English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | cowardice n. | korkaklık | ||
Acts of such barbarity, terror and cowardice cannot be tolerated. Bu tür barbarlık, terör ve korkaklık eylemlerine müsamaha gösterilemez. More Sentences |
||||
General | ||||
General | cowardice n. | korkaklık | ||
We are dealing with a so-called moderate regime, Egypt, as a way of hiding all our shame and cowardice. Tüm utancımızı ve korkaklığımızı gizlemenin bir yolu olarak Mısır gibi sözde ılımlı bir rejimle uğraşıyoruz. More Sentences |
||||
General | cowardice n. | ödleklik | ||
General | cowardice n. | namertlik | ||
General | cowardice n. | alçaklık | ||
General | cowardice n. | cesaretsizlik | ||
General | cowardice n. | çekingenlik |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | moral cowardice n. | medeni cesaretsizlik |