English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | dialogue n. | diyalog | ||
But we are still open to dialogue with the rapporteur on this because we know what an excellent job he has done. Ancak bu konuda raportörle diyaloğa hala açığız çünkü ne kadar mükemmel bir iş çıkardığını biliyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | dialogue n. | iletişim | ||
We respect and encourage open dialogue, to create a climate for frank and honest discussions. Dürüst ve samimi tartışmalara ortam oluşturmak için açık iletişime saygı gösterir ve bunu teşvik ederiz. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Informatics | dialogue n. | diyalog | ||
They are essential to provide a dialogue with all interested sectors. İlgili tüm sektörlerle bir diyalog sağlamak için gereklidirler. More Sentences |
||||
Art | ||||
Art | dialogue n. | diyalog | ||
I also advocate intensive dialogue involving industry in Europe and Latin America. Ayrıca Avrupa ve Latin Amerika'daki sanayiyi de kapsayan yoğun bir diyaloğu savunuyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | dialogue n. | karşılıklı konuşma | ||
General | dialogue n. | konuşma | ||
General | dialogue n. | söyleşme | ||
General | dialogue n. | ileti | ||
General | dialogue n. | birkaç karakterin bir konu üzerinde tartışıyor veya akıl yürütüyor gibi gösterildiği yazılı kompozisyon | ||
General | dialogue n. | fikir ve görüş alışverişi | ||
General | dialogue v. | diyaloğa katılmak | ||
General | dialogue v. | konuşmaya katılmak | ||
General | dialogue v. | konuşarak ifade etmek | ||
General | dialogue v. | diyalogla ifade etmek | ||
General | dialogue v. | anlaşmazlıkları açıkça tartışarak çözmek | ||
Politics | ||||
Politics | dialogue n. | iki grubun temsilcileri arasında geçen siyasi tartışma | ||
Computer | ||||
Computer | dialogue n. | konuşma kutusu | ||
Computer | dialogue n. | diyalog kutusu | ||
Literature | ||||
Literature | dialogue n. | eserde karakterler arasında geçen konuşma | ||
Literature | dialogue n. | diyalog şeklinde edebi yazı | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | dialogue n. | ikili konuşma | ||
Music | ||||
Music | dialogue n. | konuşmayı andıran aranjman | ||
Cinema | ||||
Cinema | dialogue n. | konuşmalar | ||
Ottoman Turkish | ||||
Ottoman Turkish | dialogue n. | mükaleme |