored Russia for attempting to do exactly the same thing. Çok kısa bir süre önce aynı şeyi yapmaya kalkıştığı için Rusya'yı sansürlediğimizi hatırlamalıyız. More Sentences |
||||
General | censor v. | sansür uygulamak | ||
I wonder which country will be the first to censor Tatoeba. Merak ediyorum, ilk defa hangi ülke Tatoeba'ya sansür uygulayacak. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | censor n. | sansür | ||
General | ||||
General | censor n. | sansür memuru | ||
General | censor n. | denetçi | ||
General | censor n. | sansürcü | ||
General | censor n. | mektup ve yazışmaları okuyan görevli (ordu, okul vb'de) | ||
General | censor n. | eleştirici | ||
General | censor v. | sansürden geçirmek | ||
Politics | ||||
Politics | censor v. | sansür etmek | ||
Psychology | ||||
Psychology | censor n. | kabul edilemez düşünceleri bilinç seviyesine ulaşmadan bastıran psikolojik etken | ||
Psychology | censor n. | sansür | ||
History | ||||
History | censor n. | antik roma döneminde kamu ahlakını ve nüfusu kontrol eden yetkili | ||
Cinema | ||||
Cinema | censor n. | denetleyici | ||
Archaic | ||||
Archaic | censor n. | acımasız ve kusur bulmaya yatkın eleştirmen |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | self-censor n. | otosansür |
Politics | ||
Politics | self censor n. | otosansür |
Military | ||
Military | chief military censor n. | askeri sansür şefi |
Military | chief army, navy, air force, or marine corps censor n. | baş ordu, deniz veya hava kuvvetleri denetçisi |