dolmak - Turkish English Dictionary

dolmak

Meanings of "dolmak" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
dolmak expire v.
The ECSC Treaty is due to expire shortly.
AKÇT Antlaşmasının süresi kısa bir süre sonra dolacaktır.

More Sentences
dolmak fill v.
The world will fill with peace and contentment, and combat and fighting, warfare and attacks, will disappear.
Dünya barış ve hoşnutlukla dolacak, kavga ve dövüş, savaş ve saldırılar ortadan kalkacaktır.

More Sentences
dolmak fill up v.
During the day the streets fill up with cars.
Gün boyunca sokaklar arabalarla dolup taşıyor.

More Sentences
dolmak be full v.
A pocket with a hole in it will never be full.
İçinde delik olan bir cep asla dolmaz.

More Sentences
dolmak be over v.
Your time is over.
Zamanın doldu.

More Sentences
dolmak lapse v.
Last December this restrictive measure lapsed.
Geçtiğimiz Aralık ayında bu kısıtlayıcı tedbirin süresi doldu.

More Sentences
dolmak pour v.
Sunlight poured into the living room.
Güneş ışığı oturma odasına doluyordu.

More Sentences
dolmak get full v.
dolmak flow v.
dolmak congest v.
dolmak be packed v.
dolmak swim v.
dolmak clog v.
dolmak swell v.
dolmak brim v.
dolmak bathe v.
dolmak upwell v.
dolmak honeycomb v.
dolmak close v.
dolmak drop v.

Meanings of "dolmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 142 result(s)

Turkish English
Common Usage
süresi dolmak expire v.
It will enter into force when the current Regulation expires.
Mevcut Yönetmeliğin süresi dolduğunda yürürlüğe girecektir.

More Sentences
General
süresi dolmak expire v.
The preparatory work needs to be done to move quickly once that five years has expired.
Beş yıllık süre dolduğunda hızlı hareket edebilmek için hazırlık çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

More Sentences
süre dolmak (time) be up v.
I shall close there - my time is up in any case.
Bu konuyu kapatacağım; her halükarda sürem doldu.

More Sentences
gözleri yaşlarla dolmak (one's eyes) fill with tears v.
His eyes filled with tears.
Gözleri yaşla doldu.

More Sentences
(ışık) ortama dolmak flood v.
Sunshine flooded into the offices.
Ofislere güneş ışığı doldu.

More Sentences
Phrasals
gözleri dolmak tear up v.
I tear up whenever I hear that song.
Ne zaman o şarkıyı duysam gözlerim doluyor.

More Sentences
ile dolmak inundate with v.
Finally, President Prodi, we expect to be inundated with Commission proposals.
Son olarak, Başkan Prodi, Komisyon teklifleri ile dolup taşmayı bekliyoruz.

More Sentences
Colloquial
limiti dolmak be maxed out v.
My credit cards are maxed out.
Kredi kartlarımın limiti doldu.

More Sentences
Idioms
nefretle dolmak bristle with rage v.
Mary bristled with rage after Tom broke her vase.
Mary, Tom onun vazosunu kırdıktan sonra nefretle doldu.

