English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | discuss with v. | tartışmak | ||
What, in fact, will we have to discuss with Turkey over the next two years? Aslında önümüzdeki iki yıl boyunca Türkiye ile neyi tartışmamız gerekecek? More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | discuss something with scrupulous attention to detail v. | bütün boyutlarıyla ele almak |
Phrasals | ||
Phrasals | discuss someone or something with someone v. | biriyle biri/bir şey hakkında görüşmek |
Phrasals | discuss someone or something with someone v. | biriyle biri/bir şey hakkında konuşmak |
Phrasals | discuss (someone or something) with (one) v. | (biriyle biri/bir şey) hakkında görüşmek |
Phrasals | discuss (someone or something) with (one) v. | (biriyle biri/bir şey) hakkında konuşmak |
Speaking | ||
Speaking | there's something I want to discuss with you expr. | seninle konuşmak istediğim bir şey var |