do more - Turkish English Dictionary

do more

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "do more" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
do more v. daha fazlasını yapmak
So, fewer laws and more checks will do more for road safety.
Yani, daha az yasa ve daha fazla kontrol yol güvenliği için daha fazlasını yapacaktır.

More Sentences

Meanings of "do more" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

English Turkish
General
do more harm than good v. ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek
do more harm than good v. faydadan çok zararı olmak
do more exercise v. daha fazla egzersiz yapmak
do more exercises v. daha fazla egzersiz yapmak
Phrases
what more do you want - jam on it? expr. buldun da bunama
Colloquial
have more interesting things to do v. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
be more than glad (to do something) v. (bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak
be more than glad (to do something) v. (bir şeyi yapmaktan) çok memnun olmak
be more than glad (to do something) v. (bir şeyi) seve seve yapmak
be more than glad (to do something) v. (bir şeyi yapmaya) hazır olmak
be more than ready (to do something) v. (bir şeyi yapmaya) hazır olmak
all the more reason to do something expr. bir şeyi yapmak için (daha) iyi bir sebep
all the more reason to (do something) expr. bundan daha iyi bir neden mi olur
all the more reason to (do something) expr. daha iyi ya
what (more) do you want me to say? expr. daha ne söylememi istiyorsun?
what (more) do you want me to say? expr. daha ne dememi istiyorsun?
what (more) do you want me to say? expr. daha ne söylememi bekliyorsun?
what (more) do you want me to say? expr. daha fazla ne diyebilirim ki?
what more can (one) do? expr. (biri) daha ne yapabilir?
what more can (one) do? expr. (biri) başka ne yapabilir?
Idioms
do more harm than good v. attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmemek
do more harm than good v. iyilikten çok kötülük yapmak
do more harm than good v. yarardan çok zarar vermek/getirmek
do something more in sorrow than in anger v. kızgınlıkla değil de üzüntüden yapmak
do something more in sorrow than in anger v. öfkeyle değil üzülerek yapmak
do something more in sorrow than in anger v. kızgınlıktan ziyade hayal kırıklığından dolayı yapmak
Speaking
what more can I do? expr. başka ne yapabilirim?
what more do you want-jam on it expr. bulmuş da bunuyorsun
what more do you want-jam on it expr. buldun bunama
what more do you want-jam on it expr. buldun da bunuyorsun
you need this more than i do expr. buna benden daha çok ihtiyacın var
you have to do more than this shit expr. bu boktan daha fazlasını yapmalısın
I want to do this one more time expr. bunu bir daha yapmak istiyorum
what more do you want me to do? expr. daha ne yapmamı istiyorsun?
I know more than you do expr. senin bildiğinden daha fazlasını biliyorum
I know more than you do expr. sizin bildiğinizden daha fazlasını biliyorum
what more do you want-jam on it expr. sen de bulmuşsun bulandırıyorsun
Computer
timtowtdi (there is more than one way to do it) expr. bir şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır
tmtowtdi (there's more than one way to do it) expr. bir şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır