| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | devastate v. | harap etmek | ||
|
The flood waters will devastate the nearby town. Sel suları yakındaki kasabayı harap edecek. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | devastate v. | perişan etmek | ||
|
Families have been devastated. Aileler perişan edildi. More Sentences |
||||
| General | devastate v. | mahvetmek | ||
|
Tom's unexpected death devastated his work colleagues. Tom'un beklenmedik ölümü çalışma arkadaşları mahvetti. More Sentences |
||||
| General | devastate v. | harap etmek | ||
|
The flood waters will devastate the nearby town. Sel suları, kasaba civarını harap edecektir. More Sentences |
||||
| General | devastate v. | yıkmak | ||
|
The news will certainly devastate him. Bu haber onu kesinlikle yıkacaktır. More Sentences |
||||
| General | devastate v. | tahrip etmek | ||
| General | devastate v. | sarsmak | ||
| General | devastate v. | viraneye çevirmek | ||
| General | devastate v. | enkaz haline getirmek | ||
| General | devastate v. | hasar vermek | ||
| General | devastate v. | tahsip etmek | ||
| General | devastate v. | boyun eğdirmek | ||
| General | devastate v. | kahretmek | ||
| General | devastate v. | tepelemek | ||
| General | devastate v. | üstesinden gelmek | ||
| General | devastate v. | alt etmek | ||
| General | devastate v. | yenmek | ||
| General | devastate v. | mahcup etmek | ||
| General | devastate v. | boğmak | ||
| General | devastate v. | ezmek | ||
| General | devastate v. | çok üzmek | ||
| General | devastate v. | çok utandırmak | ||
| General | devastate v. | yerin dibine sokmak | ||
| General | devastate v. | yerle yeksan etmek | ||
| General | devastate v. | birbiriyle ilişkili fikir ve inançlar bütününü yok etmek | ||
| Politics | ||||
| Politics | devastate v. | yakıp yıkmak | ||