More Sentences
General
dolmak (süre) expire v.
ile dolmak (gözyaşı/bir duygu) well up v.
ile dolmak (gözyaşı/bir duygu) well in v.
kum ve çamurla dolmak silt up v.
alüvyon ile dolmak silt up v.
birlikte içeriye dolmak crowd together v.
çilesi dolmak for one's period of suffering to end v.
dolmak (yelken rüzgarla) swell v.
vadesi dolmak fall due v.
vadesi dolmak come to maturity v.
ile dolmak (gözyaşı/bir duygu) well within v.
suyla dolmak founder v.
süresi dolmak be out of date v.
garantisi dolmak (guarantee) expire v.
süre dolmak (time) run out v.
gözleri dolmak (one's eyes) to fill with tears v.
gözleri dolmak (one's eyes) to brim with tears v.
gözü dolmak (one's eyes) to fill with tears v.
gözü dolmak (one's eyes) to brim with tears v.
ağzına kadar dolmak brim v.
süresi dolmak run out v.
sevinçle dolmak be filled with joy v.
sevinçle dolmak be full of joy v.
zamanı dolmak one's time to be up v.
vize süresi dolmak one's visa to expire v.
geçici bir süre dolmak stop/halt temporarily v.
geçici bir süre dolmak stop/halt for a short time v.
tıka basa/ağzına kadar dolmak engorge v.
zaman dolmak the time is over v.
kaygı ile dolmak be filled with anxiety v.
yeniden (enerji, istek, umut vb.) ile dolmak recharge v.
yeniden dolmak refill v.
süresi dolmak terminate v.
zevkle dolmak joy v.
buharla dolmak vapor v.
buharla dolmak vapour v.
çizgilerle dolmak line v.
kibir dolmak bloat v.
tıka basa dolmak bulge v.
ağzına kadar dolmak choke v.
tıka basa dolmak choke v.
süresi dolmak determine v.
aşırı büyük kalabalıkla birlikte içeriye dolmak overcrowd v.
ağzına kadar dolmak overswell v.
aşırı dolmak overswell v.
süresi dolmak run out v.
kurtlar dolmak/basmak beworm v.
(şeffaf yüzey) leke veya çizgi ile dolmak cloud v.
çatlaklarla dolmak cranny v.
ağzına kadar dolmak pack v.
tamamen dolmak pack v.
sonuna kadar dolmak pack v.
yaşam enerjisi ile dolmak pulsate v.
enerji dolmak prevail [obsolete] v.
irinle dolmak putrefy v.
safrayla dolmak putrify v.
yavaş yavaş dolmak stand v.
Phrasals
katılım süresi dolmak close out v.
katılım süresi dolmak close something out v.
bir şey ile tıka basa dolmak/şişmek bulge with something v.
gırtlağına kadar bir şeyle dolmak cram someone or something with someone or something v.
pozitif enerji dolmak jump for (something) v.
süresi dolmak (yiyecek, içecek) go off v.
(birinin/bir şeyin) her tarafına (bir şey) dolmak swamp (someone or something) with (something) v.
(bir şeye/yere) dolmak stream into (something or some place) v.
küçük kesiklerle/sıyırıklarla dolmak scrape up v.
ile dolmak bulge with v.
(bir şeyle) dolmak bulge with (something) v.
ile dolmak burst with v.
(bir duyguyla) dolmak burst with (an emotion) v.
gözleri yaşla dolmak mist over v.
(bir şeyle) dolmak explode with (something) v.
(bir şeye) dolmak/doluvermek flood into (something) v.
(bir şeye) dolmak/doluvermek flood in (something) v.
(birinin) içi bir hisle dolmak flow over (someone) v.
akan bir şeyle dolmak flow with v.
akan (bir şeyle) dolmak flow with (something) v.
süresi dolmak go out v.
tıka basa dolmak chock up v.
tamamen dolmak chock up v.
meyveyle dolmak fruit up v.
gözleri dolmak glaze up v.
(bir şeyin) içine dolmak infiltrate into (something) v.
(bir sıvıyla) dolmak inundate with (something) v.
(bir şeyden dolayı) pozitif enerji dolmak jump from (something) v.
ile dolmak overflow with v.
(bir şeyle) dolmak resound with (something) v.
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her tarafına dolmak reverberate throughout (something or some place) v.
içeri dolmak/doluşmak stream in v.
(bir şeyin) içine hızla dolmak/girmek surge into (something) v.
ile dolmak swell with v.
bir duyguyla dolmak swell with v.
(bir şeyle) dolmak well up with (something) v.
(bir hisle) dolmak wipe over v.
Colloquial
miadı dolmak üzere olmak be done for v.
Idioms
(birinin) kullanım tarihi dolmak/geçmek pass (one's) sell-by date v.
(birinin) kullanım tarihi dolmak/geçmek pass your sell-by date v.
heyecanla dolmak burst with excitement v.
gözleri dolmak be moved to tears v.
içi neşeyle dolmak feel a glow of happiness v.
içi huzurla dolmak feel a glow of happiness v.
içi huzurla dolmak feel a glow of peacefulness v.
içi huzurla dolmak feel a glow of satisfaction v.
içi neşeyle dolmak feel a glow of peacefulness v.
içi neşeyle dolmak feel a glow of contentment v.
içi huzurla dolmak feel a glow of contentment v.
içi neşeyle dolmak feel a glow of satisfaction v.
miadı dolmak go the way of the horse and buggy v.
nefretle dolmak bristle with indignation v.
miyadı dolmak go the way of the dodo v.
nefretle dolmak bristle with anger v.
tıka basa dolmak be packed like sardines v.
miyadı dolmak go the way of the dinosaur v.
miyadı dolmak go the way of the dinosaurs v.
miadı dolmak have seen (one's) day v.
tıka basa dolmak be squashed (in) like sardines v.
gözleri dolmak be (all) choked up v.
(bir şey, duygu) dolmak brim with (something) v.
(bir şeyle, duyguyla) dolmak brim with (something) v.
mutlulukla/sevinçle dolmak burst with joy v.
vadesi dolmak/geçmek get in arrears v.
(kabarcık, çıban) olgunlaşıp irinle dolmak come to a head v.
Trade/Economic
tekrar dolmak replenish v.
vadesi dolmak mature v.
Computer
kendi kendine dolmak self populate v.
Marine
(dalga) kıç kasarasına dolmak poop v.
Physiology
kanla dolmak engorge v.
Pathology
şişerek irin dolmak apostemate v.
Archaic
birlikte içeriye dolmak huggle v.
Slang
kafası dolmak be brain dead v.
miadı dolmak tap out v.
mutlulukla dolmak bliss out v.
huzurla dolmak bliss out v.